Putin, önceki gece televizyonlarda canlı yayında konuştu. Bu savaşın işaretini veriyordu. Geçmişi yıllar öncesine dayanan, Rusya- Ukrayna krizi sıcak çatışma noktasına geldi. Burada, Ukrayna’nın batı ülkeleriyle ve NATO ile yakınlaşması, Rusya’nın rahatsızlığı ve gerginlik giderek tırmandı. ABD ve Avrupa, stratejik konumu olan Ukrayna’yı kendi bloğunda tutmak istiyor…
Tarihe bakalım, 1991 yılında Sovyet Birliği dağıldıktan sonra, Rusya, Ukrayna ve Belarus, Bağımsız Devletler Topluluğu’nu kurmuştu. Rusya’nın buradaki amacı bu ülkeler üzerindeki etkisini, Sovyetler dönemindeki gibi, hem siyasi hem de ekonomik olarak sürdürmek istemesiydi. Bu süreçte Belarus, Rusya ile yakınlaşırken, Ukrayna ise yönünü Batı’ya çevirdi. Kasım 2013’te başlayan protestolar ile Ukrayna Cumhurbaşkanı Yanukoviç'in devrilmesi ortamı germişti. Bu olaydan sonra, Mart 2014'te Rusya, Yanukoviç'i Ukrayna'nın meşru Cumhurbaşkanı olarak gördüklerini, yaşananların da bir darbe olduğunu açıklamıştı…
Bu olaylardan sonra, Rusya ile yakın bağları bulunan Kırım halkı, yeni Ukrayna Cumhurbaşkanı olan Poroşenko yönetimini tanımayarak, 18 Mart 2014 yılında bir referandum düzenleyerek ve Ukrayna'dan ayrılıp, başlayan silahlı ayaklanmalar sonunda n Rusya’ya bağlandığını duyurdu. Bu adımı Odessa, Herson, Lugansk, Nikolayev, Harkov ve Donetsk gibi doğu sınırında bulunan bölge halkları da izledi. Çatışmaların ardından Donetsk Halk Cumhuriyeti ve Lugansk Halk Cumhuriyeti olmak üzere iki defacto devlet kuruldu ve çatışmalar hız kazandı...
Tarafların görüşmeler sonucunda ‘Minsk Protokolü’ imzalandı. Ateşkes protokolünü iki taraf da defalarca ihlal etti. Görüldüğü üzere, iki ülke arasındaki krizin esas nedenlerinden biri, Mart 2014’te Kırım’ın Rusya ilhak etti. Ayrıca, Ukrayna’nın doğusundaki, Rusya sınırındaki Donetsk’te de Rusya’dan destek alan Rus yanlısı ayrılıkçılarla Ukrayna ordusu arasında da çatışmalar yaşanıyordu…
2019 Ukrayna seçiminde Zelenskiy’nin Cumhurbaşkanı seçilmesiyle yeni bir dönem başladı. Zelenskiy ile birlikte, Ukrayna’nın AB ve NATO’ya daha fazla yakınlaşması, Rusya ile krizi büyüttü. Rusya ise, Ukrayna'nın NATO üyesi olmasına ve NATO’nun füze savunma sistemlerine ev sahipliği yapmasına şiddetle karşı çıkıyor. Bunların gerçekleşmemesi için, batılı ülkelerden yasal garantiler talep ediyor. Talebin gerçekleşmemesi halinde, sorunun askeri müdahale olacağıdır…
Rusya, Belarus ile birlikte Ukrayna sınırına 100 bin asker yığarak karadan ve denizden askeri tatbikatlara başladı. Krizin sona ermesi için, AB ve NATO ülkeleri diplomasi trafiği başlattı. ABD, İngiltere ve AB üyesi ülkeler tarafından yapılan açıklamada açıklamalarda, Rusya’nın Ukrayna’yı her an işgale başlayabilir. Kendi ülke vatandaşlarının bu ülkeyi terk etmesini istedi. Batı Dünyası, Rusya’nın, Ukrayna’da Batı yanlısı hükümeti devirip, yerine Rusya yanlısı bir hükümet getirmeyi planladığına inanıyor…
Makron ve Putin arasında yapılan görüşmeler sonrasında yapılan açıklamada, sorunun hukuksal boyutta çözümü için (Minsk protokolü) uzlaşıya varıldığını ifade ettiler. Ukrayna lideri Zelenskiy de provokasyonlara tepki vermeyeceğini ateşkese uyacağını belirtmesine rağmen, yazımı yazdığım saatlerde, Ukrayna'nın doğusundaki Donbass ve sınır bölgelerinde Ukrayna askerleri ve Rusya yanlısı ayrılıkçı milislerce çatışma haberleri geliyordu…
Aynı zamanda, önemli bir petrol ve gaz üreticisi olan Rusya’nın, Ukrayna ile yaşadığı krizle birlikte, piyasalarda Brent petrol uzun zaman sonra 90 doların üstünde seyrediyor. Petrol ve gaz alıcısı olan ülkelerin maliyetini yükseltiyor. Üretim sektörlerine, konutlarda pahalılık olarak yansıyor. Türkiye gibi petrol ve gaza bağımlı ülkeler de bunu zam ve enflasyon artışı olarak yaşıyor...