Agd: Aynı Ruh Ve Aynı Heyecanla 12 Mayıs’ta Ayasofya’dayız
Anadolu Gençlik Derneği Denizli Şubesi İstanbul’un Fethinin 565. Yılı etkinlikleri kapsamında Ayasofya’ya çıkarma yaparak, Kocaeli Gebze Alaettin Kurt Stadyumunda da fetih ve gençlik şölenini gerçekleştirecek.
Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Denizli Şube Başkanı Hamza Öztürk, 12 Mayıs'ta, 'İstanbul’un Fethi kutlamaları' kapsamında Ayasofya'nın önünde sabah namazı kılınarak, Kocaeli Gebze Alaettin Kurt Stadyumunda da fetih şöleninin gerçekleştirileceğini söyledi. Fetih ve gençlik şölenine tüm vatandaşları davet etti.
İstanbul'un Fethi'nin 565. yılında gerçekleştirecekleri etkinliklerle ilgili açıklama yapan Anadolu Gençlik Derneği Denizli Şube Başkanı Hamza Öztürk , “565 yıl önce gerçekleşen İstanbul'un Fethi, öncelikle İslam'ın yani hakkın batıla galibiyetine en güzel bir timsaldir. dedi
İSTANBUL, İSLAM'IN MERKEZİDİR
İstanbul, İslam coğrafyasının bağımsızlığının garantörü olmuş bir merkezdir. Filistin, Bosna, Çeçenistan, Afganistan, Eritre, Moro, Arakan başta olmak üzere dünyanın birçok mazlum halkı ve ülkesi hep İstanbul'a dair bir umut beslemişlerdir. Çünkü yeryüzünde akan kanın durması, huzur ve barışın tesis edilmesi İstanbul'umuzun yeniden dünyaya yön vermesi ile mümkündür”
AYASOFYA'DA FETİH NAMAZI
Sabah namazını Ayasofya meydanında kıldıktan sonra saat 17.00'da Kocaeli Gebze Alaettin Kurt Stadyumu'nda çeşitli etkinlikler gerçekleştireceğiz” bu etkinliğe Denizli’den de Otobüslerin kaldırılacağını belirten Öztürk “Milli Gençlik Vakfı ve Anadolu Gençlik Derneği mensupları olarak 12 Mayıs Cumartesi sabahı saat 04.00'da sabah namazı için Ayasofya Meydanı'nda buluşacağız. Yüreğinde fetih şuuru ve aşkı olan yüz binlerin katılımıyla sabah namazını bu meydanda eda edeceğiz” dedi.
AYASOFYA FATİH SULTAN MEHMET’İN VAKFIDIR
Ayasofya'nın İslam dünyası için önemli bir sembol olduğunu dile getiren Öztürk, şunları söyledi: “İstanbul'umuz hakkın batıla üstünlüğünün timsali olmuş bir şehirdir. Aynı şekilde Ayasofya Camii de İstanbul'umuzun fethinin sembolüdür. Ayasofya Camii hakkın Batılı kuşatmasıdır. İlay-ı kelimetullah aşkının remzidir. İslam'ın Avrupa'daki varlığının tacıdır. İstanbul'un İslam şehri oluşunun en kadim nişanesidir. Fatih Sultan Mehmet'in vakfıdır.
1934 yılında hukuksuz bir şekilde Bakanlar Kurulu kararıyla müze haline getirilen Ayasofya yıllardır mahzun bir haldedir. Ayasofya'nın müzeye dönüştürülmüş olması kendini bu coğrafyaya, bu coğrafyayı da kadim bir medeniyetin fütuhat anlayışına bağlayan herkes bu mahzunluğu yüreğinde hmektedir.
Ayasofya Camii'nin açılması talebinin ne Sultan Ahmet Camii'nin ne de Firuz Ağa Camii'nin cemaate yetip yetmemesiyle bir ilgisinin olmadığını bu coğrafyanın tarihine duyarlı olan herkes bilmektedir.
Ayasofya'nın gerçek hükmü şahsiyetine kavuşturulması, hem Fatih'e bir vefadır, hem de İslam'ın bu coğrafyadaki belirleyiciliğinin bir teminatıdır. Bütün gücümüzle Ayasofya Camii için mücahedemize devam ediyoruz. İstanbul'un Fethi'nin 565. yıldönümünde Ayasofya Camii'nin açılmasını istiyoruz.”
İSTANBUL'UN FETHİ İNSANLIĞIN HAYRINA HİZMET ETTİ
İstanbul'un fethinin önemine vurgu yapan Öztürk, “Bu yıl İstanbul'un Fethi'nin 565. yıldönümüdür. 565 yıl önce gerçekleşen İstanbul'un Fethi, öncelikle İslam'ın yani hakkın batıla galibiyetine en güzel bir timsaldir. İstanbul'un Fethi ikinci olarak yeryüzünde adaletin zulüm karşısında hakimiyetini perçinlemiştir. Bu muhteşem fetih üçüncü olarak İslam'ın Avrupa'daki varlığına teminat olmuştur.
İstanbul'un Fethi ile birlikte dördüncü olarak asırlarca insanlara kan kusturan Bizans ortadan kaldırılmıştır. İstanbul'un Fethi beşinci olarak inanmış bir kumandanın ve onun inanmış askerlerinin karşısında hiçbir engelin dayanamayacağını göstermiştir. Aynı şekilde bu fetih, inancın emrindeki teknolojinin kana, gözyaşına ve katliama sebep değil, bilakis insanlığın hayrına vesile olacağının da bir göstergesi olmuştur” şeklinde konuştu.
DÜNYAYA YÖN VERDİ
İstanbul'un bir zamanlar dünyaya yön verdiğini ifade eden Öztürk, “İstanbul, modern zamanların ortaya çıkardığı herhangi bir metropol kent değildir. İstanbul, dünyanın gidişatına yön vermiş, İslam alemine payitahtlık yapmış, İslam birliğinin ve İslam kardeşliğinin timsali olmuş bir şehirdir. İstanbul, Mekke'nin, Medine'nin ve Kudüs'ün teminatı olmuş bir beldedir. İstanbul, Endonezya'dan Fas'a İslam coğrafyasının bağımsızlığının garantörü olmuş bir merkezdir.
Nitekim İstanbul'un zayıfladığı bir dönemde de tüm İslam dünyası emperyalist işgallere açılmıştır. Filistin, Bosna, Çeçenistan, Afganistan, Eritre, Moro, Arakan başta olmak üzere dünyanın birçok mazlum halkı ve ülkesi hep İstanbul'a dair bir umut beslemişlerdir. Çünkü yeryüzünde akan kanın durması, huzur ve barışın tesis edilmesi İstanbul'umuzun yeniden dünyaya yön vermesi ile mümkündür.
İşte böyle bir öneme haiz İstanbul'umuzun fethinin 565. yıldönümünde düzenlediğimiz bu kutlamalar, tüm İslam alemi için yeni bir kutlu yürüyüşün ayak sesleridir.”