AP’nin, Türkiye’ye Demokrasi dersi verecek haddi yoktur
AK Parti Denizli İl Başkanı Necip Filiz; Avrupa Parlementosu'nun Türkiye ile üyelik müzakerelerini geçici bir süre dondurmayı tavsiye eden tasarıyı kabul etmesine ilişkin, “Terör örgütlerine bu kadar müsamaha gösteren AP’nin, Türkiye’ye demokrasi dersi verecek haddi yoktur” dedi.
AB'nin Yarım asırlık tarihinde hiç samimi olarak yaklaşmadığına ve üyelik sürecini bir dış politika aracı olarak kullandığına dikkat çeken Başkan Filiz; " Bu bizim açımızdan üzücüdür. Türkiye güçlü bir devlettir. Bu tür yönlendirmelerle belli davranışlara zorlanamayacak bir ülkedir. Devletimiz çok daha olumsuz şartlar altında dünyanın üzerimize çullanıp bize dayattığı şeyleri reddetmesini, geçersiz kılmasını bilmiştir" şeklinde konuştu.
Avrupa Parlamentosu kararının bağlayıcı yönü olmadığını belirten Başkan Filiz;“Bu karar tavsiye niteliğinde bir karar olma özelliğine sahip. Avrupa Parlamentosu, Türkiye’nin olağanüstü hal uygulamasını kaldırmasını istiyor. Merak ediyoruz, acaba Avrupa Parlamentosu, DEAŞ saldırısından sonra olağanüstü hal ilan eden Fransa için de aynı kararı alacak mı? PKK, DEAŞ, FETÖ, DHKP-C gibi terör örgütlerinin saldırısı altındayken, ülkemiz bir darbe girişimi atlatmışken olağanüstü hal ilan etmeyeceğiz de ne zaman ilan edeceğiz? Bu bakımdan AP’nin aldığı bu kararı hiçbir şekilde doğru bulmuyoruz” ifadesini kullandı.
AP’nin, Türkiye’nin üyelik müzakereleriyle ilgili kararlar alacağına, terör destekçisi milletvekillerini misafir etmekten vazgeçmesini isteyen Filiz; “Terör örgütlerine bu kadar müsamaha gösteren AP’nin Türkiye’ye demokrasi dersi verecek haddi yoktur. Türkiye, demokratik rejimini korumak ve terörle mücadele etmek için anayasada var olan bir hakkını kullandı. AP, ne karar verirse versin, Türkiye’nin terörle mücadelesi devam edecek. Adil olmayan bu kararın kabul görmeyeceğini ve AB’nin bu yanlıştan döneceğini umuyoruz” değerlendirmesini yaptı.
Başkan Filiz açıklamasında devamla şunları söyledi:
“Darbe teşebbüsünden bu yana beklediğimiz desteği vermeyen ve ön yargılı bir tutum sergileyen AB maalesef terörizmle mücadele konusunda da Türkiye'nin hassasiyetlerini anlamamakta ısrar etmektedir. AB, ülkemizdeki terör saldırılarını kınamakla bu konuda üzerine düşen sorumluluklardan kurtulamayacağını anlamalıdır. PKK'ya açıkça silahı bırakma çağrısı yapamayan, teröristlerin serbestçe ülkelerinde dolaşmalarına ve Türkiye aleyhine propaganda ve eylemlerini yürütmelerine ses çıkarmayan ve hatta PKK'nın Avrupa Parlamentosu koridorlarında sergi açmasına müsaade eden, Türkiye söz konusu olunca terörizmi silahlı mücadele şeklinde yansıtan kararlara imza atan AB esasen Türk milleti nezdinde terörle mücadele konusundaki inandırıcılığını ve itibarını kaybetmiştir. Bu sebeple, bu tür açıklamaların bizim açımızdan bir değeri bulunmamaktadır.
Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişimine karşı alınan önlemler, bir nevi AB için konmuş olan normlardan sapma gibi görünüyor. OHAL uygulamaları bu çerçevede değerlendiriliyor. Halbuki bizim özel koşullarımız var, bu özel koşullarda eğer biz bu şekilde mücadele etmezsek, ‘aman AB’ye hoş görünelim’, onlarla aramız bozulmasın dersek bu defa Türkiye’nin içinde belki ileriye dönük çok ciddi sorunlar yaşanacaktır. Bu uğurda hükümet AB’ye karşı değil, milletimize ve tarihimize karşı bir görev yapıyor. Avrupa Birliği şunu anlamalı; Avrupa gelecek vizyonunu Türkiye ile beraber mi şekillendirecek, yoksa Türkiyesiz mi şekillendirecek, buna karar vermeli. Avrupa'nın, 'Güvenlik için Türkiye vazgeçilmez' derken bir yandan da eften püften nedenlerle böyle kararlar almış olması tam bir çelişkidir. Özellikle Avrupa Birliği üyesi ülkelerin liderlerinin, bu vizyonsuzluğa karşı seslerini yükseltmelerini bekliyoruz" diye konuştu.