PİRİNCİN TAŞLARI
1. BÖLÜM
49 Yıllık gazetecilik hayatımda 42 yılımı Polis Muhabirliği yaparak geçirdim. Aktif gazeteciliğime köşe yazarlığı ve gazete temsilcisi ve televizyon tartışma programı yaparak devam ediyorum.
İzmir Emniyet Müdürlüğünde İzmir Medya platformu üyeleriyle İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, kahvaltılı toplantısında buluşacak olması beni çok heyecanlandırdı. Polis eski muhabirlerinden Ağabeyim dediğim Yener Özkesen ve Ufuk Türkyılmaz, kardeşimizin de eski bir polis muhabirleri olması, en az benim kadar onları da o emniyet binası çok heyecanlandırmıştır. Çankaya’daki Emniyet eski binasının haricinde, Konak’ta bulunan emniyet binasında geçen günlerimiz ve onlarca Emniyet Müdürü ve polis arkadaşlarımızla yüzlerce hatıralarımız gözlerimizin önünden film şeridi gibi geçiyordu…
Beni heyecanlandıran bir olay da, Emniyet Amirliğinde tanıştığım, daha sonra İzmir Trafik Şube Müdürlüğü ve daha sonra birçok illerde başarılı İl Emniyet Müdürlüğü yapan dostum Orhan Okur Müdürümün kızı Seda Okur Müdürümüzün İzmir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şube Müdürü görevinde bulunması. Önce babası ile çalışma ve baba mesleğini yapan kızı Seda Okur Müdürüm ile Polis, Gazeteci olarak çalışma, bilmiyorum ama gazetecilik mesleğinde çok az gazeteciye nasip olur herhalde. Yazımın başında da yazdım 49 yıl gazetecilikte, yarım asır’a yaklaştım. Yarım asır’ı deviren eşya antika oluyormuş. Bende antika mı oluyorum yoksa?
İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın ile iki buçuk yıl önce İzmir İl Emniyet Müdürlüğüne atandığı zaman tanışmıştım. İzmir’de göreve başlamasından kısa bir süre sonra İzmir Adliyesi önünde PKK’lı teröristlerin Adliye binasına saldırmalar ve eylem yapmaları sırasında İzmir Adliyesini, İzmir’i, korumaya çalışan kahraman Türk Polisi elindeki tabanca ile klaşnikovlu teröristlere karşı koyan Polis Fethi Sekin, şehit olmuştu. Polis Fethi Sekin’in şehit cenazesinde, Hoca helâlık istediği sırada yanımızda duran gözü yaşlı, İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın’ın, dudaklarından; “Şehidim sen bize hakkını helal et” diye haykırıyordu. İşte bu sözlerle Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın’ı tanımıştım…
Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, PKK terörü en kanlı eylemini İzmir'de yapacaktı. İzmir Adliyesine düzenlenen terör eyleminin bilinmeyenlerini ilk kez açıklıyordu. İzmir Emniyet Müdürü Aşkın, Bölücü Terör Örgütünün hiçbir şehir merkezinde eyleme getirmedikleri kadar mühimmatla doluydu. Yüzlerce klaşnikov fişeği, 8 roket, 5 i anti-tank roketi, 8 el bombası, 2 tabanca ve diğer mühimmatla geldiler. Bölücü terör örgütü en kanlı, en korkunç eylemini yapmak üzere İzmir'e gelmişlerdi. O sırada kahraman şehidimiz Fethi Sekin klaşnikov mermilerine karşı elindeki tabancayla karşı koyarak büyük bir kahramanlık sergiledi. Orada ki bütün görevli polis arkadaşlarımız büyük mücadele verdi. Bu mücadele Türkiye'nin terörle mücadele tarihinde bir kahramanlık destanıdır. Bu karamanlık hikâyesi bütün meslektaşlarımıza örnek oldu.” Gözleri dolu, zorla yutkunarak sanki hala o anı yaşıyordu…
İzmir Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın, ilk defa bize özel, Terör ve Güvenlikten, Uyuşturucuya, Asayişten Trafiğe kadar çarpıcı açıklamalar yaptı. Aşkın; “Dünyada güvenlik kaygısı her şeyin önüne geçti. 34 yıl bölücü terörle mücadele ettik. Hangi devlet kendi içinden gelen insanlar tarafından ele geçirilmeye çalışıldı. Alçak FETÖ, tarihimiz boyunca karşılaştığımız en büyük sorundur. PKK-FETÖ iki terör örgütünün de sahipleri aynıdır. İki terör örgütünün de elinden tutanlar aynı ‘el’dir. DEAŞ terör örgütüne karşı çok önemli ve başarılı operasyonlar yaptık. DEAŞ'ın önde gelen en büyük emirlerinden ve 700 kişinin katliam emrini veren kişiyi İzmir'de yakaladık” diye anlatıyor…
Köşe yazımda bana ayrılan yerin sınırlı olması dolaysıyla, yazımın devamı ( 2. Bölümü) Perşembe günü aynı sütunlarda okuyabilirsiniz…