Recep Niyaz: - “Fenerbahçe’de şans bulsaydım, belki bunlar konuşulmazdı”
İHA- Denizlisporlu futbolcu Recep Niyaz, Antalya kampında samimi açıklamalarda bulundu. Fenerbahçe’de kendisine şans verilmediğini söyleyen Niyaz, “Şans verilse belki şimdiki yorumlar yapılmazdı. Şimdiki aklım olsa farklı kararlar verirdim.
Fenerbahçe’deki her genç oyuncunun yaşadığı hazin sonu ben de yaşadım. Şimdi gençler Fenerbahçe’de imza attığı zaman “Recep Niyaz gibi Salih gibi bundan da bir şey olmaz” yorumları yapılıyor. Bizi kötü örnek olarak göstermesinler” ifadelerini kullandı.
Spor Toto 1. Lig’in ilk yarısında çok iyi bir performans sergileyen Denizlispor’un başarılı oyuncusu Recep Niyaz, İHA’ya çarpıcı açıklamalarda bulundu. Denizlispor’daki günlerinden, Fenerbahçe’de yaşadıklarına, verdiği kararlardan, insanların bilip bilmeden hakkında yaptığı yorumlara kadar birçok konuya değinen Recep Niyaz, çok samimi ifadelerde bulundu. Denizlispor’un ilk yarıdaki performansını değerlendirerek sözlerine başlayan 23 yaşındaki futbolcu, “Henüz lig bitmedi. İlk yarıyı tahminimizden daha iyi yerde bitirdik. Hedeflerimizde burada olmak vardı. Çok iyi bir ivme yakaladık. Yücel hoca geldikten sonra 7 galibiyet ve 2 beraberlik alarak 2. sıraya yükseldik. Ligin ikinci yarısına ciddi şekilde hazırlanıyoruz. İyi bir takımız, karakterli bir ekibiz. Her koşulda maçı çevirebilecek güçteyiz. Bazı maçlarda, özellikle de son maçlarda, rakipler oyun anlayışımızı benimsediği için bazen sıkıntılar yaşadık. Bunun da üstesinden geliriz. Kampımız ve gelen oyuncuların takıma uyumuyla ikinci yarıda çıkışımızı sürdüreceğimizi gösteriyor. Lig bitse de çalışmaya devam edeceğiz. Yeni başarılar elde etmek istiyoruz. İyi bir ekibiz ve meyvesini alacağımıza inanıyorum” dedi.
“İnsanlar bizi kötü örnek olarak göstermemeli”
Futbola Denizlispor altyapısında başladığını ve burada yetiştiğini söyleyerek sözlerine devam eden Recep Niyaz, “Fenerbahçe’de 1 sene altyapıda oynadıktan sonra Aykut hocanın kararıyla A takıma çıktım. Hedeflerimizin bittiği noktada futbol oynamamızın anlamı yok. Her futbolcu gibi, her vatandaşın mesleğinde yaptığı gibi benim de mesleğimde hedeflerim var. Nasip ne olur görmek gerekiyor. Türkiye’deki büyük takımlar olur, yurt dışı olur. Önümüzdeki güzel örnekleri almak gerekiyor. İnsanların yeni çıkacak oyunculara kötü örnekleri değil de, Sadık gibi iyi örnekleri göstermesi çok daha mantıklı. Şimdi bakıyorum, Fenerbahçe altyapıdan bazı genç kardeşlerimize imza attırıp profesyonel yapmış. Ama yapılan yorumlara bakıyorum, “Recep Niyaz gibi, Beykan gibi, Salih gibi olacak” diyorlar. İnsanların bunu kafasından silmesi gerekiyor. Bizim milli takımda başarılı olmamız isteniyorsa, bize pozitif destek vermeliler. Ben Fenerbahçe’nin en zor dönemlerini yaşadım. 3 Temmuz sürecinin ardından ‘Nereye geldim’ dediğim anlar oldu. Çok enteresan şeyler yaşadım. Sonrasında uzun süre kazanılmayan Türkiye Kupası’nı 2 sene üst üste kazandık, UEFA’da yarı final oynadık. Bu takımda çok büyük şeyler kazandık. Şimdiki aklım olsa farklı kararlar verirdim” diye konuştu.
“Hiçbir şans verilmeden kiralık olarak gitmemiz istendi”
Fenerbahçe’ye gittiği dönemde verdiği kararın doğru olup olmadığı sorusunu yanıtlayan Recep Niyaz, “Fenerbahçe’ye o dönemde gitmek doğru bir karar mıydı bunu sorgulamak gerekiyor. Kesinlikle pişman değilim. Ben babadan Fenerbahçeliyim. Biraz yaş olarak erken yaşta gittim İstanbul’a. Daha da genç yaşta gidecektim ama ailem izin vermemişti. Sonrasında transferi bitirdiler. Aziz Yıldırım bizim kiralık olarak gitmemizi istemiyordu ve kupa maçlarında bizim oynayacağımızı söylüyordu. O anki aklım her zaman futbol oynamaktan yana olduğu için ben ayrılmak istedim. Döndüğümde farklı bir bakış açısıyla karşı karşıya kaldım. Döndüğümde Aykut hoca gidip Ersun hoca gelmişti. Ben o dönemin sonunda milli takımla Avrupa Şampiyonası’na gitmiştim. En iyi 10 oyuncu seçilmişti ve Türkiye’den sadece ben seçilmiştim. Ama beklediğimle yaşadığım çok farklı şeylerdi. O zaman Bucaspor’da 27 maç oynayıp dönmüştüm, Avrupa Şampiyonası’nda 10 oyuncu arasına seçildim ve Türkiye’ye geldiğimde takım içinde en azından bir yere monte edilebilirim diye düşünürken hiçbir şans verilmeden kiralık gitmemiz istendi. Bu bana kötü bir darbe oldu. Bir şeyler yapmamızı istiyorlarsa en azından 1 şans vermek zorundalar bize. Benim daha önümde olan Salih 20 maç oynamıştı ama takımda istenmedi, gitmek zorunda kaldı. Pişman değilim tabii ki. Çok büyük tecrübeler yaşadım. Şu durumda büyük takımlardan herhangi birisi olur, büyük takım olur, yurt dışından bir takım olur, seve seve gidip formasını giyerim” açıklamasını yaptı.
“Gençlere şans verilse, büyük transfer yapmak yerine büyük oyuncular çıkarırdık”
Herkesin genç oyuncular olarak o dönemde kendilerine şans verildiğine inandığını söyleyen Recep Niyaz, “İnsanların artık bu bakış açısından çıkması lazım. Herkes bize şans verildiğine inanıyor. Açıp baksınlar bakalım, bize ne kadar şans verilmiş. Bizden sonraki süreçte verilen şanslar mı daha fazla yoksa, kupa maçlarında bize verilen 5 dakika, 7 dakikalık süreler mi daha fazla. Benim oynadığım dönemde 2 takım vardı Fenerbahçe’de. Yedek takımda kaleci Mert abi vardı, Serdar Kesimal, Orhan Şam, Sezer Öztürk, Krasic, Stoch, Bienvenue vardı. Mehmet Topal her iki takımda da oynuyordu, Selçuk Şahin vardı. Bize bu süreçte ikinci 11’de bile şans verilmiyordu ve biz sonradan monte ediliyorduk. O dönemdeki hoca ve kulübü suçlamıyorum ama daha farklı bir bakış açısı ve planlama olabileceğine inanıyorum. Bize yeterli şans verildiğine inanmıyorum, hatta hiç şans verilmedi. Fenerbahçe’de her genç oyuncunun yaşadığı klasik hazin sonu ben de yaşadım. Bu süreçte kırgınlıklar olur, o olur, bu olur ama belki biz çok genç olduğumuz için bu kırgınlıkları kimse umursamaz. Bence Türk futbolunda yabancılara verilen kadar genç oyunculara şans verilseydi, büyük transferler yapmak yerine büyük oyuncular çıkarabilirdik” ifadelerini kullandı.
“5 senede 125 maça çıktım ve henüz 23 yaşındayım”
Fenerbahçe’den ayrıldıktan sonra birçok takımda oynadığını söyleyen Recep Niyaz, “Fenerbahçe’den ayrıldıktan sonra Buca, Samsun, Denizli, Rizespor ve tekrar Denizlispor’da forma giydim. Kimse istatistiklere bakmıyor. Futbolcu o anda skor yapmış mı yapmamış mı buna bakıyorlar. Benim yaşım 23 ve buna kimse inanmıyor. Benim ismim çok genç yaşta duyuldu Fenerbahçe’de. Bunun dezavantajını çok fazla gördüm ama avantajını da gördüm. Geçen seneden önce Rizespor’da ilk dönemimde 30 maç oynamışım. Geçen sene 100 maçı tamamlamışım. Şu anda 125 maç falan oynamışım. Ben daha 23 yaşındayım. İstatistiklerimde, oyun anlayışımda gelişim var mı, yok mu buna kimse bakmıyor. 3 kişi geçiyorsan, 5 kişi deviriyorsan güçlü ve yeteneklisin diyorlar. Ama futbol mentalitesi değişmediği sürece biz bu durumu yadırgayacağız. Sadece konuşacağız ve anlatacağız. Yine bizi suçlayacaklar. ‘Sen yapmadın ama konuşuyorsun’ diyecekler. Hiç önemli değil. Ben bu şansı tekrardan yakalayacağıma inanıyorum. Tabii ki oturduğum yerden olmayacak Ama bunun için daha çok çalışacağım. Daha çok çalışmam gerektiğine inanıyorum. Sonrası Allah’ın takdiri, hepsi nasip. Ben geleceğe inanıyorum” dedi.
“La Liga’yı çok beğeniyorum”
İnsanların en beğendiği ligin İngiltere olduğunu söyleyen Recep Niyaz, “Futbol kalitesi, atmosfer anlamında insanların en beğendiği lig İngiltere’dir diye düşünüyorum. Ama benim oyun tarzım La Liga’ya daha uygun. Fiziksel bir ligden ziyade daha teknik anlamda bir lig. Mücadele ediyorum tabii ki sahada ama fizikten ziyade daha çok aklıyla oynamaya çalışan bir oyuncuyum. La Liga daha yakın geliyor bana” diyerek sözlerini sürdürdü.
“Benim en büyük dezavantajın çekimserliğim oldu”
Genç futbolculara ya da futbola yeni başlayacaklara nasıl bir tavsiye verirsin sorusunu yanıtlayan Recep Niyaz, “Genç futbolculara ya da futbola başlayacaklara benim söyleyebilecek hiçbir şeyim yok çünkü haddime değil. Ben her sene futbola yeniden başlamış gibi oluyorum. Farklı takımda farklı atmosferde farklı oyuncularla, farklı bir anlayışta oluyoruz. Git gide çok daha mı iyi oluyor yoksa daha mı kötü oluyor bilmiyorum. Genç arkadaşlar bir şeye inanıyorsa mutlaka arkasından gitmeli. Benim en büyük dezavantajın çekimserliğim oldu. Hayalini kurduğum büyük takımda olduğumda hep kendimi bir adım geride tutup soyutluyordum. Ama hakikaten girişken olmak ve orada bulunmanın verdiği değeri anlamak çok önemli. Bizim takımımızda Alperen var, kardeşi Atalay da Galatasaray’da. Alperen’e, Atalay’ın neler yapması gerektiğiyle ilgili söylediklerim oluyor. Büyük takımdan kiralık olarak gidiyorsan, kesinlikle yerin doluyor. 1 Recep gidiyor, 100 tane daha Recep geliyor. 1 Atalay gidiyor 50 Atalay geliyor. Türk futbolunda oyuncu bitmiyor. Ne kadar çok çalışırsak, yerimizi sağlamlaştırırsak, ne kadar göz önünde olursak, inanıyorum ki Cengiz, Çağlar, Hakan Çalhanoğlu, Cenk gibi olabiliriz. Hepsi bizim beraber oynadığımız arkadaşlarımızdı. Birisi çıkardı diğeri giriyordu, beraber sahada oluyorduk. Hepsi kariyer olarak farklı bir yerdeler. Milli takımda sıyrılabilecek tek oyuncu olarak belki ben gösteriliyordum ama sıyrılamayan tek oyuncu olarak belki ben oldum. Kesinlikle hiçbir zaman kaderime küsmedim küsmem de. Elimden geleni yaptım. İlla ki hatalarım da vardır iyi yaptığım şeyler de vardır. Hayat devam ettiği sürece iyi takım olur, kötü takım olur, futbol olur ya da olmaz, elimden geldiğince mücadele etmeye devam edeceğim. İnşallah bu söylediğim kelimelerin arkasında dururum. İnşallah bu konuşmayı büyük bir takımda yapmak nasip olur. Ben kötü bir takımda değilim, gerçekten Denizlili olarak Denizlispor’a aşık olan birisiyim. İyi bir yerden bahsederken Avrupa’nın önemli ekiplerinden bahsediyorum. İyi bir yerdeyim ve bulunduğum yerden memnunum. Ama çok daha iyisinin olacağına da yürekten inanıyorum” diyerek sözlerini tamamladı.