Zamane çocuklarının gelecekte nasıl yetişkinler olacaklarını tasvir edebilmek için öncelikle şu zamanda çocuklarımızı nasıl yetiştirdiğimize ve dolayısıyla nerelere erişebildiklerine bakmalıyız. Geçmişin çocuklarıyla zamane çocuklarının arasındaki farklar nelerdir? Bu farklılıklardan neler doğabilir?
Bu hususta önceliği elbetteki teknoloji çağında olmamız gerekçesiyle telefon ve tablet kullanımına vereceğiz. Bu teknolojik ürünlerin kullanımı zamane çocuklarını şuanda nasıl etkiliyor ve gelecekte nasıl etkileyecek?
- Davranış bozuklukları
Telefon ve tablet kullanımına bağlı olarak ilk karşımıza çıkacak konu çocuklardaki davranış bozuklukları olacak. Artık çocuklarımız daha hırçın, daha şiddete meyilli daha doyumsuzlar. Bunun sebebini de şu şekilde inceleyebiliriz;
-Tablet ve telefonda çocukların karşılarına çıkan içerikler konusunda %100 hükme sahip değiliz ve koca bir derya olan internette pornografik, şiddet ve agresyon, madde ve alkol kullanımına özdendirici içerikler sık bir şekilde bulunmaktadır. Çocukların zihinleri henüz yoğurulmakta olduğu için bunların kötü olduklarını bilemezler ve bu içeriklerdeki özendirici tutum sebebiyle bunların keyif verici, mutlu edici, hazza ulaştırıcı eylemler olduklarını düşünürler. Kurdukları bu bağ neticesinde çocuklar çocukluk yaşantıları süresince daha zarar verici daha şiddete eğilimli olabilecekleri gibi gelecekteki yaşantılarında da artık sadece bu içerikleri izleyip haz almak yerine artık bu hazları bizzat yaşamak isteyecekler. Bundan dolayıda alkol ve madde kullanım yaşı çok daha erken yaşlara inebilir, cinsellik deneyimleri çok daha erken yaşlarda yaşanmak istenebilir ve cinsel istismar olasılığı kat be kat artabilir. Bunlar olurkende muhtemelen anne-babalar çocuklarının neden böyle olduklarını anlayamayacaklar ve daha çocukken internetin onlara öğrettiği şeyleri kontrol altına almak isteyip kurtulmak isteyecekler.
Eskiden eğitim ailede başlardı ve okulda devam ederdi artık internette başlıyor ve böylecede devam ediyor. Bundan dolayıda çocukların tek eğitmeni anne babaymış gibi ve sadece onlardan gördüklerini uygulayacakmış gibi düşünmek hata olacaktır.
2-Hayal gücü eksikliği ve yetersiz sorun çözme becerisi
Eskiden çocuklar taştan topraktan hayal güçleriyle evler ve oyuncaklar yaparlardır. Var olan oyuncaklarla binbir çeşit oyun kurarlar ve böylece hayal güçlerini devamlı aktif tutarlardı. Şimdiyse hayal güçlerine ihtiyaçları kalmadı çünkü ne isteseler fabrikalar tarafından renkleri ve şekilleri belirlenmiş şekilde önlerine gelmeye başladı. Artık hayal kurmalarına gerek yok çünkü yetişkinler onların yerine neyle oynayacaklarını neyi izleyeceklerini seçip önlerine sunmuşlar. Çocuklara ise artık önlerine gelen şeyden sadece keyif alma kısmı bırakılmış. Bundan dolayı bu çocuklar istediklerini elde etmek için çaba sarf etmeleri gerektiğini öğrenemiyor ve hızlı bir şekilde uğraşsız elde edebildikleri için doyumsuz hale geliyorlar. Sebep-sonuç ilişkisi kurmaktan uzak ve hayal güçleri ellerinden alındığı içinde problem çözme becerisi kazanamıyorlar. Bu çocuklar gelecekte çalışmak istemeyip başkalarına bağımlı bir tutum sergileyebilir, depresyon vakaları artabilir ve çözüm becerisinden eksik oldukları için problemlerini kendi başlarına halledemeyebilir devamlı yardım arayışında olabilirler. Öyleki çok basit bir problem için kendi zihinleri bir çözüm arayışına giremeyecektir. Devamlı dışardan bir çözüm gelmesini bekleyecek ve ulaşamadığında muhtemel psikolojik problemlere sahip olacaklardır. Bu çocuklar gelecekte bozulan bir eşyayı tamir etmeyi istemeyecek hemen yenisini alıp arzularını gerçekleştirmeye devam etmek isteyeceklerdir. Yenisini almak için gerekli maddiyatı nereden elde edebileceklerini de bilemeyecek ve en kolay yolu yani anne ve babayı tercih edeceklerdir burdan da bir çözüm gelmezse internetten bir getiri elde etmeye çalışacaklar o da olmazsa muhtemel suretle başka çözüm zihinleri üretmeyecek ve eski tatminin yerinede bir şey koyamayacakları için depresif veyahut agresif bir tutum sergileyebilececekler.
Ve daha sonra bizler çocuklarımızı sorgulayacak ve onlara kızacağız, neden aklına bir şey gelmiyor neden inat ediyor neden bana bu kadar bağımlı, bu çocuk kendi başına yaşayamayacak mı diye hayıflanacağız daha çocukken ondan bu yetileri aldığımız ve gelişmesine izin vermediğimizi unutarak. Civcivler yumurtadan çıkarken onların kabuğunu kendileri kırıp çıkmasına izin veririz ki daha güçlü olabilsinler diye. Onlara bir mücadele hakkı veririz çünkü biliriz ki bu mücadeleyi zamanında vermezse zayıf olacak ve hayata tutunamayacaklar. Peki şimdi niye kendi çocuklarımızın mücadele haklarını daha oyunlarından başlayarak gasp ediyoruz?
Unutmayın ki, balıklar yüzer, kuşlar uçar ve çocuklar oyun oynar. Oyunlarıyla dünyayı en iyi şekilde tanıyan, hayalgücü yüksek ve mutlu çocuklara ve onların farkındalıklı ebeveynlerine teşekkür ediyor ve bu meseleyi şimdilik burada noktalıyorum.