Türkiye’de yaşayan, dili, dini, ırkı, mezhebi, siyasi görüş, ne olursa olsun Milletçe büyük bir badire atlattık. Burada liderliğin ne kadar önemli olduğunu bir defa daha gördük. TRT’yi ele geçiren Cuntacılar tarafından sahte darbe bildirisi okutulmasından sonra hemen burada Liderlik devreye girdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, telefonlarla bağlandığı özel televizyon kanallarından halkı sokağa çıkmaya çağırdı. Demokrasiye sahip olmaya çağırmasının ardından Halk sokakta, Türk polisiyle birlikte darbecilerin karşısına dikildi…
Tehlikeyi atlattık mı? Henüz belli değil!
Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım, sokağa davet ettiği halka Demokrasimize sahip çıkılmasını istedi. Halk sokakta, Polis güvenliği sağlıyor. Bir yandan FETÖ’cü hainleri topluyor. Tehlike geçmedi. Cumhurbaşkanı “bir hafta daha buralarda kalın” ricasında bulunduğuna göre belli ki tehlike tam anlamıyla geçmiş sayılmıyor. Bir atasözü vardır. “Kurt puslu havayı sever.” Bu cuntacı hainleri bırakın kurt olmayı hamam böceği bile olamadılar…
Bu arada başımıza bir de Amerika derdi çıktı. Hükümetin Çalışma Bakanı Süleyman Soylu TRT’nin işgalden kurtarılmasında yaptığı konuşmada “Bu işin arkasında Amerika var” deyince ABD büyükelçisi, ülkesinin alınganlığını iki defa Hükümete iletmiş. Bakanlar Kurulu dediğimiz organ, Anayasamıza göre “müşterek sorumluluk” gerektirir. Bakan Süleyman Soylu, doğruyu söylemiştir. Milletin hislerine tercümanlık etmiştir. Elebaşı FETÖ nerede? ABD’de, bu terör örgütünü Amerika’dan yönetiyor. ABD, FETÖ’yü neden teslim etmiyor? Teslim etmediği sürece de bu suçlamalara ABD her zaman muhatap olacaktır…
Türk Hükümeti, Türk Milletti Bakan Soylu’ya da sahip çıkmasını bilir. Bakan harcanmaz, Bakanlar kazanılır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Doğruyu söylemiştir…
15 Temmuz’un ülkemize yüklediği fatura çok ağır. 240 insanımızı Demokrasi Şehidi ve Bin 491 yaralımız var. Türk Milleti, Cumhurbaşkanı ve Başkomutan Recep Tayip Erdoğan’a, Başbakan Binali Yıldırım’a Hükümetine, gerçek Türk Askerine ve Demokrasisine sahip çıkmıştır. Ülkesini hainlerin elinden kurtarmıştır…
Yargıda gözaltılar devam ediyor. Adalet Bakanı’nın ifadesine göre yargıda ve TSK’ da, gözaltılar 6 bini aşacağını ve Tüm Kurumlarda ise 40 binin üzerinde gözaltları geçebileceği söyleniyor.
Burada kurunun yanında yaş da yanıyor. Kamu Kurumlarında esas FETÖ’cüler dururken hiç ilgisi alakası olamayan kişileri veya esas elebaşıları dururken, ayak takımlarını öne sürüp onları görevden almalar başladı. Esas elabaşıları kalsın diye yalan yanlış isimler verilmeye başlandı. Örnek verecek olursak, TRT İzmir Bölge Müdürlüğünde görevden alınan 5 kişiden birisinin hiç ilgisinin olmadığını iyi biliyorum ve FETÖ’ye karşı savaş veren bir insan görevden alınıyor. Yazık, Yazık diyorum…
Esas elebaşıları yerinden olmasın diye başkalarını yakıyorlar. Olayın boyutlarını siz anlamlandırın. Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın, Başbakan Binali Yıldırım’ın, “daha tehlike geçmedi” demesinin sebebi budur. Elebaşıları bu kurumlarda yerinde kalacak ve faaliyetlerine devam edecekler. Bu tehlikeyi iyi görmemiz gerekir…
Peki, bu başımıza gelenler durduk yerde mi oldu?
FETÖ’cüler, Okullarda öğrencilikten ele aldıkları öğrencileri yetiştirip devlet kurumlarına yerleştirip sonrada meyvelerini toplamaya çalışmışlardır. Sinsi planları ellerinde patladı. Halkı ve Polisi karşılarında göreceklerini bu milletin tankların paletlerinin önüne yatacaklarını tahmin etmediler. Darbe bu ülke için, bu millet için, hepimiz için çok kötü olduğunu bundan önceki darbelerde yaşadık. Diliyorum ki, bu darbeye teşebbüs Türkiye için son olur.
Bu darbe olayından sonra durup düşünme zamanı olacaktır; “nerede hata yaptık?” sorusunun sorulması ve bunların cevaplarının bulunarak bir hata varsa, bir boşluk varsa bunların en kısa zaman hemen giderilmesi gerekir…