PİRİNCİN TAŞLARI
2011 yılının 2 Mayıs gününde İzmir Büyükşehir Belediyesi ile ilgili başlayan soruşturma sonunda operasyon yapılmıştı. O dönemin Emniyet Müdürü ve yine o dönemin Savcıları devamlı yarayı kaşımaya ve seçimlere bir ay kala bir operasyon yapmışlardı…
Bu operasyonun ardından, 22 Kasım’da İzmir Valisi, Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, ve İzmir heyeti ile akşam Paris’e gitmiştik. Paris’te EXPO-2020 için çalışmalar yapılacaktı. Sabah uyandığımızda konakladığımız otelin önünde Sayın Aziz Kocaoğlu, sıkıntı içerisinde ve parmaklarının arasına sıkıştırdığı sigarayı içmiyor adeta yiyordu. Kendisine “Günaydın Başkanım, kahvaltı yaptınız mı?” diye sordum. Kocaoğlu bana verdiği cevap; “Ne kahvaltısı sabah saat:04.00 de belediyeye Polis operasyona başladı ben hemen İzmir’e dönüyorum ve Belediyemin başında olacağım” dedi ve yanına gelen valizi ile hemen Havaalanına ve İzmir’e hareket etmişti…
İlk operasyonda seçimler yakındı. 2. Operasyonda Başkan Kocaoğlu, heyetle birlikte EXPO-2020 için Paris’e gittiği günün sabahı belediyeye operasyon başlatıyorlardı. FETÖ’nün savcıları ve Emniyet Müdürü ile polis elbiseli teröristleri ortalığı karıştırmak ve AK Parti ile CHP’yi karşı karşıya getirip çatışma yaşatmaktı. Karşı olanları yok etmek için kumpası kurup amaçları Başkan Aziz Kocaoğlu’nu tutuklamaktı. İkinci operasyon ve 2012’de hazırlanan iddianame ve 3 Nisan 2012’de dava süreci başlamıştı...
Genel Sekreter Yardımcısı Pervin Şenel Genç ve birçok günahsız insanı cezaevlerine gönderip aileleri ve çocukları perişan ettiler. Aradan geçen tam 5 yıl mahkeme sürdü. Sancılı bekleyişle aileler ve günahsız yere içeride yatanlar manevi işkence çekiyorlardı. Ama birisi vardı ki en çok onun işi zordu. O kişi Aziz Kocaoğlu’ydu. Kocaoğlu, hem cezaevinde suçsuz yatan personeline, hem ailelerine bakmak ve teselli etmek için en büyük çabayı harcıyordu…
Her savunmasında suçsuz olduğunu söyleyen Aziz Kocaoğlu 397 yıl ceza istemiyle yargılanıyordu. FETÖ’cülerin kumpas kurucu savcıları ve polis elbiseli teröristleri, bir Belediye Başkanı’nı ve personelini yersiz iddianamelerle adaletsizlik ve rüşvetle suçluyordu. Her girdiği duruşmada Başkan Aziz Kocaoğlu, suçsuz olduklarını, kurulan kumpas karşısında hep adalete inandığını ve sadece adalet istediklerini söylüyordu…
Başkan Kocaoğlu, yapılan duruşmanın ardından Adliye önünde kendisini bekleyen İzmirlilere konuşuyordu; “Adaletin vicdanı olduğunu tekrar tescil etmiş durumdayız. Firesiz, arkadaşlarımızla birlikte beraat ettik. Neler yapıldığı savcı tarafından tek tek ele alınmış ve yasaya uygun olmayan, ahlak dışı hiçbir işimizin olmadığı tekrar tescil edilmiştir. Ben savunmamda ‘Bu iddianame bizim şeref vesikamızdır’ demiştim. Bu iddianame şeref vesikamız olduğu gibi İzmir Büyükşehir’in onurunun, gururunun ve nasıl çalıştığının tekrar ispatıdır.” Diyordu…
Başkan Aziz Kocaoğlu ve Genel Sekreter Yardımcısı Pervin Şenel Genç’in imzalarını monte ederek evrakları dosyaya koymuşlar. Adisyonu Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu’nun imzaladığını gösterecek kadar kumpas ekibi işbaşında olmuşlar. Sahteciliklerin tespit edilmesine rağmen dava dosyasına dâhil edilmiş. Sahte evrakların tespit edilmesine rağmen mahkeme Aziz Kocaoğlu’nu ve personelini 397 yıl ile yargılamaya devam ettiler. FETÖ’nün Polis elbiseli teröristleri ve FETÖ’nün savcıları tek tek gözaltına alınıp tutuklanıncaya kadar devam etti. Davaya bakan yeni Hâkim ve Savcının atanmasıyla sahtekârlıklar ortaya bir bir çıkmaya başladı ve 397 yıl ile yargılanan Başkan Kocaoğlu ve Personeli beraat etti. Bunların Beş yıldır çektikleri manevi işkence ve suçsuz yere cezaevlerinde yattıklarının karşılığını kim ödeyecek. Burada yine Adalet bakanlığına ve Devlete tazminat davaları açılacak…