Türkiye’ye karşı işlenen terör suçları, günahsız sivil ölümlerine neden oluyor, bizle Ahh, Vaahh, demekle yetiniyoruz. Ahh, Vaahh, edeceğimize en azından tepkimizi koymak için evlerimizin pencere ve balkonlarına neden Tüklüğümüzün simgesi olan Türk Bayrağını asmıyoruz?
İstanbul Atatürk Havaalanı’nda patlayan canlı bombalarda 47 günahsız insan can verdi. Olayın duyulmasının ardından, Dünya Ülkeleri simge yerlerde Türk Bayrağı görüntüsüyle Türkiye’ye destek verdi ama Türkiye’de evlere, Balkonlara, dükkânlara Türk Bayrağı asılmadı. Türkler olarak terörü yaşıyorsak Neden evlerimizin balkonlarına, pencerelerine Türk Bayrağı asıp, Teröre meydan okumuyoruz?
Brüksel Havaalanı canlı bombaların patlamasının ardından İstanbul Vezneciler ve ardından Dünyanın 3. Büyük Havaalanı Atatürk Hava Limanında meydana gelen terör olayı. Bir değil üç canlı bomba birden. Bunun anlamı işi şansa bırakmamak ve çıkacak aksililiklere karşı eylemi mutlaka gerçekleştirmek ve Türkiye ile Avrupa’ya da mesaj vermek. Avrupa’nın Başkenti Bürüksel Havaalanını da vururuz. Dünya’nın 3. Büyük havaalanı Atatürk hava Limanını da vururuz!
Terör örgütleri bu cüreti nereden alıyor. Başta ABD, Rusya, Avrupa Ülkeleri, silah satacaklar diye bu terör örgütlerinin yaptıklarına göz mü yumacaklar? Terör örgütleri, bu saydığım Dünya Ülkelerinden daha mı büyük? Tabi haliyle merak ediyorsunuz bu bombaların patlamasının esbabı mucizesi nedir?
İşte tüm yaşadıklarımızı bu durumu göz ardı etmeden değerlendirmekte yarar var. Sahi bizde patlayan bu bombaların sahibi kim? Zamanlamaya bakar mısınız? Türkiye- İsrail ile Türkiye- Rusya ile tam anlaşmaya vardığı günde patlıyor. Sakın yanlış anlamayın…
Burada patlamayı üstlenen veya patlatan taşeron örgütleri kastetmiyorum. Onlar zaten yaptıkları açıklamalarla kendilerini açığa vurmaktadırlar. Kimlerin taşeronluğunu yaptıkları ortada…
Benim kastettiğim asıl patron, yani bu örgütlere işi veren devletler…
Evet, hangi devlet olabilir. Sizi bu konuda çok fazla zorlamak da istemiyorum ama bu devletin bir İran, Rusya, Suriye olmadığı kesin. DAEŞ’e bakın kiminle savaştığı belli değil. Daha çok Müslümanlara saldırıyor. Müslümanları öldürüyor. Bu nasıl Müslümanlıktır diye sorulmaz mı?
Burada biraz hafızalarımızı zorlayın, aklınıza hala gelmedi mi?
Bu Ramazan gününde sizi fazla yormadan söyleyeyim…
ABD, evet, ABD bölgede dört ülkeden koparılan topraklardan oluşan bir Kürdistan kurabilmek uğruna yıllardır tüm bölgeyi ateşe atmaktadır. Orta Doğu’yu kaynayan kazana çevirdi. Başta Diktatörler tarafından yönetiliyor dediler. Kaynar kazana çevirdiler. Şimdi çok mu iyi yönetiliyor bu ülkeler? Ne oldu kan, ölüm, gözyaşı ve terörü hortlattılar. ABD, sözde Demokrasi getirdiğim Orta Doğu’ya, Terörü yerleştirdi, kargaşa bitmedi, Kan ve gözyaşı devam ediyor…
İşte Suriye, Irak, he iki komşumuzda patlayan bu bombaların Türkiye’ye çok açık bir şekilde yansıması devam ediyor. Daha açık olarak söylüyorum. Bugün için Irak’ın kuzeyinde bir Kürdistan’ın kurulduğunu ve Barzani’nin sık sık bağımsızlığı dile getirdiğini bilmeyenimiz yoktur sanıyorum…
Ya Suriye’de ABD desteğinde kurulan kuzey Suriye Kürdistan’ına ne demeli? Hem sonra bu iki Kürdistan’ın kurulmasında hangi ülke başrolü oynadı dersiniz?
Sorun şurada, biz şimdi ülkemizin Güneydoğu’sunu tekrar “vatan toprağı” yapmak için terör örgütüne karşı yoğun bir mücadele veriyoruz ya, işte tüm bu bombalamalar bu operasyonları durdurup çözüm sürecini yeniden başlatmak adına gerçekleştirilmektedir. Avrupa da 72 şart içerisinde Terör yasasını değiştirin serbest dolaşım vizesini verelim demedi mi?
Peki, yeniden başlar mı? Türkiye Avrupa Birliği’nin bu isteğine boyun eğer mi? Doğrusunu isterseniz 9 aydır süren ve yaklaşık 600 şehidimize mal olan bir mücadelenin sonrasında çok zor görünüyor. Ne denmişti: “PKK çözüm sürecinde arkasındaki uluslararası güçlere de güvenerek şımardı, bu koşullarda bu sürecin devam etmesi mümkün değil… Terör örgütü terbiye edilmeleri gerekir” denilmişti… Şimdi Suriye sınırında terör örgütlerinin himayesinde ikinci bir Kürdistan Devleti mi kurulmak isteniyor. Türkiye buna asla izin vermez…
“Katillerle işbirliği yaptığı dâhil” her türlü suçlamalara karşın terör
örgütünün vekilleri hala TBMM çatısını kendilerine sığınma çatısı kabul edip, Cumhuriyet Savcılarına ifade vermeye bile gitmemekte direniyorlar. Terör Örgütünü destekleyen gazetesi çıkıyor, internetten sosyal medyayı istedikleri gibi kullanmaya devam ediyorlarsa, dilediği gibi propaganda yapabiliyorsa bence üzerinde durup, birazcık düşünmek gerekmez mi?
Demek istediğim; DAEŞ, PKK, PYD, YPG her ne olursa olsun terör örgütleriyle mücadelede ekonomik, siyasi, ideolojik ve silahlı, kısacası her alanda topyekûn mücadele edersek kazanırız…