Ülkemizde son haftalarda yaşanan olaylara bakıldığında, Ayasofya’nın Danıştay kararı ile tekrar cami olarak ibadete açılmasının ardından, FETÖ/PDY terör örgütünün 15 Temmuz 2016 yılında darbe girişimine karşı asil Türk Milleti’nin zaferi ile sonuçlanmasının 4. Yılını dün tüm yurtta kutladık.
Peki yaşanan olaylara topyekun mu sevindik? Hiç sanmıyorum… Yaşanan hain darbe girişimi gecesi gerçekten vatanını seven insanların terör örgütü FETÖ/PDY unsurlarına karşı sokaklara döküldüğüne canlı olarak şahit olduk. O gece hemen hemen her görüşten vatandaşlarımızı o gece meydanlarda görmemiz bizleri çok sevindirdi. Olması gerekende buydu, birlik beraberlik ruhunda olmamızdı.
O gece, ATM’lere, benzin istasyonlarına, marketlere koşanları da gördük. Darbe girişimine sevinenleri, alkışlayanları da gördük. O gece milli birlik beraberlik içinde olmayanlar darbenin bastırılmasının ardından, Türk Milleti’nin o gün kazandığı zaferi küçümsemek kendilerini aklamak için kontrollü darbe yaftaları ile karalamaya çalıştılar. Hala da bu yaklaşımlarını yeniliyorlar. Olayı siyasi bir zemine çekerek ayrımcılığın fitilini ateşliyorlar. Sonrada ayrımcılık yapıyorsunuz diye karşısındaki insanları suçluyorlar. “Yavuz Hırsız” diyorlar. EL insaf be kardeşim el insaf…
Şöyle sosyal medya paylaşımlarına ve yorumlarına baktığımızda ya bunlar gerçekten Türk vatandaşı mı? Veya gerçekten Müslüman mı demekten kendimizi alıkoyamıyoruz. Tamam, biliyoruz Osmanlı’nın zaferleri ile fethedilen yerlerde her dinden her ırktan insanların yaşanmasına müsaade ettiği aşikârdır. Ama sana adaletle davranan seni kendi milletinden ayırmayan bu yüce millete bu kinin nedir? Ayasofya kazanılmış zaferin nişanesidir. Fetihten önce ibadethane olarak kullanılan Ayasofya, fetheden milletin kendi inancına göre ibadethane olarak kullanması kadar doğal bir durum var mıdır?
Fethin nişanesi olan Ayasofya hangi amaçla müze yapılmıştır? O günün bakanlar kurulu kararı ile neden böyle bir karar alınmıştır sorusunu sormuyoruz kendimize, ama yeniden cami statüsüne alınarak ibadete açılmasına dışarıdan gelen tepkilerden daha fazlasını hiçbir zaman yaralı parmağa faydası olmayan insanlardan geldiğini görüyoruz.
Sizler ne derseniz deyin 15 Temmuz gecesi o gün iki önemli olay gerçekleşmiştir. Birincisi o gece ülkemizin yaşadığı en hain darbe planının yanı sıra ülkemizi işgal etme planıydı. İkincisi ise yine o gece asil Türk Milleti’nin bu hain girişime destansı mücadele veren gerçek vatanseverlerin zaferi ile sonuçlanmasıdır. Bunu küçümsemeye çalışanlar, FETÖ ile mücadelede yapılan gözaltı ve tutuklamaları duygusala bağlamaya çalışanlar manipüle etmeye çalışanlar asla başaramayacaksınız. Bu millet artık uyandı. Bizleri birbirimize düşüremeyeceksiniz! Bu milletin amaç ve gayesi bugün olmazsa yarın muhakkak gerçekleşecektir.
Ha birde şunu da belirtmeden geçemeyeceğim, 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü dolayısı ile Denizli’de bazı kurumların başında olan kişilerin herhangi bir açıklama yapmayıp suskunları oynadığını da fark etmiyor değiliz. Her aktivitede açıklama yapmayı ihmal etmeyenler bugün sus pus olmuşlardır.