Evet, nerede kalmıştık neler, neler atlatmıştı bu Ülke de bizler böylesine sessiz kalmayı tercih etmiştik… Deprem Felaketi ile sarsılan Ülkeyi siyasetçiler topyekûn kaybederken vatandaşlar din, dil, ırk, gözetmeksizin kenetlenmeye çalıştılar…
Altılı masa kuruldu, yıkıldı tekrar kuruldu. Diğer partiler çekebildiklerini yanlarını çektiler çoğu vatandaşta “Erdoğan gitsin de…” zihniyeti oluştu… Ülke resmen sağ-sol olarak ikiye ayrıldı…
Ben bu olayların her zaman ki gibi izleyicisi olup kendi masamızda ara sıra övgü yağmurlarını sıralarken kimi zaman gerilip estik, gürledik… Her sohbetin sonunda elleri cebinde, başım önde, aklımda bin tane soru ile cebelleştim durdum… Otobüste bile kalabalık olduğu için oturacak yer bulamayan vatandaş “Türkiye de yaşanmaz” derken dilimin ucuna ucuna geldi “s….tir git” Diye… Bu Ülke çok alıştı köpekleri beslemeyi… Öfkeliyim ve kendi yüreğimde sürgündeyim... Bu sokaklar, bu kaldırımlar ve üzerindeki insanların hepsi yabancı... Kalbim kırık, özlem ağır basıyor, yollar artık gelemeyecek kadar uzun, saatler bi o kadar kısa... Depremden kalma utanma duygusunun üzerini kapatamıyorum, üşümek, acıkmak, uyumak, özlemek gibi duyguları hissetmek ve bunu dillendirmeyi çekinir oldum.
Sürgün şehrin baş mucidiyim… Ve Şaşıp kaldım hallere, yağan rahmete...
Şaşırıp kaldığım hafta sonundan biriydi, iki haftada bir yaptığımız sohbetlerden biri, Ezan okunmuş yemeğin ardından ağırlık çökmüş hepimiz önümüze dökülecek o çayı bekliyorduk... Ve o Vuslat saati...
Sohbet esnasında telefon çaldı arayan "inkılâp" arkadaş telefona isim kaydetmediğimi bilir bu yüzden kişinin kim olduğunu anlamak için "bu kim?" Sorusunu sordu... "Devrim" dedim...
Telefondaki kişinin kim olduğunu kenara bırakıp yıllar önce ülkede kargaşa ortamı hazırlamak amacıyla sağ-sol çatışması yapan zihniyetler üzerinde muhabbet ettik. Ve o sohbetin sonunda söylediğim son söz TEK YOL DEVRİM' oldu... TEK YOL DEVRİM…
Evet, yanlış duymadınız tek yol Devrimdir... Hepinizin bildiği gibi devrim, format atmak gibidir yani köklü değişime gidip biçimlendirme yapmak. Başka bir deyişle önce insanın kendisini bilmesidir, kendini bilip ona göre kendini format atıp biçimlendirme yapması... Öyle ya kendini bilmeyen insan, gayesini, asıl hacetini ne bilsin... Devrim okullara inmeli, eğitim yenilenmeli, zihniyetler yeniden yapılandırmalı, ihtiyaç duyduklarımız ile isteklerimiz arasındaki o alışagelmiş düzen değişmesi lazım… Ayrıca,
* Madde bağımlısı olan gençler incelenmeli, bağımlılık nasıl bir şey alt yapısı çözülmeli, aksi takdirde potansiyel suçlu yetiştirmeye üzerimize ülke tanınmayacak hoş ne farkımız varsa…
* Okullar, adeta canlı bomba, bombalar infilak ettirilmeli bunun için AİLE TEMELLERİ İNCELENMELİ.
* Ailenin terbiye edemediği çocukları öğretmenlerin terbiye edilmesi bekleniyor, bu üşengeçliğimizden vazgeçip “evlat” sahibi olduğumuzu öğrenmemiz gerek… Sorumlulukları, sınav yarışlarını çocuklara değil “nasıl anne-baba” oldum düşüncesi konusunda kendimizi sınava tabi tutmamız gerek.
* “Öğrenci” sıfatında ki kişilerde kesici aletler ve makyaj malzemeleri neden var? Okula neden gidilir bunu bilmesi lazım, ayaklar değil zihniyetin okullu olması lazım…
* Alışveriş merkezine konan arama sistemi eğitim kurumlarında yok, neden? Alışveriş merkezleri, Eğitim kurumlarından daha mı önemli?
* Öğretmenler koridorda ağıza alınmadık küfür edebiliyor, İdareci demeye bin şahit lazım bu insanlar kurumlarda ne işi var? Örnek alabildiğimiz insanlar etrafımızda olması lazım… Atalarımızı tanımak, geçmişimi bir bakmak lazım değil mi?
* Daha dün bilmem nerenin okulunda olan genç intihar etti... Bilmem şu adam eşini şu şekilde öldürdü, bilmem şu kişi şunu yaptı deyip yapılanları dillendirmenin yerine kökten bağlarımızı koparan insanlar kimler öğrenmek gerek, nasıl bu hale düştük düşünmek gerek, değil mi?
Sıkıntı var... Büyük sıkıntı var... Elin gavuru 11.Edvırt, 23. Elvın, bimem kaçıncı kuşak derken biz daha dedemizin babasının ismini bilmiyoruz. Atalarımız ile olan bağlantımızı kopardılar, bunu neden yaptılar?
Bu yüzden bu ülkenin başına kim gelirse gelsin DEVRİM yapmasını istiyorum. İlk Devrimin kendimizde sonra da Eğitimde… Bizler nereden geliyoruz, nereye gidiyoruz bir yol planlaması yapmak lazım…
Sizce de Devrim şart değil mi?