Güven duygusu, kişilerin birbirine değer verdiği, desteklediği ilişkiler ortamı içinde gelişir. Bu ortam sağlıksız ailede yoktur. Sağlıksız ailede yetişen kişi, kimseden saygı ve koşulsuz sevgi görmediği için, kimsenin kendine yardım edeceğine inanmaz. Yardım etmek isteyenlerin mutlaka bir 'art düşüncesi, çıkarı vardır,' diye düşünür. ('Mış Gibi' Yetişkinler / Sayfa: 73)
Sevgili okur,
Hepimiz ilişkilerimizde güvenmek isteriz. Ama bazılarımız için güvenmek su içmek kadar rahat oluşuyor görünürken, bazılarımız için de bu oldukça zor olabilir. Peki güven duygumuz nasıl gelişir ? Bu noktada devreye bağlanma stillerimiz girmektedir.
Psikoloji dünyasında sıkça kullanılan, Psikiyatrist John Bowlby tarafından geliştirilen Bağlanma Teorisi, güven duygusunun temellerini anlamak için önemli bir kaynaktır. Peki, nedir bu bağlanma stilleri ve güvenle nasıl bir ilişkisi vardır ?
Bağlanma Teorisi
Bu teori çocukluk dönemimizdeki ilişkilerimizin yetişkinlik dönemimizdeki bağlanma ve güven dinamiklerini nasıl etkilediğini araştıran bir teoridir. Teoriye göre 0-5 yaş arasında bakım veren kişiyle kurduğumuz ilişki hayatımız boyunca nasıl ilişkiler kuracağımızı büyük ölçüde belirler. Bowlby ve daha sonra bu teoriyi geliştiren psikolog Mary Ainsworth, insanların üç temel bağlanma stili geliştirdiğini keşfetmiştir: Güvenli bağlanma, kaygılı bağlanma ve kaçıngan bağlanma.
Güvenin Temelleri ve Bağlanma İle İlişkisi
Bağlanma ve güvenin ilişkisini ortaya çıkarmaya yardım eden ise Bowlby sonrası bu teoriyi geliştiren Harry Harlow’dur. Harlow deney odasına birisi demirden ve biberonla süt veren, diğeri yumuşak ve sıcak havludan oluşan ama yemek vermeyen 2 ayrı anne figürü koyar. Maymunların hangi figür anneye gideceğini gözlemler. Maymunların beslenmek için demirden anneye gitmeyi tercih ettiklerini ama deney odasına korkunç bir ses uyaranı koyulduğunda yeni doğan maymunların tehditten korunmak için havlu anne figürüne gitmeyi tercih ettiğini gözlemler. Harlow yeni doğan maymunlar üzerine yaptığı sahte anne deneyi ile yaşama şansımızı arttırmak için bağ kurmanın gerekliliğini gösterir.
Bu konuda bir diğer deney olan Dr. Edward Tronick’in Sabit Yüz Deneyini, daha detaylı bilgi almak isteyenlerin araştırmasını öneririm.
Güvenli Bağlanma: Güvenin Kolay Olduğu Yer
Güvenli bağlanma bakım verenin çocuğun ihtiyaçlarını düzenli ve tutarlı karşılıyor olmasıyla gelişen bağlanma şeklidir. Bu bağlanma stiline sahip kişilerin yetişkinlikte, öz şefkatleri ve sosyal ilişkileri gelişmiştir. Dünya onlar için daha güvenli bir yerdir. İlişkilerinde rahatça güven duygusu geliştirirler. Güven yıkacak bir olay yaşansa bile iyileşme, yeniden başlama kapasitesi yüksek olacaktır.
Kaygılı Bağlanma: Güvensizlik ve Sürekli Şüphe
Bakım verenin çocuğun ihtiyaçları karşısında dengesiz, tutarsız davranışlar sergilemesiyle gelişen bağlanma şeklidir. Kaygılı bağlanma stiline sahip bireyler için güven duygusu karmaşıktır. Kendilerine değil karşı tarafa güvenme eğilimindedirler. Dünya onlar için belirsiz bir yerdir. Bu yüzden ilişkilerinde de kaygılı ve karşı tarafa bağımlı sosyal ilişkiler kurarlar. İlişkilerinde sürekli onay ve güvence ararlar. İlişkilerinde güven inşa etmekte zorlanırlar ve sürekli kaybetme korkusu yaşarlar. Sevildiklerinden ve kabul edildiklerinden asla emin olamazlar. Bu yüzden ilişkilerinde sıkça sorun yaşar ve partnerlerinden sürekli şüphe ederler. Karşı tarafın bir mesafe koyması ya da kısa bir süre ilgi göstermemesi bile onları derin bir güvensizliğe sürükleyebilir.
Kaçıngan Bağlanma: Güvenden Kaçınmak
Bakım verenlerinden yeterince duygusal destek alamamış ya da ihtiyaç duydukları anlarda yalnız bırakılmış kişiler kaçıngan bağlanır. Kaçıngan bağlanma stiline sahip bireyler yetişkinlik sürecinde etrafa değil sadece kendilerine güvenirler ve ilişkileri kendi çıkarları üzerine kuruludur. Duygularını ifade edemezler ve sosyal ilişkilerine duygusal yatırım yapamazlar. Dünya onlar için güvensiz bir yerdir. Güven duygusu onlar için tehlikeli ve riskli gelir, çünkü geçmişte güven duygusunu geliştirememişlerdir. Güven, onlar için kontrol edilemeyen ve yıpratıcı bir risk gibi görünür.
Bağlanma Stilinizi Tanımak: Güveni İnşa Etmek
Sevgili okur, belki de şimdi kendinize şu soruyu soruyorsunuz: Ben hangi bağlanma stiline sahibim? Bu sorunun cevabını bulmak, ilişkilerde güveni nasıl inşa ettiğinizi ve nasıl zorluklarla karşılaştığınızı anlamak için büyük bir adımdır. Kendinizin ya da partnerinizin bağlanma stilini bilmek, daha sağlıklı bir iletişim ve güven inşası için çok önemlidir. Eğer güvenli bağlanmaya sahip değilseniz, bu hiç güvenemeyeceğiniz anlamına gelmez. Aksine, güven kazanma konusunda farkındalık sahibi olursanız, yavaş yavaş güven inşa edebilir ve güvensizlik duygularıyla başa çıkabilirsiniz. İlişkilerde açık ve dürüst iletişim, küçük adımlarla karşılıklı güven inşasını destekler. Unutmayın, güven bir yolculuktur ve bu yolculukta sabırlı olmak, kendinize ve karşınızdakine alan tanımak gerekir.
Bu süreçte profesyonel destek için ulaşabilirsiniz.
Aile, Çift Danışmanı Emine KARAKURT
+90 539 334 97 83