Böylesi acıların yaşandığı olaylarda ne söylenir ne yazılır bilemiyorum. Bir Atasözü vardır. “Benim kiler benden gittikten sonra, ne söylersen söyle yanan ciğerime kar etmez.”  Sömestr tatilini fırsat bilen ve tatile giden aileler, Bolu, Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki “turistik” otelde gece yarısı çıkan yangında ölen 78 kişinin ve yaralanan 51 kişinin hesabını kim verecek?        Böylesi durumlarda her şeyden evvel, söz konusu otele ruhsatı kimin sorgulanır değil mi?        Hâliyle gözler hükümete, özellikle de Kültür ve Turizm Bakanlığı'na çevrilir. Fakat bu ruhsat 1997 yılında verilmiş. Kültür ve Turizm Bakanlığı mı, Bolu Belediyesi mi? Bu olayın hesabını kim verecek diye soruyorum…        Bu kadar pahalı olduğu bu otelde insan hayatının, veli nimet sayılan müşterilerin hayatları hiçe mi sayıldı?        Kayak Merkezinde ki yangın çıkan bu otelde kalmanın “Geceliği 1000 dolar.” Türk parasıyla 35 bin liraya oda satan işletme de “Sprink” gibi asgari bir tedbiri mevzuatta yok, masraf olmasın diye böyle bir yangın anında müşterilerin hayatını tehlikeye atmış olamaz mı? ‘Yangın alarımı’ var mıydı? Yangından kurtulanlar Varsa bile kimse böyle bir alarmı duymadığını söylüyorlardı…        238 kişinin konakladığı Grand Kartal Otel'de gece 03.20 sırasında çıkan yangında hayatını kaybedenlerin sayısı: 78 kişi eşler, çocuklar, aileler hayatlarını kaybetti. Aileler yok oldu… Yangında 51 kişi de yaralandı!        İç İşleri Bakanı Yerlikaya, hayatını kaybedenlerden 52 kişinin kimlikleri tespit edildiğini; 45'inin naaşının da ailelerine teslim edildiğini, teslim edilen naaşlar ise yakınları tarafından gözyaşlarının sel olduğu törenlerle toprağa verilmeye başlandı. Diğer kişilerin kimliklerinin tespiti için Ankara Adli tıp kurumlarında DNA çalışmaları yapıldığının ve hayatlarını kaybedenlerin sayısının 78 olduğu açıklandı… Bakan Ali Yerlikaya, “Adli soruşturma ve kovuşturma olacak. Hep beraber yüreğimizdeki acının soğumasıyla ilgili ne olması gerekiyorsa, biz hukuk devletiyiz onun gereği mutlaka ama mutlaka yapılacak” diye konuştu…        Tatile diye gittikleri otelde kâbusu yaşayan ve yürekleri yakan 78 kişinin ölümüyle, 51 kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan bu otel yangınında müşterilerin yangın merdivenin olmaması dolaysıyla, çarşafları birbirine bağlayıp pencerelerden aşağıya inmeye çalıştı. Bu acıya nasıl dayanılacak, yürekler nasıl soğuyacak?        Otelden ilk açıklama: İşbirliği yapıyoruz: Grand Kartal Otel'den yapılan açıklamada, “Olayın tüm boyutlarının aydınlatılması için yetkililerle iş birliği içerisindeyiz” denildi…        Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 Ocak Çarşamba günü için milli yas ilan edildiğini; Türkiye ve dış temsilciliklerinde bayrakların yarıya çekildi…        İç İşleri Bakanı Yerlikaya, Turizm Bakanı Ersoy, Sağlık Bakanı Memişoğlu ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan da yangına ilişkin incelemelerde bulunmak üzere Kartalkaya'daydı…        Bolu, Düzce, Kocaeli, Sakarya, Karabük, Zonguldak, Bartın ve Ankara'dan sevk edilen itfaiye ekiplerinin 45-54 dakika sonra olay yerine ulaşıp yangına müdahale ettiği açıklandı. Ancak bu kadar pahalı bir otel, müşterilerini ağırlarken orada müşterilerinin can güvenliğini ön plana çıkaracak gerekli itfaiye ve ambulans tedbirlerini neden almıyordu?        Bana göre baştan sona otelde gerekli tedbirlerin alınmadığı açıkça göz önünde. Tatile diyen giden ama kendilerine mezar olacak o otelde 78 cana mal oldu. Facia yürekleri yaktı. Hep beraber sonucu bekleyip göreceğiz. Bu olay insanlara ders olacak mı?