Portekiz'e karşı alınan mağlubiyet, Türkiye futbolunun derinlemesine analiz edilmesi gereken sistemik sorunlarının bir göstergesi olarak ön plana çıkıyor. Teknik eksiklikler, yanlış oyuncu tercihleri ve belirsiz taktikler, milli takımın performansını ciddi şekilde etkiliyor ve geleceğe yönelik endişeleri artırıyor.
Türkiye'nin Portekiz karşısında aldığı mağlubiyet, aslında uzun zamandır süregelen sistematik eksikliklerin bir yansımasıdır. Bu sonucun işaretleri, hazırlık sürecinde yapılan hatalarla kendini belli etmişti. Gürcistan maçında elde edilen zafer bile, bireysel yetenek ve şansın yardımıyla mümkün olabilmişti. Bu galibiyet, milli takımın bir santrafor eksikliğini ve sağlam bir kadro oluşturamamasını gizleyemedi.
Hala deneme yanılma yöntemiyle oyuncu seçiliyor, İtalyan teknik direktör Vincenzo Montella ise gereksiz denemelere giriyor. Altay Bayındır’a en kritik maçta kaleyi teslim etmek ve Arda gibi önemli bir ismi yorgun olduğu gerekçesiyle yedek bırakmak, fakat sonra ikinci yarıda sahaya sürmek, kararların ne kadar çelişkili olduğunu gösteriyor. Aynı şekilde, Gürcistan maçında başarılı bir performans sergileyen Mert Günok’u sahada görememek de şaşırtıcı. Santrafor mevkisinde Barış Alper Yılmaz’a böylesine kritik bir maçta görev verilmesi, tamamen anlaşılmaz bir tercih olarak öne çıkıyor. Yanlış oyuncu seçimlerinin yanı sıra, maçla ilgili belirgin bir strateji ve taktik eksikliği de barizdi.
Vincenzo Montella'nın 3-0'lık mağlubiyete rağmen "Fena Oynamadık" demesi, büyük bir sorumsuzluk örneğidir. Türkiye, bu şampiyonaya teknik anlamda hiç hazırlanmamış bir görüntü sergiledi.
Çarşamba günü Çekya ile berabere kalsak bile ikinci tura geçebiliriz; fakat sonrasında ne olacağı belirsiz. Takımın temel yapısı oluşturulamadı, yabancı antrenörlerin milli takıma uyum sağlayamadığı bir kez daha ortaya çıktı.
Takımı gençleştirmek elbette olumlu bir adım, ancak 41 yaşındaki Pepe ve 40 yaşına merdiven dayanan Ronaldo'nun genç oyuncularımıza hâlâ üstünlük kurması, onların performansını nasıl etkilediğini düşündürücü bir durum.
Takımımızın büyük çoğunluğunun Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde yetişmiş gurbetçi ailelerin çocukları olduğu dikkati çekiyor. Avrupa'da yaşayan 6 milyon Türk'ten genç yetenek çıkarabilirken, Türkiye'deki 85 milyon Türk arasından neden benzer yetenekler yetişmiyor? Bu sorunun kökeninde, altyapı ve yetenek geliştirme süreçlerindeki ciddi eksiklikler yatmaktadır. Türkiye'de genç yeteneklerin yetişmemesinin nedenleri derinlemesine incelenmelidir.
Bu sorunun çözümü, yalnızca teknik direktör ve oyuncu seçimlerinden değil, futbol altyapısının ve sisteminin köklü bir şekilde yeniden yapılandırılmasından geçmektedir. Türkiye'nin futbol geleceği için kapsamlı bir reform kaçınılmazdır.
26 Haziran 2024 Çarşamba günü Çekya ile karşılaşacak A Milli Futbol Takımımıza başarılar diliyorum.