Allah yakar(mış)…
Yanmayan ocaklar içinde kalınca, Allah yakar mı?
Allah neden yakar?
Dilden ve gönülden düşürünce mi?
Arardım bütün sebepleri. Sebepler içre yaşar aşikâr olanı bilmezdim. Her şeyde hikmet arar, almak için uğraşır dururdum. Sonra ‘buldum’ dedim. Son üç senedir… Her derdimi açarım, ama dilimle ama suskunluğumla…
Kelam mı satar yoksa Allah’ın ateşinden mi korur? Bilmezim.
Ağır sözler ederim. Duysa belki de kızacaktır.
Neden İslam’ın dahi imanın şartlarının peşinden koşturur?
Erdiğini düşünsem de ermez aklım…
Bu dünya pazarında ne aldığımı bilirim ne de sattığımı.
“Namaz kılıyor musun?” sorusuna Beş vaktin beşini de değil dediğimde “seni şuracıkta eşek sudan gelinceye kadar döverim” cevabı üzere; öfkesinin bile sevdiğinden kurtarmak için olduğunu o dem anlamıştım…
Aklımı çelen onca soruyu artık bir kenara bırakıyorum. “Namaz dinin direğidir”; İnsandım, hissederek zikir ettim. Çünkü namaz müminin miracıdır. Miraç var mıdır? Sorusuna şüphesiz var diyorum… Bayrama hazırlanır gibi hazırlanmayı öğrendim huzura elimi bağlayıp çıkmayı… Eğildikçe yükselmeyi… Bakmayın “Allah yakar” dediğime yanmaktan daha ağır duygular vardı. Allah’ın ve onun sevgilisinin karşısında yüzümüzün önde olması gibi.
Hz. Ebu Bekir’in (r.a) hiçbir ümmet yanmasın diye ettiği duayı kulaklarımızı dahi gönlümüzü kapamak nasıl bir iştir?
Allah yakar ya! Allah yakar…
Her gün beş vakit aralıklarla elini, yüzünü yıkayanda kir durur mu?
Kirli olanı Allah yakar mı?
Gönlünde yoksa kulağın ezanda olur mu?
Allah’tan korkuyor musun?
Yanmaktan korktuğun için mi namaz kılarsın?
Seven, sevdiğinden korkmaz mı?
Korkar ya! Hem de en çok, en çok sevdiğinden korkar; onu kırmaktan, üzmekten, ondan uzaklaşmaktan…
İnsanız, beşeriz. Hata yapınca ne yapmalıyız? Sevgiliye ulaşmak, ondan özür dilemek için: Tövbe! Tövbe estağfurullah; bilip ettiklerime, bilmeyip ettiklerime…
Hangi ana evladını ateşe atar? Ana ise…
Allah’tan korkunuz! Onun istemediği bir şeyi yaptığımızda yaşayacağımız elem ve hüzün dahi mahşerde huzura çıktığımızda yaşanacak olan o mahcubiyet yanmaktan daha beter değil midir?
Allah yakar ya! Allah yakar.
Hep duyarım “hem namaz kılıyor hem de yapmadığı fenalık yok” diye. Olmaz efendi! Olmaz. Üslubuna nazar eden, makamı İslam olan etmez. Fark etmez misin?
Sen ne Şeyhsin ne de ben senin müridin.
Sen, hansın bende yolcu; alır alır giderim ocağından. O, ocaktan taşıdığım ateşle yanar yürek hanemin ocağı…
Sukutum, tevhid tokmağını yediğimden…
Sana kızmak, kırılmak ne haddime…
Senden duyduklarım, senin yer altı dostlarından…
Sen değil, bilakis ben seni kırdım. Fakındayım. Beytullah olanı sarstım. Niyetim ayrık otlarını temizlemekti. Şaşırdım… Bir daha işlerine karışmam, anladım…
Affet! Tespihim dağılır durur; hayrına toplayıp, imamesini elime ver…