Avukat denildiğinde hemen hemen hepinizin aklına bir olay karşısında mağduriyetinizi gidermek için sizi savunan kişi ya da kişiler gelir, haklısınız. Avukat mesleğini icra eden kişi ya da kişiler, hukuk yasa işlerinde isteyenlere yol gösteren, mahkemeler, devlet veya özel kuruluşlar önünde savunmayı meslek edinmiş kişilerdir tabi belirli bir şartları taşıdıktan sonra…
Şimdi bütün işi gücü bıraktım av-u kat üzerinde düşünmeye başladım. Av, evcil veya olmayan bir canlının ( genelde burada ‘hayvanın’ kelimesi kullanılması lazım ama şimdilik bunu kenara bırakıyorum) başka bir canlı tarafından ( hayvan) çeşitli sebeplere dayandırarak yakalama işine denir.
“U” harfi tek başına bir etkisi olmayan sadece alfabemizde 25. Sırada olan etkisiz eleman…
Kat, genel çerçeve ile baktığınızda üst üste istiflenmiş, yayılmış anlamını taşır ya da bükülmüş, kıvrılmış parçalar içinde ‘kat kat’ kelimesini kullanırız. Edebiyatta ise kat; heyecana bağlı olarak söz kesme sanatıdır. Yani sözün etkisini artırmak için, arkası kendiliğinden anlaşılacak ve sükûtun sözden daha tesirli olacağı bir yerde kesme manasını taşır…
Avukat dediğin nasıl olması gerekir sorusuna cevap vermek haddim olmadığı için bu tarz muhabbetlere girmeden direk asıl anlatmak istediğime gelmek istiyorum.
Avukat, avlayan demektir desem en sonda söylemem gereken cümleyi ilk başta söylemiş olacağım ama olsun ben netliğimle bilinirim. Evet, avukat avlayan demektir. Kimi neden avlar sorusuna gelince; kendi adaletini sağlamaya ama adaletin a' sından anlamayan, hak - hukuk gözetmeyenlere karşı… Tabi her av da avcı olmakta var, bunu unutmamak gerek. Burada avcı olma muhabbeti de maddiyat ile ilgili. Sen onurunu ve şerefini bir kenara bırakıp para için ava yenilirsen avcılıktan ava düşmüş olursun bunun daha ağır basan kelimeleri var ama yeri burası olmadığı için es geçiyorum…
Genelim kuru fasulyenin faydalarına… Avukat demek dedikoduyu seven kişiler demekmiş bunu yeni öğrendim. Aslında Avukat ile ilgili av-avcı muhabbetini de ilk defa kurdum… Değerli büyüğüm tecrübelerini hayat dersi niteliğinde bir bardak çay eşliğinde aktarırken dudaklarından şu cümleler döküldüğünü yarım yamalakta olsa hatırlıyorum. “Bir insan karşısında kim olursa olsun sana yardım ederken bile neden yardım ediyor, amacı ne, benden ne elde edecek sorularını sor” demişti. En can alıcı muhabbette burasıydı. Gözlerim dalıp gitmiş aklıma av mevsimi gelmişti. Av-u-kat…yani avcı avının etkisini arttırmak için bir sanat sergiliyordu bunu da içindeki heyecandan, düşünce yapısından ve çetin tecrübelerinden yararlanıyordu…Av-u-kat çetin biriydi, net… Şahin gibi gözleri keskin, kılıç gibi sözleri baş indirici… Emir telakki sayacağın sözleri dudaklarından dökerken yere inmemesini imtina etmen gerekir... Rikkatli davranman kişiler.
Bir olay hikâyesi ile durumu özetleyelim; uykumun içerisinde avuç içlerimde bir kalp ile uyanıyorum, kan ter içinde kala vücudum serinlesin diye hemen sehpanın üzerindeki suya uzanıyorum... Saat 20.47 p*ç olmuş uykuyu bırakıp hazırlanıp çıkıyorum.
Ortada bir kalp, adli tıptan çıkan sonuca göre kalp genç birisine aitti. Elde avuçta başka da bir şey yoktu. Oturduğu tahta sandalyenin üzerinde ileri geri yapan Dede;
- Kalk! Gidiyoruz, dedi.
- Nereye?
- Bir kere de soru sorma bee!
Soru işaretleri ile arabanın koltuğuna kuruldum, anlaşılan Dedenin içi de rahat değildi. Olay yerini tekrardan göz atsak fena olmayacaktı galiba… Beynimi kemiren sorular cevabını beklerken Dede;
- Bak Çeribaşı! Şüphe her zaman iyidir, yerinde ve zamanında olursa… Ateş gibi düşün şüpheyi eğer şüphe etmezsen önce kendini yakarsın o ateşte… Şüphelerin doğru çıkarsa bırak karşıdaki yansın zaten hak etmiştir…
Konu bitmiş sorular cevaplanmış, kulağa küpe takılmıştı… 10 Mart 2022 de bir hayat tecrübesi ile daha döndüm yurduma “kim olursa olsun karşındakinin amacını sorgula”…
Velhasıl kelam kalkıp da ava neden avlanmak istiyorsun denmez. Av üzerinde etkini kurup ya yakacaksın ya da yanacaksın…ve " bazı sözler bazı kalplere şifadır.".. Dedi, hayati inanç taşıyan insanlar...