Denizli'de Verem Eğitimi Ve Propaganda Haftası

DENİZLİ 08.01.2019 - 11:23, Güncelleme: 21.04.2021 - 10:51
 

Denizli'de Verem Eğitimi Ve Propaganda Haftası

Denizli İl Sağlık Müdürlüğü Verem Savaş Dispanseri Tüberküloz İl Koordinatörü Dr. H.Betül Abdüloğlu, 72. Verem Eğitimi ve Propaganda Haftası nedeniyle açıklama yaparak verem (tüberküloz) hastalığı, bulaşma yolları ve tedavisi hakkında bilgilendirmede bulundu.     Tüberküloz İl Koordinatörü Dr. H.Betül Abdüloğlu, bulaştırıcı bir enfeksiyon hastalığı olan veremin sadece bireyi değil, toplumu da ilgilendirdiğini ve toplumun hastalığa karşı bilinçlendirilmesi için 1947 yılından bu yana her yıl Ocak ayının ilk Pazar gününden başlayan haftanın ‘’Verem Eğitimi ve Propaganda Haftası” olarak belirlendiğini söyledi. Abdüloğlu: “Bu yılda 72.Verem Eğitim ve Propaganda Haftası 6-12 Ocak 2019 tarihleri arasındadır. İnsanlık tarihi kadar eski bir hastalık olan verem etkeni, aşısı ve ilaçlarının uzun yıllar önce bulunmasına rağmen özellikle geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde hala büyük bir sağlık sorunudur. Türkiye’de ölüm nedenleri arasında ilk 20 hastalık içinde yer almaktadır. Tüm dünya nüfusunun yaklaşık dörtte biri verem basili ile enfektedir. Enfekte kişilerin 5-10'u yaşamlarının bir döneminde hasta olmaktadır. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 10,4 milyon kişi vereme yakalanmakta, 1.7 milyon kişi de bu hastalıktan ölmektedir. Türkiye genelinde 2017 yılı verem hastalığı insidansı yüzbinde 15,3’dir. Denizli’de ise 2017 yılı insidansı  yüzbinde 8,1dir” diye konuştu.   Verem Hastalığının Bulaşmasında Balgam En Önemli Kaynaktır   Verem hastalığının etkeninin ”mycobacterium tuberculosis” adlı bakteri olduğunu ve çoğunlukla akciğerlerde hastalık oluşturmalarına rağmen lenf bezleri, kemikler, eklemler, beyin, böbrekler, sindirim sistemi, omurga gibi organ ve sistemleri de etkileyebildiğini belirten Abdüloğlu, hastalığın seyri ve belirtileri hakkında şöyle  konuştu: “Tüm organları tutabilmesine karşın, verem (tüberküloz) denildiğinde daha çok akciğer tüberkülozu, hatta Yayma Pozitif Akciğer Tüberkülozu akla gelmektedir. Hastalığı sağlam kişilere bulaştırarak toplum içinde yayılmasına neden olmaktadır. Öksürme, aksırma ve konuşma havada verem basilleri içeren çok küçük damlacıkların oluşmasına yol açar. Bu damlacıklar sağlam insanlar tarafından solunum yoluyla alınabilir ve hastalığa yol açabilir. Özellikle dengeli beslenmeyen, sigara, alkol ve uyuşturucu madde kullanan kişilerde, şeker hastalığı, kronik böbrek yetmezliği gibi kronik hastalığı olanlarda vücut direnci düşük olduğu için verem hastalığına yakalanma riski artmaktadır. Hastalığın en sık görülen belirtileri; 2-3 haftadan uzun süren öksürük, ateş, gece terlemesi, kanlı balgam çıkarma ve kilo kaybıdır. Bu şikayetleri olan kişilerin en yakın zamanda bir sağlık kuruluşuna müracaat etmeleri gerekmektedir. Verem hastalığından korunmak için verem aşısı (BCG) tüm bebeklere 2 aylıkken mutlaka yapılmalıdır. Bu aşı hem Verem Savaş Dispanserinde hem de Aile Sağlığı Merkezlerinde ücretsiz olarak yapılmaktadır. Verem Savaşı Dispanserleri, verem hastalığı ile mücadelede yıllardır önemli ve etkin bir çalışma yürütmekte olup, verem hastalığının erken teşhisi ve tedavisi, hastalığın yayılmasının önlenmesi için koruyucu önlemlerin alınması ve uygulanması gibi görevleri yapmaktadır. Bu görevlerinin dışında diğer akciğer hastalıklarının ayırıcı tanısı, gerekenlerin sevki ile risk grupları taramaları yapılmaktadır ve tüm bunlar ücretsizdir. Verem hastalığı olan bir kişinin aile üyeleri, iş arkadaşları hastalığın bulaşması açısından en büyük risktedirler. Bu kişiler de ücretsiz dispanserde kontrolden geçirilmekte ve gerekli olanlar korumaya alınmaktadır” dedi.   DGT, Verem Kontrolünde En Önemli Tedavi Stratejisidir   Abdüloğlu, veremin günümüzde tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu ve tedavisinin DGT (Doğrudan Gözetimli Tedavi) ile en az 6 ay olduğunu vurguladı ve “DGT, verem hastasının tüm tedavi süresince ilaçlarının her dozunu sağlık personeli gözetiminde içmesi ve bu durumun kaydedilmesi esasına dayanan bir tedavi şeklidir. Böylece hastaların planlanan tedavi süresince ilaçlarını içtiğinden emin olabiliriz. Hasta ilaçlarını düzenli olarak kullanırsa tamamen iyileşir, aksi halde ilaçlara direnç gelişir. Tedavi güçleşir, uzar ve öldürücü olabilir. Tedavi edilmeyen her verem hastası yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırır” şeklinde konuştu.   Abdüloğlu, son olarak 2018 yılında Verem Savaş Dispanserinde 12.814 kişinin kontrolden geçirildiğini, 88 yeni verem hastası saptandığını, devam eden tedavideki hastalarla birlikte toplam 137 hastanın takibinin yapıldığını, 1.772 hastanın temaslı kontrolü yapılarak 568 kişinin de koruma tedavi aldığını sözlerine ekledi.      

Denizli İl Sağlık Müdürlüğü Verem Savaş Dispanseri Tüberküloz İl Koordinatörü Dr. H.Betül Abdüloğlu, 72. Verem Eğitimi ve Propaganda Haftası nedeniyle açıklama yaparak verem (tüberküloz) hastalığı, bulaşma yolları ve tedavisi hakkında bilgilendirmede bulundu.

 

 

Tüberküloz İl Koordinatörü Dr. H.Betül Abdüloğlu, bulaştırıcı bir enfeksiyon hastalığı olan veremin sadece bireyi değil, toplumu da ilgilendirdiğini ve toplumun hastalığa karşı bilinçlendirilmesi için 1947 yılından bu yana her yıl Ocak ayının ilk Pazar gününden başlayan haftanın ‘’Verem Eğitimi ve Propaganda Haftası” olarak belirlendiğini söyledi. Abdüloğlu: “Bu yılda 72.Verem Eğitim ve Propaganda Haftası 6-12 Ocak 2019 tarihleri arasındadır. İnsanlık tarihi kadar eski bir hastalık olan verem etkeni, aşısı ve ilaçlarının uzun yıllar önce bulunmasına rağmen özellikle geri kalmış ve gelişmekte olan ülkelerde hala büyük bir sağlık sorunudur. Türkiye’de ölüm nedenleri arasında ilk 20 hastalık içinde yer almaktadır. Tüm dünya nüfusunun yaklaşık dörtte biri verem basili ile enfektedir. Enfekte kişilerin 5-10'u yaşamlarının bir döneminde hasta olmaktadır. Dünya genelinde her yıl yaklaşık 10,4 milyon kişi vereme yakalanmakta, 1.7 milyon kişi de bu hastalıktan ölmektedir. Türkiye genelinde 2017 yılı verem hastalığı insidansı yüzbinde 15,3’dir. Denizli’de ise 2017 yılı insidansı  yüzbinde 8,1dir” diye konuştu.

 

Verem Hastalığının Bulaşmasında Balgam En Önemli Kaynaktır

 

Verem hastalığının etkeninin ”mycobacterium tuberculosis” adlı bakteri olduğunu ve çoğunlukla akciğerlerde hastalık oluşturmalarına rağmen lenf bezleri, kemikler, eklemler, beyin, böbrekler, sindirim sistemi, omurga gibi organ ve sistemleri de etkileyebildiğini belirten Abdüloğlu, hastalığın seyri ve belirtileri hakkında şöyle  konuştu: “Tüm organları tutabilmesine karşın, verem (tüberküloz) denildiğinde daha çok akciğer tüberkülozu, hatta Yayma Pozitif Akciğer Tüberkülozu akla gelmektedir. Hastalığı sağlam kişilere bulaştırarak toplum içinde yayılmasına neden olmaktadır. Öksürme, aksırma ve konuşma havada verem basilleri içeren çok küçük damlacıkların oluşmasına yol açar. Bu damlacıklar sağlam insanlar tarafından solunum yoluyla alınabilir ve hastalığa yol açabilir. Özellikle dengeli beslenmeyen, sigara, alkol ve uyuşturucu madde kullanan kişilerde, şeker hastalığı, kronik böbrek yetmezliği gibi kronik hastalığı olanlarda vücut direnci düşük olduğu için verem hastalığına yakalanma riski artmaktadır. Hastalığın en sık görülen belirtileri; 2-3 haftadan uzun süren öksürük, ateş, gece terlemesi, kanlı balgam çıkarma ve kilo kaybıdır. Bu şikayetleri olan kişilerin en yakın zamanda bir sağlık kuruluşuna müracaat etmeleri gerekmektedir. Verem hastalığından korunmak için verem aşısı (BCG) tüm bebeklere 2 aylıkken mutlaka yapılmalıdır. Bu aşı hem Verem Savaş Dispanserinde hem de Aile Sağlığı Merkezlerinde ücretsiz olarak yapılmaktadır. Verem Savaşı Dispanserleri, verem hastalığı ile mücadelede yıllardır önemli ve etkin bir çalışma yürütmekte olup, verem hastalığının erken teşhisi ve tedavisi, hastalığın yayılmasının önlenmesi için koruyucu önlemlerin alınması ve uygulanması gibi görevleri yapmaktadır. Bu görevlerinin dışında diğer akciğer hastalıklarının ayırıcı tanısı, gerekenlerin sevki ile risk grupları taramaları yapılmaktadır ve tüm bunlar ücretsizdir. Verem hastalığı olan bir kişinin aile üyeleri, iş arkadaşları hastalığın bulaşması açısından en büyük risktedirler. Bu kişiler de ücretsiz dispanserde kontrolden geçirilmekte ve gerekli olanlar korumaya alınmaktadır” dedi.

 

DGT, Verem Kontrolünde En Önemli Tedavi Stratejisidir

 

Abdüloğlu, veremin günümüzde tedavi edilebilir bir hastalık olduğunu ve tedavisinin DGT (Doğrudan Gözetimli Tedavi) ile en az 6 ay olduğunu vurguladı ve “DGT, verem hastasının tüm tedavi süresince ilaçlarının her dozunu sağlık personeli gözetiminde içmesi ve bu durumun kaydedilmesi esasına dayanan bir tedavi şeklidir. Böylece hastaların planlanan tedavi süresince ilaçlarını içtiğinden emin olabiliriz. Hasta ilaçlarını düzenli olarak kullanırsa tamamen iyileşir, aksi halde ilaçlara direnç gelişir. Tedavi güçleşir, uzar ve öldürücü olabilir. Tedavi edilmeyen her verem hastası yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırır” şeklinde konuştu.

 

Abdüloğlu, son olarak 2018 yılında Verem Savaş Dispanserinde 12.814 kişinin kontrolden geçirildiğini, 88 yeni verem hastası saptandığını, devam eden tedavideki hastalarla birlikte toplam 137 hastanın takibinin yapıldığını, 1.772 hastanın temaslı kontrolü yapılarak 568 kişinin de koruma tedavi aldığını sözlerine ekledi.

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.