Tüm ülkemizin yüreklerini yakan Kahramanmaraş merkezli depremlerin yıldönümü olan 6 Şubat’ta on bir ilde yaşanan depremde hayatlarını kaybeden 50 bin insanımız ve milyon liralara satılan konutların, dairelerin kartondan maketler gibi yerle bir olduğu ve milyonlarca lira para harcayıp aldıkları konutların insanlara mezar olduğunu görmüştük. O yürekleri yakan konutları ve bunların müteahhit, mimarlarını yazdığımızda bana o kadar çok e- mail geldi ki o mailleri okumakta bile güçlük çekmiştim. Ne kadar dertli insanlarımız varmış ama seslerini Devlete ve yetkililere duyurmakta zorluk çektiklerini anlatıyorlardı. Nasıl güvenip müteahhitlerden ev alacağız. TOKİ konutlarına ulaşmakta zorluk çekiyoruz diye yakınıyorlardı…        Emlak ve inşaat sektöründe kontrolsüz bir durum söz konusu. Özellikle emlak sektörü, yasalara uymadan, tapu ve harita okuma gibi temel yeteneklere sahip olmayan, Türkçe konuşmayan ve kaçak çalışan ya da vergi ödemeden faaliyet gösteren özellikle, ucuz ehil olmayan mülteci işçilerin çalıştırıldığı bir sektör olmuş...        Bu durum, sektördeki düzensizliklerin ve yasal boşlukların insanların mağduriyetine yol açabileceğini göstermektedir. Bu sorunların çözümü için, devletin daha etkin bir şekilde denetim yapması, yasaların uygulanmasını sağlaması ve ilgili kurumların gereken adımları atması gerekmektedir. Bazı belediyelerde meydana gelen yolsuzluklar da bu denetimsizliği göstermiyor mu?        Bazı Müteahhitliğe soyunan ehil olmaya kişilerin Mühendislerin karne ve diplomalarını kiralayarak iş yaptıkları da görülüyor. Ayrıca, devletin gözetiminden kaçarak, izinsiz ve kayıtsız şekilde iş yapmak gibi birçok yasayı ihlal etmektedirler. Devletin herhangi bir kurumu bu konuya müdahale etmemektedir…        Bunun nedeni ise açıktır. Ülkemizde sayıları her geçen gün çoğalan kaçak emlakçılık yapanların görülmesidir. Gerçek mahiyette çalışan yasal emlak şirketlerine zarar vermektedirler…        Hızla Artan Yabancılara Konut Satışları ve Emlak Enflasyonunun ekonomiye etkisi nedir konusunu konuṣan var mıdır?        Bir de vatandaşlar arasında en çok konuşulan konu son günlerde kara para aklayanların çoğalması ve bu sayede kara para sahiplerini aklamaya çalışanlarda mevcut olduğu söylenmektedir…        Buna karşılık, 2023 yılında Türkiye de 36.000 konutun yabancılara satıldığı bilgisi resmi olmayan kaynaklardan alınmıştır. Diğer yandan, aynı dönemde İspanya'da 50 milyonluk nüfusa ve neredeyse Avrupa'nın en büyük yüzölçümüne sahip olmasına rağmen yabancılara satılan konut sayısının 22.000 olmuş…        Özellikle, yabancı talebin yüksek olması nedeniyle konut fiyatlarında %85, arsalarda ise bazı bölgelerde sadece bir yılda %100 – 200 -300’ler gibi büyük bir artış yaşandığı ifade edilmektedir. Bu durum, yatırımcılar ve emlak sektörü için kârlı bir fırsat olabilir. Ancak, yerli vatandaşların konut edinme maliyetlerini artırması ve orantısız bir yabancı nüfus yapısı oluşturması gibi konuların da dikkate alınması gerekmektedir. Örneğin, İstanbul, İzmir ve sahil şehirlerinde çok yüksek boyutlara ulaştığı görülüyor…        Bu durumda, yerel ekonomi vergi kayıpları yaşayabilir ve düzenlemelerin etkisi azalabilir. Düzgün ve sertifikalı emlakçılar ise rekabet ortamında avantajlı veya dezavantajlı duruma gelebilir, sektördeki dengeyi etkileyebilir…        Ancak, bu konunun daha kapsamlı bir şekilde araştırılması ve ilgili kurumlar tarafından incelenmesi önemlidir. Bu sayede, ekonomiye etkisi ve olası sorunlar daha iyi anlaşılabilir. Bu emlak konusu ve ehil olmayan müteahhitler konusu çok önemlidir. Yetkililerin bu konun üzerine gitmesinde yarar vardır…