Türkiye 6 Şubat Kahramanmaraş merkezli 7,4 ve 7,6’lık iki deprem on bir il ve ilçelerinde büyük hasar meydana getirip binalar kâğıttan apartmanların çöküşüyle enkaz altına kalan insanlarımız ve bebekler, enkazların altında kaldı. Binlerce insanımız hayatını kaybetti. Binlerce insanımız yaralı ve ampute olarak enkaz altından kurtarıldı. Bir enkaz altından günlerce sonra bir sağ olarak kurtarılan Bebekler vardı. İşte bebekleri günlerce enkaz altında sağ kalmasını sağlayan o ilahi güç ve akıllara gelen “Bebekleri Melekler mi besledi?”
Depremler, çeşitli felaketlerden sonra Travmamız çekip gidecek gibi değil… Birinci derece deprem bölgesi olan talihsiz coğrafyada hayatın ne kadar ucuzladığını gördükçe, müteahhitlerin bina değil insanlara yüksek paralar karşılığı adeta mezar sattıkları ortaya çıktı. Belediyelerin kontrolsüzlüğünden insanlarımızın canlarından olmaları insanlık ayıbını ortaya koydu…
Türkiye dünyanın en çok inşaat müteahhidine sahip olan ülkesi imiş… Ne kadar da kârlı imiş bu inşaat sektörü!.. Ama nerede varsa birçokluk, işte orada var bir mokluk!
Deprem ile birlikte tarihin en büyük müteahhit avı başlatıldı. Düzgün müteahhitleri tenzih ederim. Hatalı binaları yapan müteahitlere Türkiye Cezaevleri yetmez… “Müteahhitler İnsanlara ev yerine mezar satanların Allah bin belasını versin…
İnşaatları mezarlığa dönüşen müteahhitler tutuklanırken onların mühendisleri, kontrol mühendisleri, mimarları sütten çıkmış ak kaşık mıdırlar? Ya o inşaatlara göz göre göre izin verenler ve oturma raporu veren belediyelerin yetkilileri bu müteahhitlere göz yumanlar?
Almanya'nın Kuzey Ren Vestfalya (KRV) eyaletindeki Recklinghausen şehrinde, Türkiye'deki depremzedeler için toplanarak depoda bekletilen yardım malzemeleri kimliği belirsiz kişilerce kundaklandı... Böyle alçaklıklar ve alçaklar da meydana çıkmaya başladı...
14 Mayıs Genel seçim kararı alan TC Cumhurbaşkanı Erdoğan devamsız olan ve nisabı sağlamayan milletvekillerine milletin hakkını helal etmediğini söyledi. Milletvekili listeleri belirlenirken bunlar göz önüne alınacak. Telefonlara çıkmayan milletvekilleri, halkın sorunlarıyla ilgilenmeyen Milletvekilleri de listelerde olmayacak herhalde…
Bu 14 Mayıs seçimlerinde büyük değişiklikler olacağının işaretleri meydana çıkıyor. Telefonlara cevap vermeyen, hatta gazetecilerin Basın ve medya mensuplarının telefonlarına bile cevap vermeyen, piyasada görünmeyen, vatandaşın derdine derman olamayan, adeta piyasada aranan milletvekilleri, bu seçimlerde karneleri önlerine konacaktır. Cumhurbaşkanı Erdoğan bu milletvekillerine hakkını helal etmiyorsa, millet, vekiline nasıl hakkını helal edecektir. Millet artık göstermelik ve kendisi için çalışan milletvekili istemiyor. Başta İktidar partisi olmak üzere partilerin genel başkanları listeleri yaparken, şapkalarını önlerine alıp iyi düşünsünler…
Hayırsızların hayırlısı olmaya gerek yok. Onlar hakkındaki tasarılarımızı gözden geçirebiliriz…
“Tecrübe”, yaşamımızdan akıp geçen dokunaklı günlerin bıraktığı çok değerli tortudur. Bu deprem felaketi gösterdi ki kötü anında vatandaşının yanın kim vardı? Bundan sonra da kim olacaktır? Devlet her zaman olduğu gibi vatandaşının yanında iyi günde de kötü gününde de yanında olmuştur. Olmaya da devam ediyor…
Demiş ki; “Güneş, diz çökenlerden önce, ayakta duranları aydınlatır...” Yaşar Kemal.
Tevfik Fikret’in ünlü “Zelzele” şiirinden: “Derin, iniltili çarpıntılarla toprağın göğsü / Üzüntülerini söyler bu acı tabloya;/ Sizin de içiniz acır elbette, değil mi?/ Verin, verin şu yoksul kalan öksüzlere, dullara,/ Son verin inlemesine, şu bir yığın insanın acısını dindirin, kavgaları bırakın!”