Yazma, sadece kişisel tatmin veya beğeni için değil, aynı zamanda düşünceleri ifade etme ve toplumsal etkileşimi sağlama amacını taşır. Yazma, bir bireyin içsel bir yolculuğunun yanı sıra, toplumsal bir etkileşim ve değişim aracıdır.
Lise yılları, benim için yazma eylemiyle tanışma ve onun büyüleyici dünyasına adım atma dönemi oldu. Edebiyat öğretmenim Kadriye Yener, sadece kelimeleri kağıda dökmekle yazma işleminin gerçekleşmiş olamayacağını, yazmanın öncelikle okumayla başladığını sürekli olarak vurgulardı. Bu öğüt, benim için bir rehber niteliğindeydi ve yazma sürecine dair temel bir anlayış geliştirmeme yardımcı oldu.
Kadriye öğretmenimin yol gösterici desteğiyle, uzun yıllar boyunca çeşitli okuma materyalleriyle tanıştım. Ancak, geçmişe dönüp baktığımda, o dönemde daha geniş ve derinlemesine okumalar yapmam gerektiğini fark ettim. Tek bir tür veya yazarın eserlerine sıkışıp kalmak, yazma becerilerimi geliştirmek için yeterli değildi. Bu nedenle, yazma pratiğimde daha kapsamlı bir bakış açısı kazanmak için farklı türden eserlerle tanıştım.
Başlangıçta, muhafazakar İslamcı yazarların eserleriyle sınırlıydım. Ancak, zamanla, farklı düşünce akımlarını ve farklı perspektifleri keşfetme cesaretini buldum. Bu, yazma becerilerimi zenginleştirdi ve derinleştirdi. Farklı kültürlerden, farklı dönemlerden ve farklı türlerden eserlerle tanışmak, kendi yazılarımda daha çeşitli bir yaklaşım benimsememe olanak sağladı.
Arkadaşım Y. Karadeniz'in, yazılarımı sadece kendisinin okuyup beğendiğini ve başka kimsenin ilgi göstermediğini belirtmesi, yazma eyleminin gerçek amacını sorgulamama neden oldu. Yazma, sadece kişisel tatmin veya beğeni için değil, aynı zamanda düşünceleri ifade etme ve toplumsal etkileşimi sağlama amacını taşır. Yazma, bir bireyin içsel bir yolculuğunun yanı sıra, toplumsal bir etkileşim ve değişim aracıdır.
Yazma süreci, öncelikle okumayı ve bilgi edinmeyi gerektirir. Toplumsal olaylara duyarlı olan ve çevresindeki dünyaya duyarlı olan bireyler, yazma sürecine daha kolay adapte olabilirler. Ancak, her şeyin yolunda olduğu düşünülüyorsa, yazılacak yeni şeyler bulmak zor olabilir. Bu nedenle, yazma eylemi, düşünceleri ifade etmenin yanı sıra, toplumsal bilinçlenme ve değişime katkıda bulunma amacını taşır.
Sonuç olarak, yazma eylemi, bireyin kendini ifade etmesinin yanı sıra, toplumun gelişimine ve ilerlemesine katkıda bulunan güçlü bir araçtır. Herkesin yazma yeteneği vardır ve bu yetenek, kişisel ve toplumsal dönüşüm için önemli bir rol oynar.
Yazmak, iç dünyamızın derinliklerine inmemizi ve duygularımızı ifade etmemizi sağlayan güçlü bir araçtır. Duygusal deneyimleri kağıda / elektronik ortama dökmek, zihinsel rahatlama ve duygusal tatmin sağlar. Tavsiye ederim.