PİRİNCİN TAŞLARI
ABD’nin Türkiye’ye karşı ve Suriye ile Irak’a yerleşme planın arkasında yaptığı oyun çabuk çıktı. Atasözü; “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.” Bitti denilen DEAŞ, aniden Münbiç'te PKK karargâhına bomba yüklü araçla saldırıp havaya uçuruyor. Garip değil mi?
Suriye'deki PKK'ya ABD komutanlık yapıyor. Aynı şekilde DEAŞ da ABD'nin kurduğu ve Washington- İsrail çıkarlarına hizmet eden CIA-MOSSAD güdümündeki bir örgüttür. DEAŞ, ABD maşası diğer örgüte niçin saldırdı? Ortada ki anlaşmazlık nedir?
Komutan ABD'nin bir konuda isteğine direnen bir PKK varsa karşılığını böyle bombalı araç saldırısı ile cezalandırılıp hizaya getirilir. Bu arada ölen de ölür tohumuna para mı verdi?
Devletlere, kukla örgütlerden istedikleri olmazsa, güvendiği devlet tarafından cezalandırılır. O Devletler tarafından kukla insanların canlarının hiçbir değeri yoktur…
Suriye'de çok sayıda Avrupalı DEAŞ üyesi PKK'nın gözetiminde cezaevlerinde yaşıyor. ABD, Avrupa ülkelerine “Suriye'de DEAŞ üyeleri hangi ülke vatandaşıysa oraya dönmeli. Avrupa ülkeleri terörist vatandaşlarına kapılarını açmalı” diyor. Peki, Avrupa ülkeleri, teröristleri ülkesine neden alsın Avrupa aptal mı? ABD tarafından kurulan terör örgütünün cezaevlerindeki üyelerini neden ülkelerine kabul etsin. Teröristi aldıkları takdirde kumandası CIA’nin elinde olan terörist uyuyan hücreler başkentlerinde nefes alacak. O yüzden “Biz asla bu örgüt üyelerini almayız” diyorlar. Trump da bu ülkeleri tehdit ediyor. “Almazsanız, DEAŞ üyelerini cezaevlerinden salarım” diyor. Yani “Başınıza bela ederim” diyor…
ABD, AB birlikteliği ve Dolara karşı yükselen AVRO para birimi nedeniyle Avrupa'yı parçalara ayırmak istiyor. İngiltere referandum ve AB'den ayrılma kararı aldı. Ancak bunu uygulamaya sokamadı. Hala kararsız...
Londra'da DEAŞ bombalarının her an patlayabileceğini İç İstihbarat Başkanları açıklıyor. Fransa hala Sarı Yelekliler ile dövülüyor. DEAŞ sırada bekliyor. Almanya ile Fransa AB'nin yapıtaşı ve dost gibi görünse de aralarındaki görüş ayrılığı büyüyor. İki ülke arasında kavga var…
ABD körfeze yığınak yapıyor, İran'a savaş çığlıkları gönderiyor. İran rest çekiyor, “Füzelerimiz denizdeki tüm ABD hedeflerini çok kolaylıkla vurur” diyor. İran'da DEAŞ saldırısı her an bekleniyor. Krizlerin tavan yaptığı bir sırada kayıplara karışan DEAŞ lideri Ebubekir El Bağdadi aniden elinde “Türkiye vilayeti” yazılı bir dosyayla ortaya çıkıyor. Ne oldu DEAŞ Suriye’de bittiği söyleniyordu. Ne oldu da DEAŞ tekrar hortlatıldı…
Iraklı milletvekilleri “Bağdadi'yi sınırımızdaki Amerikan üssünde elini kolunu sallayarak gezerken gördük” diyorlar. Bağdadi'nin son görüntüsünü ilk yayınlayan İsrailli bir kadının internet sitesi oluyor. Bağdadi sesini duyurmak için bir İsrailliyi mi seçti yoksa? MOSSAD “Hadi konuş” diyerek görüntüyü çekip kendisi mi yayınlıyor?
Terör-Para-kriz-İşbirlikçi saldırıları sömürgeci devletlerin tercih ettiği en kolay yoldur. Terörle, Türkiye’ye ders vermeye kalkanlar kendilerini aldatıyorlar. Türkiye teröre 40 bin insanını kurban vermiş bir ülkedir. Türkiye eski Türkiye değildir. Herkes aklını başına almalıdır…