Eğitim-Bir-Sen Teşkilatı Eğitimden Geçti

DENİZLİ 20.12.2017 - 14:50, Güncelleme: 21.04.2021 - 10:50
 

Eğitim-Bir-Sen Teşkilatı Eğitimden Geçti

Eğitim-Bir-Sen Denizli 1 Nolu Şube Teşkilatı, Afyonkarahisar’da teşkilat eğitiminden geçti. Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın Yayla’nın da katıldığı Teşkilat eğitimine, Genişletilmiş yönetim, İlçe temsilcileri ve yönetim kurulu üyeleri katıldı.   Teşkilat eğitimi Şube Başkanı Kazım Tefçi’nin açış konuşmasıyla başladı. Tefçi açış konuşmasında; menfur bir olay sonucu hayatını kaybeden ve daha önce ilimizde çalışmış Ayhan Kökmen arkadaşımızın öldürülmesi bizleri derinden üzmüştür. Bu olay Öğretmenliği değersizleştiren, ötekileştiren ve sanki bütün olumsuzlukların merkezinde öğretmen varmış zihniyetiyle düşünen zihniyetin sonucudur. Bizler teşkilat olarak öğretmenin değerinin yükseltilmesi için her türlü sorumluluğu almaya hazırız. Eğitimde yaşanan ve her geçen gün artan bu şiddet olaylarının son bulmasını ve bizleri derinden yaralayan bu olayların yaşanmamasını istiyoruz.    ABD nin Kudus’ü İsrailin başkenti ilan etmesiyle ilgili konuya da değinen Başkan Tefçi; Mekke Allahın haremidir, Medine Peygamberin haremidir, Mescid-i Aksa ise bütün Müslümanların haremi ve namusudur. Bu teşkilat haremine ve namusuna sahip çıkmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdır. Kudüs davası hak bir davadır. Bundan dolayı hak olan davada zafer muhakkaktır. Bunun için Kudüs’e selam direnişe devam diyoruz.   17 Aralık sürecine de değinen Tefçi; milletin iktidara getirdiği hükümete karşı adı yolsuzluk olan yargı darbesinin yıl dönümünde şuna da değinmeden geçemeyeceğim.  15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra hainlerin bir kısmı yurt dışına kaçtı, bir kısmı da hapishanede cezasını çekiyor ama ; 17-25 Aralıktan sonra fetönün okullarını açıp, boy boy resmi asılı olanlar hala görevlerinde devam ediyorlar. Teşkilat olarak bu durumdan rahatsızlığımızı ve bu işin takipçisi olacağımızın altını çizmek istiyorum, sözleriyle konuşmasını tamamladı. Şube Başkanının açılış konuşmasından sonra Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın Yayla konuşma yaptı.   Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın Yayla, eğitimin önemine dikkat çekerek, “İlme, irfana, âlime ve arife hürmeti esas alan bir medeniyetin bakiyesi olan Türkiye’de, öğretmenlere, yürüttükleri önemli mesleğin maddi karşılığının hakkıyla ödenmemesinin yanında manevi karşılığı olan saygının bile çok görüldüğü günleri yaşıyoruz. Bugün gelinen noktada ülkemizin artık temel sorunlarından biri öğretmenlere ve emeklerine saygı sorunudur. Ölümle sonuçlanan şiddetin sorumlusu, eğitim sistemine ve eğitim hizmetine öğretmenlerle birlikte el ele kalite kazandırması gereken Millî Eğitim Bakanlığı’nın yanlış politikaları, öğretmeni şamaroğlanına çeviren uygulamalarıdır” dedi.   Hasan Yalçın Yayla, sendikacılığın teori ve pratiğine yönelik, kavramsal çerçevesinden stratejisine, tarihinden insan unsuruna kadar ele alarak, Türkiye’de sendikal mücadelenin niteliğini artırmak amacıyla eğitim programları gerçekleştirdiklerini söyledi. Kongre sürecinde ortaya koydukları hedefler doğrultusunda teşkilat eğitimine büyük önem verdiklerini ifade eden Yayla, “Tüm örgütlenmeler ve kurumlar için en önemli unsur insandır, insan için de en büyük kazanım eğitimdir. Üreterek ve eğiterek teşkilatımızı daha donanımlı, daha mücadeleci ve daha kararlı hâle getirmek için bu faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Adanmışlık ruhuyla alanda mücadele veren temsilcilerimizle el ele, gönül gönüle bu kutlu yolda birlikte yürümeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.   Haksızlığa uğrayan herkesin yanındayız Türkiye’nin sendikal tarihinin olumsuz örneklerle dolu olduğunu kaydeden Yayla, şöyle devam etti: “Esnafın camı, kaldırımın taşı, milletin arabasıyla sorunu olan yaklaşımların bizim kitabımızda yeri olmadı, olamaz. Sendikacılığı köhne zihniyetin sopası olarak görenlere inat insan onurunu merkeze alarak bu alana yeni bir soluk getirdik, sendikacılığı kavga zemininden çıkararak hizmet zeminine taşıdık. Kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif İnan, vesayet odaklarıyla mücadele eden ve milletin değerleriyle özdeşleşen bir sendikanın temelini atmış, ‘Hangi düşüncede olursa olsun, hangi fikir kampı içerisinde yer alırsa alsın, herkesin insan olarak kabul görmesi, kimsenin inancından dolayı horlanmaması lazım. İsterse benim inancımın tam zıddı olsun. Ben ona da hakk-ı hayat tanınmasının kavgacısıyım’ diyerek sendikal anlayışını ortaya koymuş, bu doğrultuda hak ve özgürlük mücadelesini yürütmüştür. Bizler de bu anlayışla sendikal çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”   Sesimize kulak verilseydi, birçok sorunu konuşmazdık Daha iyi bir eğitim için çalışmalar yaptıklarını, eğitim çalışanlarının sorunlarından arınmış bir şekilde işlerinin başına gitmeleri için çaba harcadıklarını dile getiren Yayla, “Dikkat çektiğimiz sorunlara zamanında ve kabul oranı yüksek çözümler üretilseydi, beklentileri karşılayan adımlar atılsaydı, yanlış uygulamalarda ısrar edilmeseydi, bugün birçok sorunu konuşmuyor olacaktık. Yıllardır ‘öğretmene saygı’ dedik, eğitimin aktörü olan ‘öğretmenleri figürana dönüştüren uygulamalardan vazgeçin’ dedik. Yetkililer ısrarla duymazdan geldi. Bildiğini okumaya devam etti. Gelinen nokta oldukça düşündürücüdür. Şiddet aldı başını gidiyor, eğitim çalışanları sık sık şiddete maruz kalıyor, bazısı ölümle sonuçlanıyor. Son olarak İzmir Ödemiş’te Okul Müdürümüz Ayhan Kökmen öğrencisi tarafından silahlı saldırıya uğradı ve hayatını kaybetti. Bu olayın son olmasını temenni ediyorum. Ayhan öğretmenimizin öldürülmesi aslında bir sonuçtur. Bu sonucun sebepleri, Millî Eğitim Bakanlığı’nın yanlış politikaları ve hatalı icraatıdır. Siz öğretmene performans getirirseniz, mülakatla öğretmen alarak insanları kutuplaştırırsanız, öğretmenin özlük haklarını 4/B ile ortadan kaldırmaya çalışırsanız, her 4 yılda bir eğitim çalışanlarına sınav yapmaya kalkışırsanız, eğitimcinin itibarını ayaklar altına aldırtırsanız işte sonuç bu olur” ifadelerini kullandı.   ‘Ben yaptım, oldu’ anlayışından vazgeçilmelidir Sendika olarak müfredattan öğretmen atamaya kadar milletin geleceğine yön veren eğitimle ilgili birçok çalışma yaptıklarını kaydeden Yayla, “Bu gibi menfur olayların yaşanmaması için üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Bakanlığın ‘ben yaptım, oldu’ anlayışından vazgeçmesi, paydaşların sesine kulak vermesi, görüş ve önerilerini göz önünde bulundurarak çalışma yapması gerekmektedir” diye konuştu.   Programın 1. bölümü teşkilat yöneticilerinin soru-cevap kısmıyla sona erdi. 2. Bölümde ise Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Danışmanı ve Çalışma Hayatı Uzmanı Tarkan Zengin’in ‘Türkiye de etkili sendikacılık ve iletişim’ sunumuyla devam etti. 3. Bölümde ise sekreterya eğitimleri yapıldı. Kapanış ta ise programa katılan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın Yayla’ya günün anısına bir hediye takdim edildi.          

Eğitim-Bir-Sen Denizli 1 Nolu Şube Teşkilatı, Afyonkarahisar’da teşkilat eğitiminden geçti. Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın Yayla’nın da katıldığı Teşkilat eğitimine, Genişletilmiş yönetim, İlçe temsilcileri ve yönetim kurulu üyeleri katıldı.

 

Teşkilat eğitimi Şube Başkanı Kazım Tefçi’nin açış konuşmasıyla başladı. Tefçi açış konuşmasında; menfur bir olay sonucu hayatını kaybeden ve daha önce ilimizde çalışmış Ayhan Kökmen arkadaşımızın öldürülmesi bizleri derinden üzmüştür. Bu olay Öğretmenliği değersizleştiren, ötekileştiren ve sanki bütün olumsuzlukların merkezinde öğretmen varmış zihniyetiyle düşünen zihniyetin sonucudur. Bizler teşkilat olarak öğretmenin değerinin yükseltilmesi için her türlü sorumluluğu almaya hazırız. Eğitimde yaşanan ve her geçen gün artan bu şiddet olaylarının son bulmasını ve bizleri derinden yaralayan bu olayların yaşanmamasını istiyoruz. 

 

ABD nin Kudus’ü İsrailin başkenti ilan etmesiyle ilgili konuya da değinen Başkan Tefçi; Mekke Allahın haremidir, Medine Peygamberin haremidir, Mescid-i Aksa ise bütün Müslümanların haremi ve namusudur. Bu teşkilat haremine ve namusuna sahip çıkmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırdır. Kudüs davası hak bir davadır. Bundan dolayı hak olan davada zafer muhakkaktır. Bunun için Kudüs’e selam direnişe devam diyoruz.

 

17 Aralık sürecine de değinen Tefçi; milletin iktidara getirdiği hükümete karşı adı yolsuzluk olan yargı darbesinin yıl dönümünde şuna da değinmeden geçemeyeceğim.  15 Temmuz darbe teşebbüsünden sonra hainlerin bir kısmı yurt dışına kaçtı, bir kısmı da hapishanede cezasını çekiyor ama ; 17-25 Aralıktan sonra fetönün okullarını açıp, boy boy resmi asılı olanlar hala görevlerinde devam ediyorlar. Teşkilat olarak bu durumdan rahatsızlığımızı ve bu işin takipçisi olacağımızın altını çizmek istiyorum, sözleriyle konuşmasını tamamladı. Şube Başkanının açılış konuşmasından sonra Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın Yayla konuşma yaptı.

 

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın Yayla, eğitimin önemine dikkat çekerek, “İlme, irfana, âlime ve arife hürmeti esas alan bir medeniyetin bakiyesi olan Türkiye’de, öğretmenlere, yürüttükleri önemli mesleğin maddi karşılığının hakkıyla ödenmemesinin yanında manevi karşılığı olan saygının bile çok görüldüğü günleri yaşıyoruz. Bugün gelinen noktada ülkemizin artık temel sorunlarından biri öğretmenlere ve emeklerine saygı sorunudur. Ölümle sonuçlanan şiddetin sorumlusu, eğitim sistemine ve eğitim hizmetine öğretmenlerle birlikte el ele kalite kazandırması gereken Millî Eğitim Bakanlığı’nın yanlış politikaları, öğretmeni şamaroğlanına çeviren uygulamalarıdır” dedi.

 

Hasan Yalçın Yayla, sendikacılığın teori ve pratiğine yönelik, kavramsal çerçevesinden stratejisine, tarihinden insan unsuruna kadar ele alarak, Türkiye’de sendikal mücadelenin niteliğini artırmak amacıyla eğitim programları gerçekleştirdiklerini söyledi.

Kongre sürecinde ortaya koydukları hedefler doğrultusunda teşkilat eğitimine büyük önem verdiklerini ifade eden Yayla, “Tüm örgütlenmeler ve kurumlar için en önemli unsur insandır, insan için de en büyük kazanım eğitimdir. Üreterek ve eğiterek teşkilatımızı daha donanımlı, daha mücadeleci ve daha kararlı hâle getirmek için bu faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Adanmışlık ruhuyla alanda mücadele veren temsilcilerimizle el ele, gönül gönüle bu kutlu yolda birlikte yürümeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.

 

Haksızlığa uğrayan herkesin yanındayız

Türkiye’nin sendikal tarihinin olumsuz örneklerle dolu olduğunu kaydeden Yayla, şöyle devam etti: “Esnafın camı, kaldırımın taşı, milletin arabasıyla sorunu olan yaklaşımların bizim kitabımızda yeri olmadı, olamaz. Sendikacılığı köhne zihniyetin sopası olarak görenlere inat insan onurunu merkeze alarak bu alana yeni bir soluk getirdik, sendikacılığı kavga zemininden çıkararak hizmet zeminine taşıdık. Kurucu Genel Başkanımız Mehmet Akif İnan, vesayet odaklarıyla mücadele eden ve milletin değerleriyle özdeşleşen bir sendikanın temelini atmış, ‘Hangi düşüncede olursa olsun, hangi fikir kampı içerisinde yer alırsa alsın, herkesin insan olarak kabul görmesi, kimsenin inancından dolayı horlanmaması lazım. İsterse benim inancımın tam zıddı olsun. Ben ona da hakk-ı hayat tanınmasının kavgacısıyım’ diyerek sendikal anlayışını ortaya koymuş, bu doğrultuda hak ve özgürlük mücadelesini yürütmüştür. Bizler de bu anlayışla sendikal çalışmalarımızı sürdürüyoruz.”

 

Sesimize kulak verilseydi, birçok sorunu konuşmazdık

Daha iyi bir eğitim için çalışmalar yaptıklarını, eğitim çalışanlarının sorunlarından arınmış bir şekilde işlerinin başına gitmeleri için çaba harcadıklarını dile getiren Yayla, “Dikkat çektiğimiz sorunlara zamanında ve kabul oranı yüksek çözümler üretilseydi, beklentileri karşılayan adımlar atılsaydı, yanlış uygulamalarda ısrar edilmeseydi, bugün birçok sorunu konuşmuyor olacaktık. Yıllardır ‘öğretmene saygı’ dedik, eğitimin aktörü olan ‘öğretmenleri figürana dönüştüren uygulamalardan vazgeçin’ dedik. Yetkililer ısrarla duymazdan geldi. Bildiğini okumaya devam etti. Gelinen nokta oldukça düşündürücüdür. Şiddet aldı başını gidiyor, eğitim çalışanları sık sık şiddete maruz kalıyor, bazısı ölümle sonuçlanıyor. Son olarak İzmir Ödemiş’te Okul Müdürümüz Ayhan Kökmen öğrencisi tarafından silahlı saldırıya uğradı ve hayatını kaybetti. Bu olayın son olmasını temenni ediyorum. Ayhan öğretmenimizin öldürülmesi aslında bir sonuçtur. Bu sonucun sebepleri, Millî Eğitim Bakanlığı’nın yanlış politikaları ve hatalı icraatıdır. Siz öğretmene performans getirirseniz, mülakatla öğretmen alarak insanları kutuplaştırırsanız, öğretmenin özlük haklarını 4/B ile ortadan kaldırmaya çalışırsanız, her 4 yılda bir eğitim çalışanlarına sınav yapmaya kalkışırsanız, eğitimcinin itibarını ayaklar altına aldırtırsanız işte sonuç bu olur” ifadelerini kullandı.

 

‘Ben yaptım, oldu’ anlayışından vazgeçilmelidir

Sendika olarak müfredattan öğretmen atamaya kadar milletin geleceğine yön veren eğitimle ilgili birçok çalışma yaptıklarını kaydeden Yayla, “Bu gibi menfur olayların yaşanmaması için üzerimize düşeni yapmaya hazırız. Bakanlığın ‘ben yaptım, oldu’ anlayışından vazgeçmesi, paydaşların sesine kulak vermesi, görüş ve önerilerini göz önünde bulundurarak çalışma yapması gerekmektedir” diye konuştu.

 

Programın 1. bölümü teşkilat yöneticilerinin soru-cevap kısmıyla sona erdi. 2. Bölümde ise Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Danışmanı ve Çalışma Hayatı Uzmanı Tarkan Zengin’in ‘Türkiye de etkili sendikacılık ve iletişim’ sunumuyla devam etti. 3. Bölümde ise sekreterya eğitimleri yapıldı. Kapanış ta ise programa katılan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hasan Yalçın Yayla’ya günün anısına bir hediye takdim edildi.

 

 

 

 

 

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.