18.05.2022 bugün güne Kıymetli Hocamın paylaşmış olduğu söz üzerine daldım gittim… Hocam diyordu ki; “ Üstadım “Pek yakında Utanmaktan, utanan bir nesil gelecek!” Demişti. Tamda böyle bir zamanda yaşıyoruz! Rabbim bizi bağışlasın”… Doğru sözün üstüne başka bir söz eklemek haddim değil bu yüzden hafta sonu yaşadığım olayı sizinle paylaşmak istiyorum.
Dur demekten anlamıyorsun be adam(!) bari çüşden anla dedirtti yetmiş yaşarında gelmiş ama yaşının başını toplamadığı adam(!)
Beklenenin olmadığı her dakika da hayallerim yerini acılara bırakıyor. Seviyor muyum? Kesinlikle hayır ama beklemek dışında da ‘yapacak bir şey yok’ deyip, kendi tesellimi kendim oluşturuyorum. Ajandamı elime alıp kara kapağını aldırış etmeden beyaz sayfaları teker- teker işliyorum, bütün beklentilerimi ve utanmadan pervasız yaşayan onca insanlara inat o cümleleri yazıyorum…
Hiçbir kelime bu kadar ağır olmamıştı, zaman geçtikçe. Belki de bu kadar yaralamamıştı hiçbir şeyi. Kıymamıştı bütün duyguları. Acemi cellât gibi eli titrememişti, sevmemişti. Yazık etmemişti zamanı; hayatı bu kadar değersiz kılmamıştı. Belki de o da ağlıyordu ama sessizdi, bir kelimeye ihtiyaç olan yürek…
Malumunuz yaz günüleri geldi, esnaf arkadaşın dükkânın önünde otururken esmer omuzundan yukarısı hafif eğrilmeye yönelmiş yetmiş, yetmiş beş yaşlarındaki adam, kadına var gücüyle bağıra bağıra yürüyordu; 'durakta bekle demedim mi? ‘Diye... Siyaha bürünmüş üzerinde nenemin giydiği yelekten alan kadın yüzü yerde sözde kocam dediği ama adamlıktan nasibini almamış şahıs kadını gözleri ile dövüyor gibiydi. Onca olanlara Kadın, acı bir tebessüm ile 'sus' diye kısık bir sesle karşılık verse de adam NE DUR dan ANLIYORDU NEDE ÇÜŞ DEN...
Durakta beş dakika boyunca aynı cümleler ile susmayan adam kadını sözleri ile taciz etmeye devam ediyordu sonunda kadını bıktırmış olacak ki kadın başını hafif sağa yaslayıp elindeki poşetler ile ileriye yürümeye başladı... Adam(!) öyle biri ki poşetleri de ona yüklemişti… Neresinden bakarsan bak ağırdı işte yükü…
Ne düşünüyordu acaba... İlk değildi, yıllarını verdiği, saçını süpürge ettiği adam(!) kaç defa kırmıştı acaba kalbini... Kaç kere keşke ile gözlerini ileriye dikti, kim bilir...
İkinci bir şansı olsaydı, gidebilir miydi? Yâda şununla evlenseydim keşke böyle olmazdı dedi mi? Bilmiyorum... Bedenini yakan siyah elbisesi ile dimdik gözlerden kayboldu...
Adam...(!) Hala gözleri gelecek olan otobüste... Ev diye adlandırdığı ahıra gitmek üzere...(!)
Söyleyecek çok şey var aslında. Kırılan kalp, ilcilmiş gurur ve değmeyecek adam(!)...
Yapmayın, kırmayın bir İNSANI... EN AZINDAN YA DUR DAN ANLAYIN YADA ÇÜŞ DEN... yaa Bayram Hocam neslimizi bu nesiller almış demek istiyorum ama ne bıraktılar ki bize diye sormak istiyorum ama bu büyük bir haksızlık olacak çünkü görüyorum ki bunca pisliğin içinde yetişen çok güze insanlarda var. Haddimi aşmadan zalim bir nesilden âlim, âlim nesilden zalim yetiştirmek biraz da insanın kendini anlayıp sol yanına bakması ile alakalı galiba…
Utanmıyorsanız dilediğinizi yapın! Sevhi ile kalın çünkü sevginin iyi edemeyeceği bir insan yok!!!