KÖKSAL İRER
Köşe Yazarı
KÖKSAL İRER
 

AK PARTİ ARINMALI!

Türkiye’de 18 yıldır süren AK Parti iktidarında ülke olarak çok şey kazanıldı. Başta AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dava bilinciyle beraber davaya hizmet eden yöneticiler sayesinde kazanımların olduğu asla inkar edilemez.                 Ancak 18 yıl süre zarfında halkın güvenini elinde tutan ve büyük güce sahip olan partide, yüzde 50’nin üzerinde potansiyele sahip olmanın dezavantajı da oluyor, kontrol mekanizmaları yetersiz olunca son dönemlerde büyük çatlaklar oluşmaya başladı. Mevcut muhalefet partilerin yanı sıra dışarıdan yapılan müdahalelerle birlikte, çıkarlarına ters düşen kişilerin partiden ayrılarak yeni partiler kurarak güç kaybı yaşanması amaçlanan plandan çok, partiye en büyük zararı, çıkar için partide yer alan davadan ziyade kişisel menfaatleri için barınanlar daha çok zarar vermeye başladı.   Elde edilen gücü kendi çıkarları için kullananların olduğunu hemen hemen tüm illerde olduğu ve AK Parti ruhunu sırf davaya hizmet için çalışan ve oy veren seçmen kesiminin dillendirdiğini biliyoruz. İçimizdeki AKP’liler olarak adlandırılan bu gurupların partiden arınması gerektiği düşüncesindeyim. Yoksa gerçek dava sahibi, gönül ordusu seçmeni kaybedecekleri düşüncesindeyim. AK Parti dışında bir alternatif olmadığını düşünen dava sahibi seçmen, yıllardır gerçekleşen kazanımların heba olmasını istemeyerek ve sırf Recep Tayyip Erdoğan için her şeyi sineye çekip tekrar oy verebilirler. Ancak seçim zamanında, parti yöneticilerinin çalışmalarından daha çok etkili olan bu seçmen grubu, eskisi gibi çalışmayacaktır. Yani eşine, dostuna, komşusuna AK Parti’nin olmazsa olmazlığını anlatmayacaklardır. Bu da 7 Haziran seçimlerinde gerçekleşmiş ve ispat edilmiş bir seçim sonucuyla görülmüştür.   15 Temmuz hain FETÖ terör örgütünün darbe girişimi öncesi, Recep Tayyip Erdoğan’ın yalnız bırakıldığını düşünürsek, FETÖ ile neredeyse tek başına mücadele etti. AK Parti yönetiminde neredeyse parmakla sayılacak kadar az kişi tarafından bu mücadeleye destek verilirken çoğunluğu sessiz kalmayı tercih etmiştir. Parti içinde yer alan kişilerinde etkili olduğu bu süreçte, darbenin başarısız olmasından sonra darbenin ilk günlerinde top yekûn bir mücadele verilmeye çalışılsa da, hain yapının sosyal medyada ve destekçileri tarafından yapılan algılarla pasifleştirilmiştir.   AK Parti iktidarı, her ne kadarda içerdeki ve dışardaki rakipleri ile mücadeleye devam etse de, asıl mücadele etmesi gereken kendi içerisindeki menfaatçi ve çıkarcı yapıdan arınmak zorundadır. Dava bilinci olmadan dini ve milli çıkarları umursamayan ve kendi menfaatleri için makam mevki ve yer bulan bu kişilerin yaşantısına ve söylemlerine dikkat etmeden yaşamını sürdürmesi partiye daha çok zarar vermektedir. Halka hizmet Hakka hizmet düsturu ile yola çıkan parti içerisinde bu kişiler lüx yaşamları, bulundukları ortamlar, her geçen gün büyük kazançlar sağlaması her ne kadar bal tutan parmak yalar sözüne işaret etse de yaşanan olay bal-kaymak yeme durumunu almıştır. Buda gönül ordusu diye nitelendirilen seçmen tarafından kabul edilmemektedir.   İller bazında bakıldığında parti yöneticileri olsun, kazanılan belediyelerde olsun veya atanan kurumlarda olsun, görev alan kişilerin il nezdinde seçmen tarafından çok iyi takip edildiği bilinmelidir. Çoğu zaman parti ve davaya zarar vermemek için bunun yanı sıra fitne oluşturmamak için suskunluğunu koruyan bu seçmen kitlesi, kendi aralarında bunu dillendirdiği ve bu konuda rahatsız olduklarını aktarmaktadır. Bu seçmen grubu partiye zarar veren kişilerin partiden arınmasını istiyor. Onlar kendilerine faydasından çok devlete ve millete faydası olsun diye AK Parti’ye oy vermektedir. Kendi seçtikleri partinin devlet ve millete faydalı olması için verdikleri desteklerin, bir grup çıkar ve menfaatçilerin yer almasını ve zarar vermesini istemiyor.   Önceki seçimlerde, İstanbul Pendik'te AK Parti broşürü dağıtırken kendisine tepki gösteren kadına karşı kibar tavrıyla dikkati çeken Bayburtlu Yusuf Özoğul gibi samimi ve dürüst insanların, dava çabaları, yaşanan son olayda Kürşat Ayvazoğlu, gibiler tarafından yaralanmaktadır.   Genel Merkez’de görevli olan, lüks aracında uyuşturucu madde kullandığına ilişkin görüntüleri ortaya çıktıktan sonra gözaltına alınan Kürşat Ayvazoğlu suçunu itiraf etmiştir.  Ayvazoğlu, açıklamasında; “Bana verdiği bedene ve ruha bu kadar kötü şeyler yaptığım için önce Allah'tan af diliyorum, babamın vefatından sonra omuzlarına dünyanın yükü binen ve benim yaşattıklarımla perişan olan dünyasını başına geçirdiğim annemden, siyasi davasına kötü bir malzeme olup bütün kötü ifadelerin hedefi olan AK Parti'nin bütün mensuplarından ve bütün Türkiye'den özür diliyorum." Diyerek pişmanlığını ifade etse de yaptığı partisini zor duruma düşürmüş ve zarar vermiştir.   AK Parti’nin gerçekleştirdiği, son kongrelerde tercihlerini tabana yakın kişilere yer vermesi dikkatleri çekerken buna yönelik kararlılığını devam ettirmeli parti içindeki çürükler temizlenmelidir. Tabi ki bu kararı alacak olan partidir, Oy’u verecek olan da seçmendir. Vesselam…
Ekleme Tarihi: 29 Mart 2021 - Pazartesi

AK PARTİ ARINMALI!

Türkiye’de 18 yıldır süren AK Parti iktidarında ülke olarak çok şey kazanıldı. Başta AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dava bilinciyle beraber davaya hizmet eden yöneticiler sayesinde kazanımların olduğu asla inkar edilemez.

               

Ancak 18 yıl süre zarfında halkın güvenini elinde tutan ve büyük güce sahip olan partide, yüzde 50’nin üzerinde potansiyele sahip olmanın dezavantajı da oluyor, kontrol mekanizmaları yetersiz olunca son dönemlerde büyük çatlaklar oluşmaya başladı. Mevcut muhalefet partilerin yanı sıra dışarıdan yapılan müdahalelerle birlikte, çıkarlarına ters düşen kişilerin partiden ayrılarak yeni partiler kurarak güç kaybı yaşanması amaçlanan plandan çok, partiye en büyük zararı, çıkar için partide yer alan davadan ziyade kişisel menfaatleri için barınanlar daha çok zarar vermeye başladı.

 

Elde edilen gücü kendi çıkarları için kullananların olduğunu hemen hemen tüm illerde olduğu ve AK Parti ruhunu sırf davaya hizmet için çalışan ve oy veren seçmen kesiminin dillendirdiğini biliyoruz. İçimizdeki AKP’liler olarak adlandırılan bu gurupların partiden arınması gerektiği düşüncesindeyim. Yoksa gerçek dava sahibi, gönül ordusu seçmeni kaybedecekleri düşüncesindeyim. AK Parti dışında bir alternatif olmadığını düşünen dava sahibi seçmen, yıllardır gerçekleşen kazanımların heba olmasını istemeyerek ve sırf Recep Tayyip Erdoğan için her şeyi sineye çekip tekrar oy verebilirler. Ancak seçim zamanında, parti yöneticilerinin çalışmalarından daha çok etkili olan bu seçmen grubu, eskisi gibi çalışmayacaktır. Yani eşine, dostuna, komşusuna AK Parti’nin olmazsa olmazlığını anlatmayacaklardır. Bu da 7 Haziran seçimlerinde gerçekleşmiş ve ispat edilmiş bir seçim sonucuyla görülmüştür.

 

15 Temmuz hain FETÖ terör örgütünün darbe girişimi öncesi, Recep Tayyip Erdoğan’ın yalnız bırakıldığını düşünürsek, FETÖ ile neredeyse tek başına mücadele etti. AK Parti yönetiminde neredeyse parmakla sayılacak kadar az kişi tarafından bu mücadeleye destek verilirken çoğunluğu sessiz kalmayı tercih etmiştir. Parti içinde yer alan kişilerinde etkili olduğu bu süreçte, darbenin başarısız olmasından sonra darbenin ilk günlerinde top yekûn bir mücadele verilmeye çalışılsa da, hain yapının sosyal medyada ve destekçileri tarafından yapılan algılarla pasifleştirilmiştir.

 

AK Parti iktidarı, her ne kadarda içerdeki ve dışardaki rakipleri ile mücadeleye devam etse de, asıl mücadele etmesi gereken kendi içerisindeki menfaatçi ve çıkarcı yapıdan arınmak zorundadır. Dava bilinci olmadan dini ve milli çıkarları umursamayan ve kendi menfaatleri için makam mevki ve yer bulan bu kişilerin yaşantısına ve söylemlerine dikkat etmeden yaşamını sürdürmesi partiye daha çok zarar vermektedir. Halka hizmet Hakka hizmet düsturu ile yola çıkan parti içerisinde bu kişiler lüx yaşamları, bulundukları ortamlar, her geçen gün büyük kazançlar sağlaması her ne kadar bal tutan parmak yalar sözüne işaret etse de yaşanan olay bal-kaymak yeme durumunu almıştır. Buda gönül ordusu diye nitelendirilen seçmen tarafından kabul edilmemektedir.

 

İller bazında bakıldığında parti yöneticileri olsun, kazanılan belediyelerde olsun veya atanan kurumlarda olsun, görev alan kişilerin il nezdinde seçmen tarafından çok iyi takip edildiği bilinmelidir. Çoğu zaman parti ve davaya zarar vermemek için bunun yanı sıra fitne oluşturmamak için suskunluğunu koruyan bu seçmen kitlesi, kendi aralarında bunu dillendirdiği ve bu konuda rahatsız olduklarını aktarmaktadır. Bu seçmen grubu partiye zarar veren kişilerin partiden arınmasını istiyor. Onlar kendilerine faydasından çok devlete ve millete faydası olsun diye AK Parti’ye oy vermektedir. Kendi seçtikleri partinin devlet ve millete faydalı olması için verdikleri desteklerin, bir grup çıkar ve menfaatçilerin yer almasını ve zarar vermesini istemiyor.

 

Önceki seçimlerde, İstanbul Pendik'te AK Parti broşürü dağıtırken kendisine tepki gösteren kadına karşı kibar tavrıyla dikkati çeken Bayburtlu Yusuf Özoğul gibi samimi ve dürüst insanların, dava çabaları, yaşanan son olayda Kürşat Ayvazoğlu, gibiler tarafından yaralanmaktadır.

 

Genel Merkez’de görevli olan, lüks aracında uyuşturucu madde kullandığına ilişkin görüntüleri ortaya çıktıktan sonra gözaltına alınan Kürşat Ayvazoğlu suçunu itiraf etmiştir.  Ayvazoğlu, açıklamasında; “Bana verdiği bedene ve ruha bu kadar kötü şeyler yaptığım için önce Allah'tan af diliyorum, babamın vefatından sonra omuzlarına dünyanın yükü binen ve benim yaşattıklarımla perişan olan dünyasını başına geçirdiğim annemden, siyasi davasına kötü bir malzeme olup bütün kötü ifadelerin hedefi olan AK Parti'nin bütün mensuplarından ve bütün Türkiye'den özür diliyorum." Diyerek pişmanlığını ifade etse de yaptığı partisini zor duruma düşürmüş ve zarar vermiştir.

 

AK Parti’nin gerçekleştirdiği, son kongrelerde tercihlerini tabana yakın kişilere yer vermesi dikkatleri çekerken buna yönelik kararlılığını devam ettirmeli parti içindeki çürükler temizlenmelidir. Tabi ki bu kararı alacak olan partidir, Oy’u verecek olan da seçmendir. Vesselam…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.