Recep Yazıcıoğlu’nun aramızdan ayrılışının yıl dönümünde, onun iz bırakan mirasını hatırlamak gerekiyor.
1948’de Trabzon’da doğan Yazıcıoğlu, Türk bürokrasisinin standartlarının ötesine geçerek, hem devletin hem de halkın gerçek temsilcisi oldu. “Süper Vali” unvanını kazanan bu sıra dışı lider, yalnızca görev yaptığı illerde değil, tüm Türkiye’de kendisinden söz ettirdi.
Yazıcıoğlu’nun devlet yönetimindeki en belirgin özelliği, bürokrasinin soğuk ve uzak yapısına karşı halkın sıcak, samimi taleplerini savunmasıydı.
Merkezî yönetimin kalıplarını aşarak halkın gerçek ihtiyaçlarını ön planda tutmayı başardı. “Kurtarıcı yoktur, halk önce kendini kurtarmayı öğrenmelidir” sözüyle, hem liderliğini hem de halkın bağımsızlığını savundu.
Onun bu sert tutumu, devletle halk arasında bir köprü değil, adeta bir duvar gibi görünen bürokrasiyi sorgulamasını sağladı.
Sağlıklı yaşam konusundaki kampanyaları, yalnızca kişisel tercihler değil, aynı zamanda toplumsal bir hareketti. “Kolalı içeceklere, sigaraya, alkole hayır; süt, ayran içelim, kepekli ekmek yiyelim” gibi çağrıları, halkın yaşam kalitesini artırma konusundaki kararlılığını ortaya koydu.
Recep Yazıcıoğlu’nun sporla olan ilişkisi, sadece medyanın ilgisini çekmekle sınırlı değildi.
O, sporu her çeşidini, zaman ve mekan ayırmadan, ülke insanıyla buluşturmayı amaçlayan bir liderdi. Sörf, kayak, yamaç paraşütü gibi spor dallarına olan ilgisi, toplumun çeşitli spor branşlarına olan ilgisini artırmayı hedefliyordu.
Sporun, yalnızca sağlığı teşvik eden değil, aynı zamanda sosyal bir bağ kurma aracı olduğunu savundu ve bu yaklaşımını fiilen uygulamaya koydu.
Recep Yazıcıoğlu’nun yönetim anlayışı, sadece devlete karşı değil, aynı zamanda halkın gerçek ihtiyaçlarına duyduğu hassasiyetle de şekillendi.
Onun azmi ve vizyonu, bürokrasinin köhne yapısını sorgulayan, halkın gerçek temsilcisi bir lider olarak hafızalarda kalmasını sağladı.
Bugün, onun aramızdan ayrılışının yıl dönümünde, onun vizyonunu ve liderliğini anarak, devlet ve halk arasındaki bağları daha iyi anlamaya çalışıyoruz.
Rahmetle anıyoruz.