Denizli Pamukkale Müftülüğüne bağlı Fatih Yatılı Kız Kur'an Kursu'nun depreme dayanıklılık testinde çürük çıkması ve yıkılması, ihmalin ne kadar tehlikeli sonuçlar doğurabileceğini açıkça gözler önüne seriyor.
Bu olay, sadece bir binanın yıkımı değil, aynı zamanda yüzlerce öğrencinin can güvenliğinin yıllarca tehlikeye atıldığını da gösteriyor.
Neden bugüne kadar bu binada gerekli testler yapılmadı?
Kimler bu ihmalkârlığın sorumlusu?
Bir kamu kurumunun denetiminde olan bu yapıların, deprem gerçeği ortadayken göz ardı edilmesi kabul edilebilir mi?..
Bu tür yapılar, sadece fiziksel güvenlik için değil, aynı zamanda toplumsal güven ve sorumluluk açısından da hayati öneme sahiptir.
Bu durum, sadece bu binayla sınırlı kalmamalı.
Denizli'deki tüm camiler, Kur'an kursları ve benzeri yapılar acilen gözden geçirilmeli, gerekli testler derhal yapılmalı ve sonuçlar şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
Sorumluların hesap vermesi ve gereken önlemlerin alınması, gelecekte benzer felaketlerin önüne geçmek için zorunludur.
Deprem gerçeğiyle yüzleşmek için daha ne kadar zamanımız var?
Deprem gibi doğal afetler, önceden tahmin edilemese de alınacak tedbirlerle can ve mal kaybını en aza indirmek mümkündür. Hazırlıklı olmak, binaların depreme dayanıklılığını kontrol etmek, gerekli testleri zamanında yapmak ve ortaya çıkan risklere karşı önlem almak demektir. Ancak bu hazırlıklar ihmal edildiğinde, sonuçları telafisi mümkün olmayan kayıplara yol açabilir. İhmalkârlık, bu tür felaketlerin etkilerini artırır ve insan hayatını tehlikeye atar.
Bu nedenle, depreme karşı hazırlıklı olmak, yalnızca bir zorunluluk değil, aynı zamanda bir sorumluluktur.
İhmalkârlığın affedilmeyeceği, ihmallerin bedelinin ağır olacağı unutulmamalıdır.
Afetler karşısında zamanında ve doğru önlemler almak, toplumun güvenliği ve geleceği için hayati öneme sahiptir.