Ringlerin dişi aslanı, rakip tanımıyor
Ringlerin dişi aslanı, rakip tanımıyor
İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) öğrencisi Selvinaz Cura, 3 yıl önce başladığı kick boksta rakiplerine ringi dar ederek ulusal ve uluslararası organizasyonlarda 5 altın madalya kazandı, hayallerini kurduğu milli formaya kavuştu
İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) öğrencisi Selvinaz Cura, 3 yıl önce başladığı kick boksta rakiplerine ringi dar ederek ulusal ve uluslararası organizasyonlarda 5 altın madalya kazandı, hayallerini kurduğu milli formaya kavuştu
Aslen Denizlili olan 18 yaşındaki Selvinaz Cura, çocukken çok hareketli olduğu için ailesi tarafından ‘enerjisini atar, sakinleşir’ düşüncesiyle 3 yaşında jimnastiğe yazdırıldı. Sporla erken yaşta tanışan Cura, zaman içinde futbol ve basketbol gibi farklı branşları da denedi. Spordan hiçbir zaman kopmayan Cura, antrenörlerin de yönlendirmesiyle kick boksa ağırlık verdi.
Haftada 6 gün antrenman yapan, haftanın önemli bir kısmını ringde geçiren Selvinaz, yeteneği ve disiplinli çalışmasıyla kısa sürede tüm dikkatleri üzerine topladı. İlk resmi maçına 2022 yılının ocak ayında çıkan Cura, 55 kiloda Türkiye ikincisi oldu. Kick bokstaki kariyerine hızlı bir giriş yapan Selvinaz, ardından da 7’nci Uluslararası Kick Boks Dünya Kupası ve WAKO Uluslararası Kick Boks Turnuvası'nda birinci oldu. Kocaeli ve Şanlıurfa’da yapılan Türkiye Kick Boks Şampiyonası'nda art arda birincilik elde eden Cura, bu performansıyla milli takıma seçildi. Spor ile eğitimi bir arada, en iyi şekilde yürüterek örnek olan Selvinaz, İzmir Ekonomi Üniversitesi Yazılım Mühendisliği Bölümünü kazanmayı başardı.
"Gücümü korumak için haftada 6 gün çalışıyorum"
Sporun kendisine güç verdiğini ve çalışmalarını aralıksız devam ettirdiğini söyleyen Cura, “Sporu, küçüklüğümden beri çok seviyordum; ancak bu sevgimin ve tutkumun, sadece hobi olarak kalmasını istemedim. Birçok branşı denedim, en sonunda da kick boksa yöneldim. Küçüklükten beri özgüvenli biriydim ama kick boks benim özgüvenimi daha da geliştirdi. Gücümü korumak için haftada 6 gün çalışıyorum. Antrenmanlarım günde 2-3 saat sürüyor. Dayanıklılık, hız, koşu, teknik ve torba antrenmanlarım oluyor. Bu tempoya alıştım, zaman sorunu yaşamıyorum ve spor sayesinde zinde kalıyorum. Kendimden iyi bir sporcu yapmaya çalışıyorum, planımı aksatmıyorum” dedi.
Cura, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Spor ile eğitim, birbirini destekleyen unsurlar. Benim hikayem de bunun kanıtı. Kick boksa başladığımda, ‘Bir gün milli takıma yükselir miyim?’ diye düşünürdüm. Hep bunu istedim, sonunda da başardım. Üniversite sınavına çalıştığım dönemde hayatım kick boks ve dersler arasında geçiyordu. Elbette kolay olmadı. Zaman zaman bunaldım ama vazgeçmedim. Hırslı biriyim. Kendime, ‘Sporu yaptı ama derslerinde başarısız oldu’ dedirtmek istemedim. Başarımın tek bir alanda sınırlı kalmasıyla yetinemezdim. Derslerime önem verdim. Sonuç olarak istediğim üniversiteyi ve bölümü kazandım. Gençlik ve Spor Bakanlığımız sayesinde yüzde 100 burslu okuyorum. Yazılım mühendisliği; dünya genelindeki teknolojik gelişimi ve dijitalleşmeyi de göz önünde aldığımızda, önü açık bir alan. Şu anda hazırlık sınıfındayım. Eğitim aldığım alanda da en iyisi olmak için çalışacağım. Boks ile mühendisliği bir arada yapmak imkansız değil.”
"Avrupa şampiyonu olduktan sonraki hedefim ise dünya şampiyonluğu"
2024 yılında düzenlenecek Avrupa Şampiyonasına hazırlandığını belirten Cura, “Kick boksta, kendinizi sürekli hazır tutmanız ve güçlü olmanız lazım. Kilonuza da çok dikkat etmelisiniz. Bunun için antrenörlerimle birlikte belirlediğimiz plana sadık kalıyorum. Yaza doğru yapılacak Avrupa Şampiyonası, benim için ilk ve en ciddi hedef. Burada ülkeme madalyayı kazandırmak, birinci olmak istiyorum. Sporda hedef bitmez, bitmemeli. Avrupa şampiyonu olduktan sonraki hedefim ise dünya şampiyonluğu. Bunu başaracak gücü kendimde görüyorum. İnşallah bu hedeflerime ulaşırım” dedi.
Babasının muhasebeci, annesinin ise ev hanımı olduğunu belirterek, ailedeki tek sporcu olmanın kendisini gururlandırdığını söyleyen Cura, “Ailem, benim hayatımdaki en büyük destekçim. Ne başardıysam onlar sayesinde. Küçükken çok yaramazdım. Hatırlıyorum, yerimde duramazdım. Eğer ailem beni çok erken yaşta spora yazdırmasa, bu alışkanlığı bana kazandırmasa, buralara gelemezdim. Aileme teşekkürü her zaman borç bilirim. Onların hakkı ödenmez. Dişi aslan lakabını antrenörüm buldu. Beni, maça çıkmadan önce, ‘Haydi aslan parçası, içindeki dişi aslanı ortaya çıkar. Sen yaparsın’ diyerek motive ediyordu. İlk kez profesyonel maça çıktığımda da lakap ne olabilir diye düşünmüştük. Hocam, hiç tereddütsüz ‘Dişi aslan olacak’ dedi. Ben de kabul ettim. Zaten çevremdekiler de öyle diyordu” ifadelerini kullandı.
Denizli HABERİ
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.