Dünya bir kez daha Ortadoğu'da "ateşkes" adı verilen bir illüzyonun peşinde.
İsrail yetkilileri Hamas’ın Gazze'de bir ateşkes anlaşmasını kabul ettiğini duyurdu.
İsrail medyası da bu akşam anlaşmanın imzalanacağını, yarın açıklanacağını ve esir takasının pazar günü başlayacağını bildiriyor.
Ancak bu kaçıncı "ateşkes", kaçıncı aldatmaca ?..
Tarih, İsrail’in hiçbir anlaşmaya sadık kalmadığını, her barış masasının sadece yeni bir savaşın hazırlık odası olduğunu defalarca gösterdi.
İsrail’in kitabında barış yazmaz.
Diplomasi onlar için, dünyayı kandırmak ve zaman kazanmak için bir araçtan ibarettir.
Peki, dünya bu oyunu kaçıncı kez yutacak ?
Ateşkes mi, Taktiksel Mola mı ?..
Filistin topraklarında yaşanan katliamlar gözlerimizin önünde cereyan ediyor.
Çocuklar, kadınlar, yaşlılar öldürülüyor, şehirler haritadan siliniyor.
İsrail ne zaman sıkışsa, uluslararası baskılar artınca, bir "ateşkes" senaryosu devreye giriyor.
Sonra ne oluyor?
Birkaç hafta, birkaç ay geçmeden bombardımanlar yeniden başlıyor.
Filistinliler için "ateşkes" demek, yeni bir İsrail saldırısına hazırlık süresi demektir.
Unutmayalım, 2008’de, 2012’de, 2014’te ve 2021’de de benzer süreçler yaşandı.
Her defasında "ateşkes" ilan edildi, ama İsrail’in füzeleri Filistin semalarından eksik olmadı.
O zaman sormak lazım: İsrail gerçekten bir anlaşmaya sadık kalacak mı ?..
Yoksa her zamanki gibi, biraz zaman kazanıp, yeni saldırılar için güç mü toplayacak ?..
İsrail’e Güvenmek Aptallıktır
Ortadoğu’da barışın önündeki en büyük engel, İsrail’in işgalci zihniyetidir.
Siyonist ideoloji, Filistin topraklarını tamamen ele geçirme ve tüm Filistinlileri ya öldürme ya da sürme hedefi üzerine kuruludur.
Hal böyleyken, bir İsrail yetkilisinin çıkıp "ateşkes olacak" demesi, bir tilkinin kümesi koruyacağını söylemesi kadar güvenilmezdir.
İsrail, uluslararası hukuk tanımaz. BM kararlarını hiçe sayar. "Ateşkes" dese bile, yarın bir bahane bulur, yeni saldırılara başlar.
Bunu bilerek hareket etmek, her seferinde aynı tuzağa düşmemek gerekir.
Direniş ve Adalet
Gerçek barış, işgalciyle değil, direnişle mümkündür.
Filistin halkı, bağımsızlığını kazanana kadar mücadele etmek zorundadır.
İsrail, ancak bedel öderse geri adım atar.
Tarih, işgalcilerin sadece direniş karşısında diz çöktüğünü göstermiştir.
Bugün Filistin davasını savunan herkesin unutmaması gereken gerçek budur.
Eğer bir gün gerçek bir ateşkes olacaksa, bu ancak adaletin sağlanmasıyla mümkün olur.
Filistin özgür olmadıkça, İsrail’in işgali sona ermedikçe, yapılan her anlaşma kâğıt üzerinde kalmaya mahkûmdur.
Çünkü adalet olmadan barış olmaz !..