Batı da derken, Başta ABD de (Avrupa) da bir türlü sular durulmuyor. Pek durulmaya da niyeti yoktur. Bir gün de olaysız geçsin. Bir türlü geçmiyor. Bir Atasözü vardır: Nerede çokluk, Orada her kafadan ses gelir… Buda, yerel, ulusal ve uluslararası alanda her an yeni bir olayın habercisi…
Yazımı okuyan okurlarımdan, Türkiye de bu kadar sorun varken, Ekonomi, yetersiz Emekli maaşları, başını alıp giden ev kiraları, Astronomik rakamlara çıkan market ve alım gücü her gün düşen yoksulluğa mahkûm edildiğimizi neden yazmıyorsunuz? Bu sorunları da yazıyorum. İzmir de TGS öncülüğünde Gazeteciler (Geçinemiyoruz. Açlığa mahkûm olduk) diye sokaklara çıkıp yürüdüler. Bizlerde aynı sorundan mustaribiz…
Batıyı, Amerika ve Avrupa’yı her zaman yazmak zorundayız. Göbeğimiz bağlıyız ve bizi Ülkemizi her konuda ilgilendirdiği için yazmak zorunda kalıyoruz… Takibi, kafa karıştırıcı. Senaryolar ardı ardına geliyor. Neden mi önemli Amerika bir süper güç ve orada bırakın mermiyi. Havada uçan kuş bile tüm sistemi ve düzeni etkileyebilir nitelikte olur…
Biden’in sonunda istifa etmesi, Başkan Yardımcısı Kamala Haris aday olmak istemesi, Demokratlardan vize alabilecek mi? Trump’a yapılan Suikast girişimi Amerikan başkanlık seçimlerin seyrini değiştirir mi? Belki de sorulan bin bir sorunun içerisinde en çok merak edilen sorudur…
Suikast kelimesini kullanıyorum zira Amerikan basını tam da bu kelimeyi kullandı. Şimdi bakıyoruz. Daha önce Amerikan başkanlığı yapmış ve şu an da yeniden başkanlığa aday ve kazanmasına olanaklı gözüyle bakılan birine bu yapılan girişim bence tüm dünyayı tedirgin etmelidir…
Olayı planlayanlar. Uygulayan. Kişi veya kişiler üzerinde araştırmalar derinleşerek devam ediyor. Amerikan, FBI, CIA ve tüm koruma ekiplerine rağmen, nasıl suikast girişimde bulunula bilindi?
Neden? Bu sorunun cevabı herkes çok merak ediliyor… İzlediğimiz görüntülerde bir anlık bir hareket ile hedef şaşıyor… İnsanların gözleri önünde hedef alınıyor. Amerikan tarihinde suikasttan ötürü hayatını kaybeden başkanlar akıllara geliyor. Batı demokrasisinde olmaması gereken yaşanmaması beklenen olaylar…
Derin Devlet tarafından yazılarak Biden’nin okuması için eline tutuşturulan Kâğıtta, Mevcut zaman diliminin seçim öncesi bir dönem olduğunu hatırlatarak; “yükselen tansiyonun düşürülmesi” çağrısı yaptı. Elbette. ABD'de “şiddete yer yoktur” mesajı netti. Sorduğum soruyu yeniden sormak istiyorum. Bu yaşanan durum, ABD Başkanlık seçimlerin seyrini değiştirir mi?
Aslında ne kadar üzücü ve bir o kadar da ilginç bir durumdayız. Bir insana suikast girişiminde bulunuluyor. Kim olduğu, ülkesi, kültürü, sosyal ve ekonomik durumu hiç önemli değil. Bir insan, bir insana bunu nasıl yapabilir diye değil. Siyasal sonuçları ne olacak düşüncesiyle ne olur diye yazıyoruz… Nedenlerini konuşuyor, sonuçları üzerinden senaryolar yazıyoruz…
İsimlerin, ülkelerin, siyasal makamların ve ekonomik durumlarının önemi olmadan yazıyorum. Kabul edilemez. İnsanın insana, insan hayatına saldırması da… Ülkenin, ülkeye saldırısı da…
Biz gelişelim kalkınalım diye beklerken, çok güvendiğimiz demokrasi sistemini savunduğumuz bu ülke ABD de kartlar yeniden dağıtılmasın… Bir insanın hayatı çok kıymetlidir. Bütün insanların hayatı çok kıymetlidir. Görüşü, duruşu, ideolojisi, ülkesi, milleti ne isterse olsun… Bunun bilir bunu söylerim. İsrail’in acımasız ve Savunmasız Gazze ve Filistin’e saldırıp günahsız insanları, kadın, çocuk demeden öldürmesine de karşıyım ve kınıyorum. Bu insan kasabının durdurulması gerekir…