Uzmanlar kök hücre naklinde çok bilinen yanlışları anlattı

SAĞLIK (D20HA) - DENİZLİ20HABER.COM | 10.11.2021 - 15:07, Güncelleme: 10.11.2021 - 15:07
 

Uzmanlar kök hücre naklinde çok bilinen yanlışları anlattı

Denizli’de Terapötik Aferez Merkezi sorumlusu Doç. Dr. Sibel Kabukçu, kök hücre naklinde bilinen yanlışları anlattı. Doç. Dr. Hacıoğlu, donör olan kişilerin işlem sonrası yürüyerek evlerine döndüğünü vurguladı.

Pamukkale Üniversitesi Terapötik Aferez Merkezi sorumlusu Doç. Dr. Sibel Kabukçu Hacıoğlu, hayata tutunmaya çalışan birçok hastanın sağlığına kavuşabilmek için dokularıyla uyumlu bir bağışçıdan yapılacak kök hücre naklini beklediğini, bunun için yapılması gerekenin ise çok basit bir işlem olduğunu belirterek toplumdaki sağlıklı kişileri ölümle savaşan hastalara “can” olmaya çağırdı. Ülkemizde, başta lösemi, lenfoma ve ek olarak diğer organ kanserleri, doğumsal metabolik hastalıklar, bağışıklık sistemi yetersizlikleri ve Akdeniz anemisi gibi doğumsal kansızlıkların da tedavisinde kök hücre naklinin gerekli olduğunu vurgulayan Dr. Kabukçu Hacıoğlu, “Toplumumuzda kök hücre nakli ile ilgili bağış sonrası kalıcı yan etki ve ağrılı bir süreç olması, hastaneye yatma gerekliliği gibi birçok yanlış bilgi dolaşıyor. Bu tür yanlış bilgileri ortadan kaldırmak ve kök hücre bağışı farkındalığına dikkat çekmek gerekiyor” dedi. “İşlem sonucunda kişi yürüyerek evine geri dönüyor” Kök hücre bağışı süreci ve doğru sanılan yanlışlar ile ilgili Doç. Dr. Hacıoğlu, şunları anlattı: “Sağlıklı bir vericiden alınan ve tüm kan hücrelerinin en baştaki hali olan kemik iliği kök hücreleri, birçok ölümcül hastalığın tedavisinde kritik rol oynuyor. Fakat kök hücre bağışında bulunan donör sayısının azlığı, umudunu buna bağlayan hastalar için oldukça büyük bir dezavantaj. Ülkemizde Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK), kök hücre ve kemik iliği nakli bekleyen hastalarla, gönüllü bağışçıları buluşturuyor. Kök hücre nakillerinde alıcı ve verici arasındaki uyumu tespit etmek için doku antijenlerine bakılıyor. Doku antijenleri, özellikleri nedeniyle maalesef çok fazla farklılıklardan oluşuyor. Uygun bir bağışçı bulunabilmesi için en az yüzbinler hatta milyonlar taranmalı. Bu nedenle nakil bekleyen hastalara yardımcı olmak amacıyla, kök hücre bağışçısı olmayı kabul eden çok sayıda gönüllüye ihtiyaç var.” Dönor olan kişilerin ameliyata alınması ve ya hastaneye yatırılması gibi bir durum olmadığını belirten Doç. Dr. Hacıoğlu, “TÜRKÖK’e donör olmak sanılanın aksine donörün kök hücrelerine zarar veren, ameliyat veya hastaneye yatmayı gerektiren bir işleme evet demek anlamına gelmiyor. Damarlarımızdaki kök hücreler doğal seyrinde bağış yapmak için yeterli miktarda değildir. Bu kök hücrelerin sayısını artırmak için toplama işleminden 5 gün öncesinden itibaren kök hücreleri artırıcı aşılar yapılır. Toplama günü kapalı ve tamamen steril bir sistemle çalışan cihaza bağlanır. Bir kolundan alınan kan cihaza girer. Cihazda kök hücreler ayıklanır. Geriye kalan diğer tüm kan bileşeni bağışçıya geri verilir. Bu işlem ortalama 3-4 saat sürer ve işlem sonucunda kişi yürüyerek evine geri döner” şeklinde konuştu. Dr. Kabukçu Hacıoğlu son olarak “18-50 yaşında sağlıklı bir bireyseniz, kronik ve bulaşıcı herhangi bir rahatsızlığa sahip değilseniz siz de hayat kurtarabilirsiniz. Bunun için yapmanız gereken size en yakın Kızılay gönüllü verici merkezine giderek onam formunu doldurup 3 tüp kan örneği vererek ilk adımı atmak” diyerek tüm halkı bu konuda duyarlı olmaya çağırdı.
Denizli’de Terapötik Aferez Merkezi sorumlusu Doç. Dr. Sibel Kabukçu, kök hücre naklinde bilinen yanlışları anlattı. Doç. Dr. Hacıoğlu, donör olan kişilerin işlem sonrası yürüyerek evlerine döndüğünü vurguladı.

Pamukkale Üniversitesi Terapötik Aferez Merkezi sorumlusu Doç. Dr. Sibel Kabukçu Hacıoğlu, hayata tutunmaya çalışan birçok hastanın sağlığına kavuşabilmek için dokularıyla uyumlu bir bağışçıdan yapılacak kök hücre naklini beklediğini, bunun için yapılması gerekenin ise çok basit bir işlem olduğunu belirterek toplumdaki sağlıklı kişileri ölümle savaşan hastalara “can” olmaya çağırdı. Ülkemizde, başta lösemi, lenfoma ve ek olarak diğer organ kanserleri, doğumsal metabolik hastalıklar, bağışıklık sistemi yetersizlikleri ve Akdeniz anemisi gibi doğumsal kansızlıkların da tedavisinde kök hücre naklinin gerekli olduğunu vurgulayan Dr. Kabukçu Hacıoğlu, “Toplumumuzda kök hücre nakli ile ilgili bağış sonrası kalıcı yan etki ve ağrılı bir süreç olması, hastaneye yatma gerekliliği gibi birçok yanlış bilgi dolaşıyor. Bu tür yanlış bilgileri ortadan kaldırmak ve kök hücre bağışı farkındalığına dikkat çekmek gerekiyor” dedi.


“İşlem sonucunda kişi yürüyerek evine geri dönüyor”

Kök hücre bağışı süreci ve doğru sanılan yanlışlar ile ilgili Doç. Dr. Hacıoğlu, şunları anlattı: “Sağlıklı bir vericiden alınan ve tüm kan hücrelerinin en baştaki hali olan kemik iliği kök hücreleri, birçok ölümcül hastalığın tedavisinde kritik rol oynuyor. Fakat kök hücre bağışında bulunan donör sayısının azlığı, umudunu buna bağlayan hastalar için oldukça büyük bir dezavantaj. Ülkemizde Türkiye Kök Hücre Koordinasyon Merkezi (TÜRKÖK), kök hücre ve kemik iliği nakli bekleyen hastalarla, gönüllü bağışçıları buluşturuyor. Kök hücre nakillerinde alıcı ve verici arasındaki uyumu tespit etmek için doku antijenlerine bakılıyor. Doku antijenleri, özellikleri nedeniyle maalesef çok fazla farklılıklardan oluşuyor. Uygun bir bağışçı bulunabilmesi için en az yüzbinler hatta milyonlar taranmalı. Bu nedenle nakil bekleyen hastalara yardımcı olmak amacıyla, kök hücre bağışçısı olmayı kabul eden çok sayıda gönüllüye ihtiyaç var.”

Dönor olan kişilerin ameliyata alınması ve ya hastaneye yatırılması gibi bir durum olmadığını belirten Doç. Dr. Hacıoğlu, “TÜRKÖK’e donör olmak sanılanın aksine donörün kök hücrelerine zarar veren, ameliyat veya hastaneye yatmayı gerektiren bir işleme evet demek anlamına gelmiyor. Damarlarımızdaki kök hücreler doğal seyrinde bağış yapmak için yeterli miktarda değildir. Bu kök hücrelerin sayısını artırmak için toplama işleminden 5 gün öncesinden itibaren kök hücreleri artırıcı aşılar yapılır. Toplama günü kapalı ve tamamen steril bir sistemle çalışan cihaza bağlanır. Bir kolundan alınan kan cihaza girer. Cihazda kök hücreler ayıklanır. Geriye kalan diğer tüm kan bileşeni bağışçıya geri verilir. Bu işlem ortalama 3-4 saat sürer ve işlem sonucunda kişi yürüyerek evine geri döner” şeklinde konuştu.


Dr. Kabukçu Hacıoğlu son olarak “18-50 yaşında sağlıklı bir bireyseniz, kronik ve bulaşıcı herhangi bir rahatsızlığa sahip değilseniz siz de hayat kurtarabilirsiniz. Bunun için yapmanız gereken size en yakın Kızılay gönüllü verici merkezine giderek onam formunu doldurup 3 tüp kan örneği vererek ilk adımı atmak” diyerek tüm halkı bu konuda duyarlı olmaya çağırdı.

Denizli HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
islami sohbetler sohbet omegle tv türk sohbet islami sohbet cinsel sohbet emlak seviye 5 mutfak lavabo tıkanıklığı açma su böreği sipariş galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı İstanbul evden eve nakliyat kurumsal web hizmetleri bets10 yeni adresi