FETÖ’nün üniversite yapılanması davasında eski rektör savunmasını yaptı
ASAYİŞ
(İHA) - İhlas Haber Ajansı |
15.06.2017 - 10:07, Güncelleme:
21.04.2021 - 10:50
FETÖ’nün üniversite yapılanması davasında eski rektör savunmasını yaptı
Denizli’de FETÖ/PDY’nin Pamukkale Üniversitesindeki (PAÜ) yapılanmasına yönelik davanın ilk duruşması başladı.
Denizli’de FETÖ/PDY’nin Pamukkale Üniversitesindeki (PAÜ) yapılanmasına yönelik davanın ilk duruşması başladı.
Davada 54 sayfalık savunma yapan PAÜ’nün eski Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, “2011 yılında yapılacak rektörlük seçimleri için örgüte mensup olduğunu tahmin ettiğim biri beni odasına çağırıp, kapıyı kilitledi. Bana, ‘seni destekleyeceğiz bu seçimde ama listeyi biz belirleyeceğiz’ dedi.
FETÖ/PDY’nin Pamukkale Üniversitesindeki yapılanmasına yönelik açılan davanın ilk duruşması başladı. EGS Kültür ve Kongre Merkezi yanında bulunan fuar kompleksi bünyesinde yer alan salonda yeni açılan 5’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) eski rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağcı’nın savunması alındı. 73’ü tutuklu olmak üzere toplam 115 sanık hakim karşısına çıkarıldığı davada, Bağcı’nın örgütün üniversitedeki yapılanmasına izin verdiği ileri sürülüyor. Önce itirafçı konumunda olan Bağcı, mahkemedeki savunmasında itirafçı olduğunu kabul etmediğini, savcı ile görüşmesinin ‘sohbet’ şeklinde geçtiğini ileri sürdü.
“Genel sekreterlik karşılığında algıları olumluya çevirme teklif edildi”
2011 yılında kendisinin ilk rektör olduğunda üniversite hakkında özellikle basında çok kötü algı olduğunu belirten Bağcı, “Bir kamu kurumunda danışman görevini yapan o kişi, ‘üniversitenin belediye ile olan sorunlarını biliyorum ve çözeceğiz.’ O kişinin gerek ulusal, gerekse kendi ajansı ve yerel medyada ilişkileri iyiydi. ‘Bu sorunları çözeceğiz ama sen beni üniversiteye genel sekreter yapacaksın’ dedi” iddiasında bulundu.
Bağcı, mahkemeye sunduğu 54 sayfalık savunmasını yaklaşık 6 saatte yaptı. Bağcı, FETÖ’nün il imamı Mehmet Boz ile görüştüğü yönündeki iddialarına yanıt verdi. Bağcı, Mehmet Boz ile görüştüğü iddialarının gerçek dışı olduğunu ileri sürdü.
17/25 Aralık sonrası paralel yapıya ya da örgüte mensup oldukları kanaati edindiği kişileri tasfiye ettiğini ileri süren Bağcı, “İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Yılmaz ve Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selahattin Özçelik’i rektör yardımcısı olarak atadım. Seçimlere bir ay kala paralel yapı benim hala diplomalara başı açık fotoğraf istediğim yönünde haberler yaparak, eski rektör Ardıç dönemindeki belgelerle kumpas kurdular. Bunu tüm dünyaya duyurdular” diye konuştu.
“2011 yılında rektörlük seçimlerinde beni gizli bir odaya çağırdılar”
Kendisinin 2011 yılında rektör adayı olduğu süreç ile ilgili konuşan Bağcı, “2007, 2011 ve 2015 seçimlerinde Prof. Bülent Topuz ile rakip adaylardık. Bülent Topuz 2007 yılına göre 2015’te oylarını 7 kat artırmış. Gizli toplantılarda ‘Hüseyin Bağcı’ya oy vermeyelim. Bizi mağdur etti’ diyenlerin oylarını kime verdiği anlaşılmaktadır. 3 Ağustos 2016 tarihinde görevden alınmam üzerine 2015 seçimlerinde ikinci sıradaki Bülent Topuz’un değil, 3. Sıradaki Hüseyin Bağ’ın rektör vekili atanması sanırım bu sebeptendir. 2011 yılında yapılacak rektörlük seçimleri için örgüte mensup olduğunu tahmin ettiğim biri beni odasına çağırıp, kapıyı kilitledi. Bana, ‘seni destekleyeceğiz bu seçimde ama listeyi biz belirleyeceğiz’ dedi. Ben de böyle bir şeyi kabul etmeyeceğimi söyledim ve kapıyı kapatıp odadan çıktım” diye konuştu.
“17/25 Aralık’tan sonra örgütün elemanların tasfiye ettim”
1725 Aralık’tan sonra örgütün devlet ile giriştiği çatışmanın ardından, cemaatin birçok kadrosunu görev aldığını ileri süren Bağcı, geri çekiliyor görüntüsü verdiği iddialarına da kabul etmediğini savundu. Bağcı, “Bu süreçten sonra rektör yardımcıları Hüseyin Kaplan ve Ali K.’yı istifa ettirdim. Prof. Dr. Ahmet Ç.C., Prof. Dr. Hasan H., Prof. Dr. Hüsamettin D. ve Doç. Dr. Şevket C.’nin istifalarını istedim. Akrabam olan Ali K.’yı görevden aldıktan sonra, kendisine çok güvendiğim için başhekimliğe getirdim. Kendisi rektör yardımcılığını da istememişti, başhekimliği de istemeyerek kabul etti. Bir süre sonra istemediği görevi yapmaması için mecburen görevden aldım. Vekaleten yaptığım tüm atamalar YÖK onayıyla yapılmış atamalardır. Tanık Ferhat A.’ın iddia ettiği gibi ‘Beni FETÖ’cüler getirdi’ gibi bir söz söylemedim” savunmasını yaptı.
15 Temmuz sonrasında bütün üniversite dekanlarıyla YÖK’te yapılan 4 toplantıya katıldığını söyleyen Bağcı, “15 Temmuz gecesi e-mail ve SMS gönderdiğim iddiaları var. Bu iddiaların soruşturma dosyasında gösterilmesine anlam veremiyorum. Bana ulaşılamadığı cümlesi kullanılarak, darbe gecesi ortadan kaybolduğum imajı yaratılmaktadır. Ben o gece Denizli Milletvekilimiz Dr. Sema Ramazanoğlu, kardeşim ve yeğenimle İstanbul Kandilli’de akşam yemeğindeydim. Saat 00.26’da FSM köprüsüne gelerek halkla birlikte darbeye karşı durduk. Bu konudaki fotoğrafları mahkemenize sunuyorum. 16 Temmuz’da da Denizli’ye dönüp Üniversite Senatosunu topladım. Darbe karşıtı senato bildirisi hazırladık” diye konuştu.
Denizli’de FETÖ/PDY’nin Pamukkale Üniversitesindeki (PAÜ) yapılanmasına yönelik davanın ilk duruşması başladı.
Denizli’de FETÖ/PDY’nin Pamukkale Üniversitesindeki (PAÜ) yapılanmasına yönelik davanın ilk duruşması başladı.
Davada 54 sayfalık savunma yapan PAÜ’nün eski Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağcı, “2011 yılında yapılacak rektörlük seçimleri için örgüte mensup olduğunu tahmin ettiğim biri beni odasına çağırıp, kapıyı kilitledi. Bana, ‘seni destekleyeceğiz bu seçimde ama listeyi biz belirleyeceğiz’ dedi.
FETÖ/PDY’nin Pamukkale Üniversitesindeki yapılanmasına yönelik açılan davanın ilk duruşması başladı. EGS Kültür ve Kongre Merkezi yanında bulunan fuar kompleksi bünyesinde yer alan salonda yeni açılan 5’nci Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada, Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) eski rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağcı’nın savunması alındı. 73’ü tutuklu olmak üzere toplam 115 sanık hakim karşısına çıkarıldığı davada, Bağcı’nın örgütün üniversitedeki yapılanmasına izin verdiği ileri sürülüyor. Önce itirafçı konumunda olan Bağcı, mahkemedeki savunmasında itirafçı olduğunu kabul etmediğini, savcı ile görüşmesinin ‘sohbet’ şeklinde geçtiğini ileri sürdü.
“Genel sekreterlik karşılığında algıları olumluya çevirme teklif edildi”
2011 yılında kendisinin ilk rektör olduğunda üniversite hakkında özellikle basında çok kötü algı olduğunu belirten Bağcı, “Bir kamu kurumunda danışman görevini yapan o kişi, ‘üniversitenin belediye ile olan sorunlarını biliyorum ve çözeceğiz.’ O kişinin gerek ulusal, gerekse kendi ajansı ve yerel medyada ilişkileri iyiydi. ‘Bu sorunları çözeceğiz ama sen beni üniversiteye genel sekreter yapacaksın’ dedi” iddiasında bulundu.
Bağcı, mahkemeye sunduğu 54 sayfalık savunmasını yaklaşık 6 saatte yaptı. Bağcı, FETÖ’nün il imamı Mehmet Boz ile görüştüğü yönündeki iddialarına yanıt verdi. Bağcı, Mehmet Boz ile görüştüğü iddialarının gerçek dışı olduğunu ileri sürdü.
17/25 Aralık sonrası paralel yapıya ya da örgüte mensup oldukları kanaati edindiği kişileri tasfiye ettiğini ileri süren Bağcı, “İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ali Yılmaz ve Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Selahattin Özçelik’i rektör yardımcısı olarak atadım. Seçimlere bir ay kala paralel yapı benim hala diplomalara başı açık fotoğraf istediğim yönünde haberler yaparak, eski rektör Ardıç dönemindeki belgelerle kumpas kurdular. Bunu tüm dünyaya duyurdular” diye konuştu.
“2011 yılında rektörlük seçimlerinde beni gizli bir odaya çağırdılar”
Kendisinin 2011 yılında rektör adayı olduğu süreç ile ilgili konuşan Bağcı, “2007, 2011 ve 2015 seçimlerinde Prof. Bülent Topuz ile rakip adaylardık. Bülent Topuz 2007 yılına göre 2015’te oylarını 7 kat artırmış. Gizli toplantılarda ‘Hüseyin Bağcı’ya oy vermeyelim. Bizi mağdur etti’ diyenlerin oylarını kime verdiği anlaşılmaktadır. 3 Ağustos 2016 tarihinde görevden alınmam üzerine 2015 seçimlerinde ikinci sıradaki Bülent Topuz’un değil, 3. Sıradaki Hüseyin Bağ’ın rektör vekili atanması sanırım bu sebeptendir. 2011 yılında yapılacak rektörlük seçimleri için örgüte mensup olduğunu tahmin ettiğim biri beni odasına çağırıp, kapıyı kilitledi. Bana, ‘seni destekleyeceğiz bu seçimde ama listeyi biz belirleyeceğiz’ dedi. Ben de böyle bir şeyi kabul etmeyeceğimi söyledim ve kapıyı kapatıp odadan çıktım” diye konuştu.
“17/25 Aralık’tan sonra örgütün elemanların tasfiye ettim”
1725 Aralık’tan sonra örgütün devlet ile giriştiği çatışmanın ardından, cemaatin birçok kadrosunu görev aldığını ileri süren Bağcı, geri çekiliyor görüntüsü verdiği iddialarına da kabul etmediğini savundu. Bağcı, “Bu süreçten sonra rektör yardımcıları Hüseyin Kaplan ve Ali K.’yı istifa ettirdim. Prof. Dr. Ahmet Ç.C., Prof. Dr. Hasan H., Prof. Dr. Hüsamettin D. ve Doç. Dr. Şevket C.’nin istifalarını istedim. Akrabam olan Ali K.’yı görevden aldıktan sonra, kendisine çok güvendiğim için başhekimliğe getirdim. Kendisi rektör yardımcılığını da istememişti, başhekimliği de istemeyerek kabul etti. Bir süre sonra istemediği görevi yapmaması için mecburen görevden aldım. Vekaleten yaptığım tüm atamalar YÖK onayıyla yapılmış atamalardır. Tanık Ferhat A.’ın iddia ettiği gibi ‘Beni FETÖ’cüler getirdi’ gibi bir söz söylemedim” savunmasını yaptı.
15 Temmuz sonrasında bütün üniversite dekanlarıyla YÖK’te yapılan 4 toplantıya katıldığını söyleyen Bağcı, “15 Temmuz gecesi e-mail ve SMS gönderdiğim iddiaları var. Bu iddiaların soruşturma dosyasında gösterilmesine anlam veremiyorum. Bana ulaşılamadığı cümlesi kullanılarak, darbe gecesi ortadan kaybolduğum imajı yaratılmaktadır. Ben o gece Denizli Milletvekilimiz Dr. Sema Ramazanoğlu, kardeşim ve yeğenimle İstanbul Kandilli’de akşam yemeğindeydim. Saat 00.26’da FSM köprüsüne gelerek halkla birlikte darbeye karşı durduk. Bu konudaki fotoğrafları mahkemenize sunuyorum. 16 Temmuz’da da Denizli’ye dönüp Üniversite Senatosunu topladım. Darbe karşıtı senato bildirisi hazırladık” diye konuştu.
Habere ifade bırak !
Bu habere hiç ifade kullanılmamış ilk ifadeyi siz kullanın.
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları
(0)
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.