CHP'li Kazım Arslan'dan KOSGEB kredileri ile ilgili soru önergesi

SİYASET 10.11.2017 - 14:15, Güncelleme: 21.04.2021 - 10:50
 

CHP'li Kazım Arslan'dan KOSGEB kredileri ile ilgili soru önergesi

CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, 2016 yılında verilen usulsüz KOSGEB kredileri üzerindeki iddialarını sürdürdü ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’ye konuyla ilgili 10 yeni soru yöneltti.  Milletvekili Arslan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında şu ifadeleri kullandı:    “Devlette damatlardan sonra yeğenler devri de baş göstermiştir. Piyasadaki güven erimesinin, devlette hukukun ve liyakat çöküşünün son resmi KOSGEB kredilerinin usulsüzce, partizanca dağıtılmasıdır. Geçtiğimiz yıl, bu kredileri dağıtan ve her usulsüz kredi başına devleti 10 bin 500 TL faiz zararına sokan daire başkanlığında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın akrabası Recep Ali Erdoğan oturmaktaydı. 2016’da dağıtılan, yüzde 65’inin usulsüz olduğu saptanan bu kredilerden dolayı hesap vermesi gereken Recep Ali Erdoğan, bu yıl Haziran ayında KOSGEB Başkan Yardımcılığına terfi ettirilmiştir. Bu atama hangi liyakata göre olmuştur. Kamu zararına yol açan, görevini suiistimal edenler hakkında işlem başlatmayanlar hesap vermelidir. Devlette liyakat çökerken hesap vermesi gereken yeğenler devlette baştacı edilmiş, kredi veren dairenin amiri konumuna yükselmiştir. Verilen kredilerin nereye gittiği takip edilmemiştir. Devletin KOBİ’ler hakkında temel bir bilgi ve veri havuzunun olmadığı ortaya çıkmıştır. Bu kredinin adı ‘Saldım Çayıra, Mevlam Kayıra’ kredisidir.” ifadesini kullandı.    CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan’ın açıklaması şöyle:   “Sayıştay’ın KOSGEB hakkındaki tespitleri, devlette yaşanan suiistimalin, kadrolaşmanın, liyakat çöküşünün, yandaş kayırmanın ve kamu kaynaklarını israfın en somut örneklerindendir. Usulsüzlük bu iktidarda istisna değil, kural haline gelmiştir.   KOSGEB’de kadrolaşma tavan yapmış, çoğunlukla yakınına kaynak aktarma zirveye ulaşmıştır. KOSGEB’de doğruluğu kontrol edilmemiş belgelerle adrese teslim krediler açılmıştır. Gelişigüzel kararlarla kredi başvurusu toplayanlar, beyanları kontrol etmeden kredi dağıtanlar, faizi devlete ödetip anaparanın hangi işte harcandığını bile takip etmemiştir.   Kamu kaynakları partizan kadrolaşma eliyle, veri eksiği ve yönetim zaafiyetiyle büyük bir bilinmeze terk edilmiştir. Verilen 15 bin kredinin İstanbul ayağını tek tek inceleyen Sayıştay, 3358 dosyayı tamamlamış, yüzde 65 oranında usulsüzlük tespit etmiştir. Devlet, 50 bin Lira faizsiz krediyi 9 bankadan sağlamış ve krediyi alan her bir esnaf adına 10 bin 500 Lira faizi kendisi ödemiştir.   Devlet, usulsüz verilmiş her bir kredi için en az 10 bin 500’er Lira zarara sokulmuştur. Anaparanın hangi işi büyütmek ya da toparlamak için kullanıldığı ise takip edilmemiştir. Belgelerini eksiksiz teslim eden, bu krediye gerçekten ihtiyaç duyan ama partili olmayan, KOSGEB’de bir dayısı, yeğeni olmayan esnaf ise eli boş dönmüştür. Esnafa can suyu diye yola çıkanlar, parayı yanlış beyanda bulunana ya da yandaşa arka kapıdan dağıtmış, faizi de devletin sırtına atmıştır. Torpili olmayan ama başvuru belgesi tam olan esnaf yok sayılmıştır.   SALDIM ÇAYIRA MEVLAM KAYIRA KREDİSİ Bu kredinin adı “Saldım çayıra mevlam kayıra kredisi"dir. Devletin elinde KOBİ’lere ilişkin çok temel verilerin olmadığı, devletin gerçekte KOBİ sayısını ve çalışan sayısını, üretim hacmini bilmediği bu kredi sürecinde ortaya çıkmıştır. Acı olan şey, kredi dağıtan Kurumun ve Bakanlıkların KOBİler hakkında temel verileri toplamak için henüz bir model oluşturmamasıdır. Bu iktidarın artık esnafa dair yapacağı her açıklama şaibelidir, çünkü elinde somut bir veri yoktur. Verilen kredinin nerelerde kullanıldığı, hangi işletmelerin hangi iş yatırımında bulunduğu, kredinin hangi ek istihdam ve cirolara yardımcı olduğu, gerçekte kaç kişinin çalıştırıldığı dahi bilinmiyor. Çünkü KOSGEB‘in verdiği krediyi yerinde takip etmediği, yapılan işin alınan kredi için harcanıp harcanmadığı dahi belli değildir. KOSGEB’in verdiği desteklerin destek alacak işletmelerin beyanına dayanarak gerçekleştiği ve bu beyanların kontrolünün yapılmadığı açığa çıkmıştır.   SAYIŞTAY UYARMASINA RAĞMEN KREDİ VERİLDİ Dünyanın hiçbir yerinde, kredi dağıtan bir kurum sadece başvuran işletmenin beyanına göre kredi onayı vermez. Acı olan şey, Sayıştay’ın zamanında uyarmasına rağmen, bu usulsüz kredilerin verilmeye devam edilmesidir. Asla kredi verilmemesi gereken firmalar bu süreçte tek tek işaret edilmiş ancak KOSGEB yönetimi görevini kötüye kullanmıştır. Hatalı verilmiş krediler geri alınmamış, milyonlarca Lira kamu zararına göz göre göre yol açılmıştır. Asil ve yedek listelerin tespiti sonrasında da veriler üzerinde bir değerlendirme yapılmamıştır.   TABELA ŞİRKETLERE BİLE KREDİ DAĞITILDI Hiçbir üretim yapmayan, fatura kesmemiş tabela şirketler destek almışsa, darboğazdaki esnaf adalet bekliyorsa, bunun hesabı derhal verilmelidir. Satış hasılatı ve mali bilanço toplamı “0” olan, hesapları kontrol edilmemiş tabela işletmelerden destek alanlar derhal açıklanmalıdır.   DEVLET, BATIK KREDİYE KEFİL YAPILDI KOSGEB faizsiz kredileri, bu iktidarın devleti batık kredide aracı olarak kullanmasının yolu olmuştur. Bu model, ekonomi çökerken halkın son kaynaklarını da heba etmekten başka şey değildir. Bir bankaya gitseniz 7 sülalenize kadar araştırırlar ama KOSGEB’in elinde hangi işletmenin ne kadar çalışanı, ne kadar borcu, cirosu, ne üretip sattığı bilinmediği için başvuranın beyanına göre kredi verilmiştir. Bu büyük hata, damat ve yeğenler eliyle, devleti batık kredide kefil  göstermek demektir. Devlet, bankaların hayatta vermeyeceği bir kredide paravan yerine kullanılmış, batık kredinin faizi bu iktidar eliyle devlete ödetilmiştir. Beyana dayalı destek modeli büyük bir kamu zararına yol açarak çökmüştür.   YEĞEN MODELİ KOBİ ANLAYIŞI ÇÖKER   Damat modeli enerjiden sonra Yeğen modeli KOBİ desteklerini gördük. Kamu kaynağını böylesine kötü yönettiği, kamu zararına bilerek sebep olduğu  Sayıştay Raporları ile de tespit edilmiş KOSGEB Yöneticileri hakkında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı cezai ve idari soruşturma başlatmalıdır.   KOSGEB’deki bu hatalı kredi verme işlemini onaylayan, göz yuman dönemin KOBİ Finansman Daire Başkanı Recep Ali Erdoğan hangi ölçüte göre, hangi eğitimi ve uzmanlığıyla Haziran 2017’de KOSGEB Başkan Yardımcılığı görevine yükseltilmiştir?    10 sorudan oluşan önergemi Sayın Bakan Faruk Özlü’ye yöneltiyor ve KOSGEB’deki bu kamu zararının telafisi hakkında işlem başlatmasını bekliyorum. Esnafımız devletten maliyet yüklerinin azaltılması, yerli üretim ve pazar olanaklarının genişletilmesini bekliyor, adil bir teşvik ve kredi sistemi istiyor. Yeğenlerin hükmettiği bir KOBİ kredisiyle yol almak mümkün değildir.

CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan, 2016 yılında verilen usulsüz KOSGEB kredileri üzerindeki iddialarını sürdürdü ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü’ye konuyla ilgili 10 yeni soru yöneltti.  Milletvekili Arslan, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında şu ifadeleri kullandı: 

 

“Devlette damatlardan sonra yeğenler devri de baş göstermiştir. Piyasadaki güven erimesinin, devlette hukukun ve liyakat çöküşünün son resmi KOSGEB kredilerinin usulsüzce, partizanca dağıtılmasıdır. Geçtiğimiz yıl, bu kredileri dağıtan ve her usulsüz kredi başına devleti 10 bin 500 TL faiz zararına sokan daire başkanlığında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın akrabası Recep Ali Erdoğan oturmaktaydı. 2016’da dağıtılan, yüzde 65’inin usulsüz olduğu saptanan bu kredilerden dolayı hesap vermesi gereken Recep Ali Erdoğan, bu yıl Haziran ayında KOSGEB Başkan Yardımcılığına terfi ettirilmiştir. Bu atama hangi liyakata göre olmuştur. Kamu zararına yol açan, görevini suiistimal edenler hakkında işlem başlatmayanlar hesap vermelidir. Devlette liyakat çökerken hesap vermesi gereken yeğenler devlette baştacı edilmiş, kredi veren dairenin amiri konumuna yükselmiştir. Verilen kredilerin nereye gittiği takip edilmemiştir. Devletin KOBİ’ler hakkında temel bir bilgi ve veri havuzunun olmadığı ortaya çıkmıştır. Bu kredinin adı ‘Saldım Çayıra, Mevlam Kayıra’ kredisidir.” ifadesini kullandı.

  

CHP Denizli Milletvekili Kazım Arslan’ın açıklaması şöyle:

 

“Sayıştay’ın KOSGEB hakkındaki tespitleri, devlette yaşanan suiistimalin, kadrolaşmanın, liyakat çöküşünün, yandaş kayırmanın ve kamu kaynaklarını israfın en somut örneklerindendir. Usulsüzlük bu iktidarda istisna değil, kural haline gelmiştir.

 

KOSGEB’de kadrolaşma tavan yapmış, çoğunlukla yakınına kaynak aktarma zirveye ulaşmıştır. KOSGEB’de doğruluğu kontrol edilmemiş belgelerle adrese teslim krediler açılmıştır. Gelişigüzel kararlarla kredi başvurusu toplayanlar, beyanları kontrol etmeden kredi dağıtanlar, faizi devlete ödetip anaparanın hangi işte harcandığını bile takip etmemiştir.

 

Kamu kaynakları partizan kadrolaşma eliyle, veri eksiği ve yönetim zaafiyetiyle büyük bir bilinmeze terk edilmiştir. Verilen 15 bin kredinin İstanbul ayağını tek tek inceleyen Sayıştay, 3358 dosyayı tamamlamış, yüzde 65 oranında usulsüzlük tespit etmiştir. Devlet, 50 bin Lira faizsiz krediyi 9 bankadan sağlamış ve krediyi alan her bir esnaf adına 10 bin 500 Lira faizi kendisi ödemiştir.

 

Devlet, usulsüz verilmiş her bir kredi için en az 10 bin 500’er Lira zarara sokulmuştur. Anaparanın hangi işi büyütmek ya da toparlamak için kullanıldığı ise takip edilmemiştir. Belgelerini eksiksiz teslim eden, bu krediye gerçekten ihtiyaç duyan ama partili olmayan, KOSGEB’de bir dayısı, yeğeni olmayan esnaf ise eli boş dönmüştür. Esnafa can suyu diye yola çıkanlar, parayı yanlış beyanda bulunana ya da yandaşa arka kapıdan dağıtmış, faizi de devletin sırtına atmıştır. Torpili olmayan ama başvuru belgesi tam olan esnaf yok sayılmıştır.

 

SALDIM ÇAYIRA MEVLAM KAYIRA KREDİSİ

Bu kredinin adı “Saldım çayıra mevlam kayıra kredisi"dir. Devletin elinde KOBİ’lere ilişkin çok temel verilerin olmadığı, devletin gerçekte KOBİ sayısını ve çalışan sayısını, üretim hacmini bilmediği bu kredi sürecinde ortaya çıkmıştır. Acı olan şey, kredi dağıtan Kurumun ve Bakanlıkların KOBİler hakkında temel verileri toplamak için henüz bir model oluşturmamasıdır. Bu iktidarın artık esnafa dair yapacağı her açıklama şaibelidir, çünkü elinde somut bir veri yoktur. Verilen kredinin nerelerde kullanıldığı, hangi işletmelerin hangi iş yatırımında bulunduğu, kredinin hangi ek istihdam ve cirolara yardımcı olduğu, gerçekte kaç kişinin çalıştırıldığı dahi bilinmiyor. Çünkü KOSGEB‘in verdiği krediyi yerinde takip etmediği, yapılan işin alınan kredi için harcanıp harcanmadığı dahi belli değildir. KOSGEB’in verdiği desteklerin destek alacak işletmelerin beyanına dayanarak gerçekleştiği ve bu beyanların kontrolünün yapılmadığı açığa çıkmıştır.

 

SAYIŞTAY UYARMASINA RAĞMEN KREDİ VERİLDİ

Dünyanın hiçbir yerinde, kredi dağıtan bir kurum sadece başvuran işletmenin beyanına göre kredi onayı vermez. Acı olan şey, Sayıştay’ın zamanında uyarmasına rağmen, bu usulsüz kredilerin verilmeye devam edilmesidir. Asla kredi verilmemesi gereken firmalar bu süreçte tek tek işaret edilmiş ancak KOSGEB yönetimi görevini kötüye kullanmıştır. Hatalı verilmiş krediler geri alınmamış, milyonlarca Lira kamu zararına göz göre göre yol açılmıştır. Asil ve yedek listelerin tespiti sonrasında da veriler üzerinde bir değerlendirme yapılmamıştır.

 

TABELA ŞİRKETLERE BİLE KREDİ DAĞITILDI

Hiçbir üretim yapmayan, fatura kesmemiş tabela şirketler destek almışsa, darboğazdaki esnaf adalet bekliyorsa, bunun hesabı derhal verilmelidir. Satış hasılatı ve mali bilanço toplamı “0” olan, hesapları kontrol edilmemiş tabela işletmelerden destek alanlar derhal açıklanmalıdır.

 

DEVLET, BATIK KREDİYE KEFİL YAPILDI

KOSGEB faizsiz kredileri, bu iktidarın devleti batık kredide aracı olarak kullanmasının yolu olmuştur. Bu model, ekonomi çökerken halkın son kaynaklarını da heba etmekten başka şey değildir. Bir bankaya gitseniz 7 sülalenize kadar araştırırlar ama KOSGEB’in elinde hangi işletmenin ne kadar çalışanı, ne kadar borcu, cirosu, ne üretip sattığı bilinmediği için başvuranın beyanına göre kredi verilmiştir. Bu büyük hata, damat ve yeğenler eliyle, devleti batık kredide kefil  göstermek demektir. Devlet, bankaların hayatta vermeyeceği bir kredide paravan yerine kullanılmış, batık kredinin faizi bu iktidar eliyle devlete ödetilmiştir. Beyana dayalı destek modeli büyük bir kamu zararına yol açarak çökmüştür.

 

YEĞEN MODELİ KOBİ ANLAYIŞI ÇÖKER

 

Damat modeli enerjiden sonra Yeğen modeli KOBİ desteklerini gördük.

Kamu kaynağını böylesine kötü yönettiği, kamu zararına bilerek sebep olduğu  Sayıştay Raporları ile de tespit edilmiş KOSGEB Yöneticileri hakkında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı cezai ve idari soruşturma başlatmalıdır.

 

KOSGEB’deki bu hatalı kredi verme işlemini onaylayan, göz yuman dönemin KOBİ Finansman Daire Başkanı Recep Ali Erdoğan hangi ölçüte göre, hangi eğitimi ve uzmanlığıyla Haziran 2017’de KOSGEB Başkan Yardımcılığı görevine yükseltilmiştir? 

 

10 sorudan oluşan önergemi Sayın Bakan Faruk Özlü’ye yöneltiyor ve KOSGEB’deki bu kamu zararının telafisi hakkında işlem başlatmasını bekliyorum. Esnafımız devletten maliyet yüklerinin azaltılması, yerli üretim ve pazar olanaklarının genişletilmesini bekliyor, adil bir teşvik ve kredi sistemi istiyor. Yeğenlerin hükmettiği bir KOBİ kredisiyle yol almak mümkün değildir.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.