ABD, dünyanın her alanında küresel bir güç olma iddiasıyla devasa yatırımlar yapan bir ülke.
Askeri ve teknolojik alanda ulaştığı seviyelerle övünen bu devlet, son günlerde Kaliforniya’da yaşanan yangın felaketiyle yüzleşmek zorunda kaldı.
Bu durum, teknolojik üstünlüğün yeterli olmadığını; bir ülkenin yönetim anlayışının ve önceliklerinin, geleceğini belirlemede asıl rolü oynadığını bir kez daha gözler önüne serdi.
Yangın söndürme teknolojisindeki başarısızlık, ABD’nin dünya halkları üzerinde kurduğu hegemonyanın ne kadar kırılgan olduğunu açıkça ortaya koydu.
Kaliforniya’da meydana gelen yangınlar, yalnızca bir doğal afet değil, aynı zamanda ABD’nin siyasal, toplumsal ve teknolojik zaaflarını sergileyen bir olaydır.
Milyarlarca dolarlık kaynaklara ve gelişmiş teknolojilere rağmen, ABD yönetimi, kendi halkını koruyamayan bir acizlik sergilemiştir.
Ancak bu acizlik, ABD’nin diğer ülkelerin iç işlerine müdahale etmek ve masum insanlara zarar vermek için harcadığı devasa bütçelerle büyük bir tezat oluşturuyor.
ABD’nin bu çaresizliği, Gazze’deki masum halkları yıllardır ateşe atan zihniyetin bir başka yüzünü yansıtıyor.
Gazze’de insanların evlerini, okullarını ve hastanelerini bombalayarak yerle bir eden anlayış, kendi topraklarında meydana gelen doğal bir yangın karşısında bile başarısız kalmıştır.
Bu durum, bir tür "Yüce Adaletin" tezahürü olarak görülebilir.
Zihniyetin Çöküşü: Zulmeden Çaresizlikle Karşılaşır
ABD yönetimi, dış politikada İsrail’e ve savaş bölgelerine milyarlarca dolar harcarken, kendi halkının güvenliği ve refahı için yeterli yatırımı yapmaktan kaçınmıştır.
Gazze’yi ateşe veren zihniyet, şimdi topraklarında meydana gelen felaketle yüzleşiyor.
Bu, zulmedenlerin sonunda zulme uğrayacağına dair evrensel bir yasayı hatırlatıyor.
Gazze’de masumları hedef alarak yıllardır katliam yapan, milyonlarca insanın hayatını karartan bu zihniyet, doğal afetler karşısında da aynı umursamazlıkla hareket ediyor.
İnsanların hayatlarını ateşe atan bir yönetimin, kendi halkına yardım etme becerisinden de yoksun olması, çöküşün işaretlerini veriyor.
ABD'nin, Kaliforniya yangınlarına müdahale etmedeki başarısızlığı, küresel politikasının ve iç yönetim anlayışının bir yansımasıdır.
Gazze’deki masumların üzerine bombalar yağdırmak için kaynak bulabilen bir ülkenin, kendi halkını koruyacak basit altyapıları geliştirmemesi, politik bir tercihin sonucudur.
Bir zamanlar dünyanın her yerinde korku salarak güçlü kalmaya çalışan ABD, şimdi kendi topraklarında dahi halkının güvenliğini sağlayamayan bir devlet haline gelmiştir.
Bu durum, zulümle elde edilen gücün sürdürülebilir olmadığını açıkça göstermektedir.
Zulüm Yapanlar İçin Sonun Başlangıcı
Gazze’yi yakan, mazlumları yok sayan, ama kendi halkının güvenliğini sağlayamayan bu anlayış, adaletin karşısında eriyip gidecektir. Zulüm, ne kadar güçlü görünürse görünsün, sonsuza dek ayakta kalamaz.
Gazze’deki masumlara yapılan zulmün arkasındaki zihniyet, doğanın dengesi karşısında da duramamıştır.
Doğal afetler, her şeyden önce insanlığa bir ders niteliğindedir:
Zulümle kazanılan hiçbir şey kalıcı değildir.
Mazlumların yanında durmayı başaran bir dünya, daha adil ve daha huzurlu olacaktır.
Bu yangın, yalnızca bir felaket değil, aynı zamanda zulümle büyüyen bir zihniyetin tükenişinin bir işaretidir.