ISMAHAN ÇERİBAŞI
Köşe Yazarı
ISMAHAN ÇERİBAŞI
 

Mecelle ''Def-İ Mefâsid, Celb-İ Menâfiden Evlâdır''

Bir yaş daha atladım, son bir ay içerisinde tecrübelerin izinde…  Zannettiler ki… Sözü ile başlayıp devam etmek isterdim lakin artık gerek duymuyorum. Dedim ya bir yaş daha atladım; anamın sarmış olduğu kundaktan çıkalı yıllar olmuştu ama büyüme yaşı diye bir yaş vardı. Gurbet bu işi çok iyi yapıyordu. Hele ki tek başına düşüp, tek kalktıysan işte o zaman bak heybendekilere… “Yanındayım, arkandayım” sözlerini söyleyenlerin ne kadar uzak olduğunu hissediyorsun ve soğuyorsun… Bu haftaya ağır başladık… Sebebini geçmiş yazılardan belki anlarsınız diye tahmin ediyorum, anlamayanlara da sözüm yok. Her şeye Eyvallah! Sözün ne anlama geldiğini izahata kalkışmadan bu sözün nereden geldiğini söylemek faydalı olacak sanki…   Mecelle; kısaca “Mecelle” olarak bilinen Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde; Ahmet Cevdet Paşa belki de “Lofçalı Ahmet Paşa” olarak bildiğimiz, Osmanlı Devleti’nin 19. Yüzyılda yetişen devlet adamı… Devlet adamı deyip geçtiğimi bakmayın, lütfen! Dünya çapında, emsalsiz hukukçularından biri anlayacağınız. Üst düzey hem de bayağı bir üst düzey bürokrat. Sadrazam olmasına ramak kalmış. Kisvesini dahi yanında bulunduruyormuş her an ferman gelebilir diye… Nasip olmamış… Öyle ya ipi göğüslemek için çok çalışmak da, çok istemek de, yüksek kabiliyet sahibi olmak da lâzım belki ama kâfi değil; şansın olacak şansın; kâğıdın gelecek yani ve gelen o kâğıtta (alın yazısında) yazacak Allah… Cevdet Paşa diyorduk. Ben sözü fazla uzatmasam iyi olacak. Merak edenler ufak bir araştırma ile her sahadaki başarılarını, derinliğini ve sayması zor eserlerini (Mecelle’yi hazırlayan heyetin başında meselâ; sonra Kısâs-ı Enbiyâ ve Tevârih-i Hulefâ gibi hacimli eserin sahibi vs, vs, vs.) kolayca bulabilir. Dedikten sonra ‘Mecelle; daha çok borçlar, eşya ve yargılama hukuku esaslarını ihtiva eden yani kapsayan bir kanun kitabıdır ’sözü ile bu kısma nokta koyayım. Ne dersiniz?  Aslına bakarsanız, kısacık Ahmet Cevdet Paşa’dan bahsedip geçmek edepsizlik olur. Şahsım, Paşa’yı şiiri ile tanıdı. Şiirleri oldukça ağır; Türkçe’mden, Türkçe ’ye çeviri gerekiyor... Sözünü kulağınıza küpe niteliğinde verdikten sonra gelelim asıl konuya… ''Def-i mefâsid, celb-i menâfiden evlâdır'' (Mecelle Madde 30) “Mefasid ve menafi” kelimeleri yabancı gelebilir bu yüzden tanımlarını ufaktan değineceğim. Mefasid: Kötülükler, fenalıklar, fitneler, fesatlar… Menâfii: Reddetmek anlamında yani meydana gelen fayda, iyi olana ulaştıran şey, zararın karşıtı. Buraya kadar tamamız galiba…  Bu kadar bilgiyi neden verdim biliyor musunuz? Zararlı şeyleri def etmek, iyi-faydalı şeyleri getirmekten eftalir de ondan… Başlıkta yazdığımda, yukarıda evirip çevirip anlatmaya çalıştığımda buydu. Bunu yeni bir yol açacağına yolu tıkayanı yoldan çek olarak da anlamanız mümkün… Siz bilirsiniz, ne yapmak isterseniz onu yapın ama denilenleri unutmayın!  Şimdi yukardaki onca kelimeleri, Paşa hakkında ki bilgileri boşa okumuş mu oldunuz? Ben bu kelimeyi ilk duyduğumda “bırak not almayı, ben sana sözü tam yazar atarım” demiş kendisinin dinlenmesini istemişti…  ''Def-i mefâsid, celb-i menâfiden evlâdır'' Sonra araştırdım… Mecelle’nin 30. Maddesini. Anlayacağınız, heybemden bir şey çıkarmadım, tam aksine heybeme koymadan sizinle paylaşmış oldum… Hepsi bu.  Artık gerisi sizde…
Ekleme Tarihi: 26 Aralık 2024 - Perşembe

Mecelle ''Def-İ Mefâsid, Celb-İ Menâfiden Evlâdır''

Bir yaş daha atladım, son bir ay içerisinde tecrübelerin izinde… 

Zannettiler ki… Sözü ile başlayıp devam etmek isterdim lakin artık gerek duymuyorum. Dedim ya bir yaş daha atladım; anamın sarmış olduğu kundaktan çıkalı yıllar olmuştu ama büyüme yaşı diye bir yaş vardı. Gurbet bu işi çok iyi yapıyordu. Hele ki tek başına düşüp, tek kalktıysan işte o zaman bak heybendekilere… “Yanındayım, arkandayım” sözlerini söyleyenlerin ne kadar uzak olduğunu hissediyorsun ve soğuyorsun…

Bu haftaya ağır başladık… Sebebini geçmiş yazılardan belki anlarsınız diye tahmin ediyorum, anlamayanlara da sözüm yok. Her şeye Eyvallah!

Sözün ne anlama geldiğini izahata kalkışmadan bu sözün nereden geldiğini söylemek faydalı olacak sanki…  

Mecelle; kısaca “Mecelle” olarak bilinen Mecelle-i Ahkâm-ı Adliye, Osmanlı Devleti'nin son dönemlerinde; Ahmet Cevdet Paşa belki de “Lofçalı Ahmet Paşa” olarak bildiğimiz, Osmanlı Devleti’nin 19. Yüzyılda yetişen devlet adamı… Devlet adamı deyip geçtiğimi bakmayın, lütfen! Dünya çapında, emsalsiz hukukçularından biri anlayacağınız.

Üst düzey hem de bayağı bir üst düzey bürokrat. Sadrazam olmasına ramak kalmış. Kisvesini dahi yanında bulunduruyormuş her an ferman gelebilir diye… Nasip olmamış… Öyle ya ipi göğüslemek için çok çalışmak da, çok istemek de, yüksek kabiliyet sahibi olmak da lâzım belki ama kâfi değil; şansın olacak şansın; kâğıdın gelecek yani ve gelen o kâğıtta (alın yazısında) yazacak Allah…

Cevdet Paşa diyorduk. Ben sözü fazla uzatmasam iyi olacak. Merak edenler ufak bir araştırma ile her sahadaki başarılarını, derinliğini ve sayması zor eserlerini (Mecelle’yi hazırlayan heyetin başında meselâ; sonra Kısâs-ı Enbiyâ ve Tevârih-i Hulefâ gibi hacimli eserin sahibi vs, vs, vs.) kolayca bulabilir. Dedikten sonra ‘Mecelle; daha çok borçlar, eşya ve yargılama hukuku esaslarını ihtiva eden yani kapsayan bir kanun kitabıdır ’sözü ile bu kısma nokta koyayım. Ne dersiniz? 

Aslına bakarsanız, kısacık Ahmet Cevdet Paşa’dan bahsedip geçmek edepsizlik olur. Şahsım, Paşa’yı şiiri ile tanıdı. Şiirleri oldukça ağır; Türkçe’mden, Türkçe ’ye çeviri gerekiyor...

Sözünü kulağınıza küpe niteliğinde verdikten sonra gelelim asıl konuya…

''Def-i mefâsid, celb-i menâfiden evlâdır'' (Mecelle Madde 30)

“Mefasid ve menafi” kelimeleri yabancı gelebilir bu yüzden tanımlarını ufaktan değineceğim. Mefasid: Kötülükler, fenalıklar, fitneler, fesatlar… Menâfii: Reddetmek anlamında yani meydana gelen fayda, iyi olana ulaştıran şey, zararın karşıtı. Buraya kadar tamamız galiba… 

Bu kadar bilgiyi neden verdim biliyor musunuz?

Zararlı şeyleri def etmek, iyi-faydalı şeyleri getirmekten eftalir de ondan… Başlıkta yazdığımda, yukarıda evirip çevirip anlatmaya çalıştığımda buydu. Bunu yeni bir yol açacağına yolu tıkayanı yoldan çek olarak da anlamanız mümkün… Siz bilirsiniz, ne yapmak isterseniz onu yapın ama denilenleri unutmayın!

 Şimdi yukardaki onca kelimeleri, Paşa hakkında ki bilgileri boşa okumuş mu oldunuz? Ben bu kelimeyi ilk duyduğumda “bırak not almayı, ben sana sözü tam yazar atarım” demiş kendisinin dinlenmesini istemişti… 

''Def-i mefâsid, celb-i menâfiden evlâdır''

Sonra araştırdım… Mecelle’nin 30. Maddesini. Anlayacağınız, heybemden bir şey çıkarmadım, tam aksine heybeme koymadan sizinle paylaşmış oldum… Hepsi bu. 

Artık gerisi sizde…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
islami sohbetler sohbet omegle tv türk sohbet islami sohbet cinsel sohbet emlak seviye 5 mutfak lavabo tıkanıklığı açma su böreği sipariş galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı İstanbul evden eve nakliyat kurumsal web hizmetleri bets10 yeni adresi deneme bonusu veren siteler deneme bonusu