Bir yaşına kadar bebekleri tuzla tanıştırmayın

SAĞLIK 31.03.2017 - 12:03, Güncelleme: 21.04.2021 - 10:50
 

Bir yaşına kadar bebekleri tuzla tanıştırmayın

Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Yüksel, çocukların ve bebeklerin mamalarına tuz katılmaması, özellikle ilk 1 yaş içinde çocukların tuzla kesinlikle tanıştırılmaması gerektiğini söyledi.

Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Çocuk Nefroloji ve Romatoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Selçuk Yüksel, günlük hayatta sıkça kullandığımız tuz hakkında çok önemli açıklamalarda bulundu. Sofra tuzu ya da yiyeceklere katılan tuzun içinde vücutta kullanılan sodyum ve klor elementinin olduğunu belirten Yüksel, sodyumun vücutta sıvı dengesini ve hücrelerin birbirleri arasında iletişimi sağlayan en önemli bileşen olduğunu ifade etti. Asıl sorunun tuzun yani içindeki sodyumun fazla miktarda alınması olduğunu vurgulayan Yüksel, şunları söyledi. “Yapılan çalışmalar vücuda gerekli tuz miktarının günlük 4 – 6 gram olduğunu göstermiştir. Oysa ülkemizde kişi başına düşen günlük tuz tüketimi yaklaşık 15 gramdır. Vücuda fazladan alınan tuz böbrekler yoluyla atılmaya çalışılır. Bu durum bir taraftan böbreklerin aşırı çalışmasına neden olurken, diğer taraftan vücutta fazladan su tutulmasına, tansiyonun yükselmesine, gözümüzdeki küçük damarların parçalanması ve hasar görmesi ile görme bozukluğu, huzursuzluk, baş ağrısı gibi yakınmaların ortaya çıkmasına neden olur.”   İHTİYACIMIZ OLAN TUZUN BİRKAÇ KAT FAZLASINI TÜKETİYORUZ “Günlük almamız gereken tuz (sodyum) miktarını zaten besinlerimizden tedarik etmekteyiz. Bunun diğer bir anlamı ise yiyeceklerimize ayrıca tuz katmamıza gerek olmadığı şeklinde yorumlanabilir. Sinemalarda sıklıkla film seyrederken tükettiğimiz tuzlu patlamış mısırın içinde 2 gram sodyum bulunmaktadır. Çocuklarımızın çok sevdiği tuzlu krakerlerde bu değer 1 grama kadar çıkabilmektedir. Ekmeklerimizdeki tuz oranını azaltma çalışmaları devam etmekle birlikte her 100 gram ekmek parçasında yaklaşık yarım gram tuz bulunmaktadır. Tüm bunları birleştirdiğimizde günlük almamız gereken tuzun gerçekte ihtiyacımızdan ne kadar fazla olduğunu kolaylıkla görebiliriz.”   FAZLA TUZDAN KORUNMAK İÇİN NELER YAPMALIYIZ? “Bunun en basit yolu sofradaki tuzluğu kaldırmaktır. Tuz yerine lezzet verici olarak baharat ve limon gibi ilave katkılar yapılabilir.  Çocukların ve bebeklerin mamalarına tuz katılmaması, özellikle ilk 1 yaş içinde çocukların tuzla kesinlikle tanıştırılmaması gerekiyor.”  
Pamukkale Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Yüksel, çocukların ve bebeklerin mamalarına tuz katılmaması, özellikle ilk 1 yaş içinde çocukların tuzla kesinlikle tanıştırılmaması gerektiğini söyledi.

Pamukkale Üniversitesi Hastanesi Çocuk Nefroloji ve Romatoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Selçuk Yüksel, günlük hayatta sıkça kullandığımız tuz hakkında çok önemli açıklamalarda bulundu. Sofra tuzu ya da yiyeceklere katılan tuzun içinde vücutta kullanılan sodyum ve klor elementinin olduğunu belirten Yüksel, sodyumun vücutta sıvı dengesini ve hücrelerin birbirleri arasında iletişimi sağlayan en önemli bileşen olduğunu ifade etti. Asıl sorunun tuzun yani içindeki sodyumun fazla miktarda alınması olduğunu vurgulayan Yüksel, şunları söyledi. “Yapılan çalışmalar vücuda gerekli tuz miktarının günlük 4 – 6 gram olduğunu göstermiştir. Oysa ülkemizde kişi başına düşen günlük tuz tüketimi yaklaşık 15 gramdır. Vücuda fazladan alınan tuz böbrekler yoluyla atılmaya çalışılır. Bu durum bir taraftan böbreklerin aşırı çalışmasına neden olurken, diğer taraftan vücutta fazladan su tutulmasına, tansiyonun yükselmesine, gözümüzdeki küçük damarların parçalanması ve hasar görmesi ile görme bozukluğu, huzursuzluk, baş ağrısı gibi yakınmaların ortaya çıkmasına neden olur.”

 

İHTİYACIMIZ OLAN TUZUN BİRKAÇ KAT FAZLASINI TÜKETİYORUZ

“Günlük almamız gereken tuz (sodyum) miktarını zaten besinlerimizden tedarik etmekteyiz. Bunun diğer bir anlamı ise yiyeceklerimize ayrıca tuz katmamıza gerek olmadığı şeklinde yorumlanabilir. Sinemalarda sıklıkla film seyrederken tükettiğimiz tuzlu patlamış mısırın içinde 2 gram sodyum bulunmaktadır. Çocuklarımızın çok sevdiği tuzlu krakerlerde bu değer 1 grama kadar çıkabilmektedir. Ekmeklerimizdeki tuz oranını azaltma çalışmaları devam etmekle birlikte her 100 gram ekmek parçasında yaklaşık yarım gram tuz bulunmaktadır. Tüm bunları birleştirdiğimizde günlük almamız gereken tuzun gerçekte ihtiyacımızdan ne kadar fazla olduğunu kolaylıkla görebiliriz.”

 

FAZLA TUZDAN KORUNMAK İÇİN NELER YAPMALIYIZ?

“Bunun en basit yolu sofradaki tuzluğu kaldırmaktır. Tuz yerine lezzet verici olarak baharat ve limon gibi ilave katkılar yapılabilir.  Çocukların ve bebeklerin mamalarına tuz katılmaması, özellikle ilk 1 yaş içinde çocukların tuzla kesinlikle tanıştırılmaması gerekiyor.”

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.