AHMET SANCAR
Köşe Yazarı
AHMET SANCAR
 

İnsanlığını Unutan Bakan: BAERBOCK'UN Sözleri Utanç Verici !.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock'un son açıklamaları, hem siyasi hem de insani açıdan ciddi tartışmalara yol açıyor.   "Hamas teröristlerinin okullara ve masum insanların arkasına saklanması", sivil alanların dokunulmazlık statüsünü kaybetmesine neden olur" ifadesi, çok vahşice ve canice...   Bu sözler, sanki sivil yaşamın, savaş koşullarında bir tür araçsallaştırıldığını ve masum insanların hayatlarının bir güvenlik stratejisi çerçevesinde yeniden değerlendirildiğini gösteriyor.   Zaten sivil alanlarI hedef alan Siyonist İsrail için de daha kışkırtıcı olabilir.   Bu tür bir söylem, sivil alanlara yönelik saldırıların meşrulaştırma riskini taşıdığı gibi, çatışmanın daha da tırmanmasına neden olabilir.   Baerbock’un bu tavrı, savaşların doğasında zaten var olan bir gerçekliği göz ardı ediyor:   Sivil ölümler, her zaman savaşın en acımasız yüzünü oluşturur. "Almanya bu duruşu destekliyor" demek, sadece İsrail’in askeri eylemlerini değil, aynı zamanda bu eylemlerin yol açtığı insani krizleri de görmezden gelmek anlamına geliyor.   Peki, burada masum insanların yaşamları hangi ölçüde önem taşıyor ?..   Baerbock’un yaklaşımı, geçmişte yaşanan acılardan ders almadığımızı ve aynı hataları tekrarlamaya devam ettiğimizi gösteriyor.   Almanya, tarihsel olarak insan hakları ihlallerine karşı duyarlılığıyla bilinen bir ülke.   Ancak, bu tür bir söylemle, tarihsel yükümlülüklerimizi ve insanlık onurunu bir kenara bırakmak, büyük bir çelişki yaratıyor.   Sivil kayıplarının olduğu bir savaşta, bu kayıpların hesaplanması, ahlaki bir sorumluluktan ziyade, bir vicdan sorgulamasını gerektiriyor.   Baerbock'un "İsrail’in güvenliği, bizim de güvenliğimizdir" sözü ise, sadece bir politik söylem değil, aynı zamanda insan hayatının nasıl bir teferruat olarak görüldüğünün de bir göstergesi.   Elbette güvenlik kaygıları önemli, ancak bu kaygıları sivil insanların yaşamları üzerinden tanımlamak, hem ahlaki hem de insani bir kayıp yaratıyor.   Sivil ölümler üzerinden bir güvenlik politikası oluşturmanın, uluslararası hukuk açısından da ciddi sonuçları olacaktır.   Sonuç olarak, Baerbock’un sözleri, yalnızca Almanya’nın politik duruşunu değil, aynı zamanda uluslararası toplumu nasıl etkileyebileceğini de gözler önüne seriyor.   İnsan hayatının, siyasi çıkarlar üzerinden tartışılacak kadar değersizleştiği bir ortamda, umarım bu yaklaşım, daha geniş bir yankı bulur ve uluslararası kamuoyunu insan odaklı bir bakış açısına geri döndürür.
Ekleme Tarihi: 18 Ekim 2024 - Cuma

İnsanlığını Unutan Bakan: BAERBOCK'UN Sözleri Utanç Verici !.

Almanya Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock'un son açıklamaları, hem siyasi hem de insani açıdan ciddi tartışmalara yol açıyor.
 
"Hamas teröristlerinin okullara ve masum insanların arkasına saklanması", sivil alanların dokunulmazlık statüsünü kaybetmesine neden olur" ifadesi, çok vahşice ve canice...
 
Bu sözler, sanki sivil yaşamın, savaş koşullarında bir tür araçsallaştırıldığını ve masum insanların hayatlarının bir güvenlik stratejisi çerçevesinde yeniden değerlendirildiğini gösteriyor.
 
Zaten sivil alanlarI hedef alan Siyonist İsrail için de daha kışkırtıcı olabilir.
 
Bu tür bir söylem, sivil alanlara yönelik saldırıların meşrulaştırma riskini taşıdığı gibi, çatışmanın daha da tırmanmasına neden olabilir.
 
Baerbock’un bu tavrı, savaşların doğasında zaten var olan bir gerçekliği göz ardı ediyor:
 
Sivil ölümler, her zaman savaşın en acımasız yüzünü oluşturur. "Almanya bu duruşu destekliyor" demek, sadece İsrail’in askeri eylemlerini değil, aynı zamanda bu eylemlerin yol açtığı insani krizleri de görmezden gelmek anlamına geliyor.
 
Peki, burada masum insanların yaşamları hangi ölçüde önem taşıyor ?..
 
Baerbock’un yaklaşımı, geçmişte yaşanan acılardan ders almadığımızı ve aynı hataları tekrarlamaya devam ettiğimizi gösteriyor.
 
Almanya, tarihsel olarak insan hakları ihlallerine karşı duyarlılığıyla bilinen bir ülke.
 
Ancak, bu tür bir söylemle, tarihsel yükümlülüklerimizi ve insanlık onurunu bir kenara bırakmak, büyük bir çelişki yaratıyor.
 
Sivil kayıplarının olduğu bir savaşta, bu kayıpların hesaplanması, ahlaki bir sorumluluktan ziyade, bir vicdan sorgulamasını gerektiriyor.
 
Baerbock'un "İsrail’in güvenliği, bizim de güvenliğimizdir" sözü ise, sadece bir politik söylem değil, aynı zamanda insan hayatının nasıl bir teferruat olarak görüldüğünün de bir göstergesi.
 
Elbette güvenlik kaygıları önemli, ancak bu kaygıları sivil insanların yaşamları üzerinden tanımlamak, hem ahlaki hem de insani bir kayıp yaratıyor.
 
Sivil ölümler üzerinden bir güvenlik politikası oluşturmanın, uluslararası hukuk açısından da ciddi sonuçları olacaktır.
 
Sonuç olarak, Baerbock’un sözleri, yalnızca Almanya’nın politik duruşunu değil, aynı zamanda uluslararası toplumu nasıl etkileyebileceğini de gözler önüne seriyor.
 
İnsan hayatının, siyasi çıkarlar üzerinden tartışılacak kadar değersizleştiği bir ortamda, umarım bu yaklaşım, daha geniş bir yankı bulur ve uluslararası kamuoyunu insan odaklı bir bakış açısına geri döndürür.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
islami sohbetler sohbet elektronik sigara omegle tv türk sohbet islami sohbet cinsel sohbet baskılı poşet baskılı poşet emlak seviye 5 mutfak lavabo tıkanıklığı açma özellikleri su böreği sipariş galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı dijital pazarlama ajansı