Önceki Köşe yazımda et fiyatlarını yazmıştım. Sanki bir dokunduk bin laf işittik. Ne kadar çok fiyatlardan dertli insanlarımız varmış. Gelen E- postaları okumakta zorluk çektim. Türklerin et yemekleri ve en önemlisi de mangal keyifleri vardır. O da elimizden gitti diyorlar…
Maillerden bazılarında espri ile karışık, “Türklerin mangal keyfine dokunmayın. Dokunursanız bedeli ağır olur” diye yazmışlar. Elçiye zeval olmaz bana gelen mailden aktardım…
Türklerin, özellikle Hafta sonları ailelerin bir araya gelerek yaptıkları ve dünyaca ünlü mangal kültürü, mangal yakıp, kebap yapma kültürü, eskiden çok yaygındı…
Geçmiş zaman ola ki mi diyelim. Gel zaman git zaman, et fiyatlarında yükselmeler, et satın alma gücündeki gerileme, kebap kokusuyla duman yükselen mangalları yanmaz hale getirdi. Özellikle Gaziantep, Şanlıurfa, Adana, Diyarbakır ve daha nicesi Güney Doğu’nun et ve kebap kültürü çok ünlüdür. Şimdilerde et fiyatlarının yükselmesiyle, Çiğ Köftelere bile et koyamaz oldu. Etsiz Çiğ Köfteler (yağlı) köfteler yoğrulmaya başlandı…
Sabit ve dar gelirlileri için et alıp, mangal yakmak zorlaştı. En son marketlerde ve kasaplarda et fiyatlarında yaşanan kontrolsüz zam, vatandaşı şok ettiği gibi yemeklere et koymayı, mangal yakmayı etkiledi. Et zamları, mangalları devirdi. Bırakın mangal yakmayı, yemeğin içine bir avuç kıyma koymak hayal oluyor…
Hayvancılarla konuştum. Maliyet artışının, canlı hayvan fiyatlarına yansımasının kaçınılmaz olduğunu söylüyor. Söylenenleri, konunun uzmanlarına sorgulatmazsanız, “Haklılar” der, susarsınız. Bu arada bire alıp ona satan marketler ise fiyat artışlarıyla hem enflasyonu yükseltiyor. Hemde insanları zor duruma sokuyor…
Genç kuşak bir kasabımız aynen şunları söyledi: “Vahap Ağabey, canlı hayvanı kilosu 230’dan aldığım zaman müşteriye, et olarak yarısını satabiliyorum. Demek ki ben 230’a değil, 460’a aldım. Mezbahada kesim ücreti hayvan başına 200 TL. Dükkânın elektriği en son 15 bin TL geldi. Giderleri daha da sıralayabilirim. 500 TL’nin üzerindeki fiyat çok gibi görünse de, ucu ucuna bir fiyattır.” Bunun üzerine bende karımı koymama lazım. 750 liraya satarsam para kazanır ticaretimi devam ettiririm. Yerli hayvancılığı da koruyarak et ithaline izin verilmezse, bu zamlar dinmeyecek ve vatandaş evine et götüremeyecek.” Diye anlatıyor…
Yerel seçimler devam ediyor. Belediye Başkan Adayları projelerinde benim dikkatimi çeken “Sosyal Belediyecilik”, Vatandaşa yatırımı ön plana almış durumda. Bu enflasyonun yüksek olması ve et dâhil günlük ihtiyaçlarını almak da yüksek fiyat ve devamlı artış gösteren fiyatlardan şikâyetçi olmalarını gösteriyor. Et fiyatlarına geldiğinde, vatandaşlarla sohbetimde ise Vatandaşlar şu düşüncelere yer veriyor. Bazılarının, Hayvancılıkla ilgili olarak birilerinin hem toplumla, hem de siyaseti yönetenlerle oynadığına inanıyor. Marketlerin ucuza alıp çok yüksek kar marjlarıyla ve her gün etiket değiştirmelerine anlam veremiyoruz diye anlatıyor…
Şehir içlerine yayılan ve mantar gibi hemen her köşe başına kümelenen marketler, Süpermarketler, Şimdi hükümete bile aldırış etmeden, serbest piyasa var ben istediğim fiyata satırım mantığıyla hareket etmektedirler. Üreticiden bire alıp ona satanlar. Sebze meyve fiyatlarından et fiyatlarında da tırmanışa geçtiler. İşte Türklerin manga keyifleriyle de oynama başladılar. Gün gelir bu marketlerle de vatandaşlar hesaplaşır alışverişleri keseceği günlerde gelecek…