VAHAP DABAKAN
Köşe Yazarı
VAHAP DABAKAN
 

Felaket tellallarına soruyorum!

PİRİNCİN TAŞLARI   Bu sosyal medya olmasaydı acaba ne olurdu. Nereye baksam, nereye dönsem herkesin elinde bir telefon ve her yerde cenazelerde, Şehit Cenazelerimizde ellerinde çekip hemen sosyal medyada paylaşıma başlıyorlar. Şimdi soruyorum!   Koronavirüs, dünya ülkelerinde ki insanları kasıp kavurmaya başladı. Kehanet bilimcileri ellerine kalemi alıp başladılar yazmaya, başladılar hesap kitap yapmaya Her şeyi matematik olarak gören, “şu kadar zamanda bu kadar hasta olacak, her gün bilmem şu kadar ölüm olacak” diyen arkadaşlar…   Hayat matematik değildir. Hastalıklar matematik değildir. Hekimliği mitolojiden ve dinsel düşüncelerden kurtarıp tamamen bilimselliğe dayandıran ve günümüze kadar tecrübelerin aktarılması, akılcı uygulamaların devamı ile tıp etiğinin oluşmasını sağlayan Sizlere Hipokrat’ı hatırlatmak isterim…   Hani “insanlık tarihi hiç böyle bir şeyi görmedi” diyenler var ya, bakın Hipokrat 2300 yıl önce ne söylemiş. Evet, 2300 yıl önce. Milattan 350-400 yıl önce; Hekimliğinin en önemli ilkelerinden biri şudur: “Hastalık yoktur, hasta vardır. Hastalar somuttur ve hastalığın özelliği olan belirtileri hiçbir zaman aynı ölçüde göstermezler. Hasta, içinde bulunduğu zamanın ve iklimin etkilerine olduğu kadar atasal geçmişin etkilerine de bağlıdır. Alışılmış yaşam biçimi, mizaç, beslenme, morfolojik tipe ilişkin farklılıklar, yüz ifadeleri, ter, idrar, dışkı değişiklikleri, uyku, rüyalar vs. dikkate alınmak suretiyle, hastalığın gidişinin nasıl bir durum alacağı önceden söylenebilir…”   Şimdi gelelim günümüze. 2019 sonlarında Çin’de başlayan, Avrupa, Orta Doğu, Amerika’ya yayılan ve 3-4 ay sonra bizlere kadar ulaşan, viral bir enfeksiyon karşısında düştüğümüz korkutucu sağlık durumumuzun derdine düştük…   ABD, AB ve diğer ülkelerden daha şanslıyız. Onlar, daha ne olduğunu anlamadan karşı karşıya kaldılar. Koronavirüs bize gelirken adı konmuştu. Ne olduğu, nasıl bulaştığı, kimleri nasıl hasta ettiği, kimlerin ölümüne sebep olduğu ve hatta tedavi için kullanabileceğimiz ilaç seçenekleri bile neredeyse belliydi. Bu tecrübeler, deneyler, araştırmalar, bilimsellik bize ne söylüyor?   Lütfen dedikodulara değil, Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığının yaptığı telkinler ve söylediklerine harfiyen uymak, bizlere yardımcı olan Sağlık çalışanlarını, Doktorundan, Temizlik elemanlarına, memurlarına ve Özel Güvenlik görevlilerine kadar tüm sağlıkçılarımıza yardımcı olmak ve onları maddi ve manevi desteklenmelerini sağlamaktır. Sağlık bakanımız da bu yazdıklarımı göz önünde bulundurarak inşallah eşit bir paylaşım yapar. İnsan ve görev ayırmadan…   Bu virüs daha öncede vardı. Sadece adları değişti. Yıllarca bu virüslere dünyada milyonlarca insanı kurban vermedik mi?   Öncelikle Koronavirüs yeni bir virüs değil. O hep vardı. Adı o dönemler (çok eskilerde adı da yoktu) “sebebi bilinmeyen” idi. Sonra SARS, daha sonra MERS oldu. O da bizim gibi karakter değiştirdi. Kendisine karşı kullanılan ilaçlardan korunmak için yapısını değiştirdi. Aynen şimdi olduğu gibi. Bizler Koronavirüse karşı mücadele edeceğiz ve yeneceğiz…   Panik değil! Duyarlı ve tedbirli olalım. Bu bir Biyolojik savaş deniliyor. Virüs mü, savaş mı? Bundan kurtulacağız. Eskiye dönülmeyecek. Yenidünya düzeninde bizde yerimizi alacağız…   Unutmayın! “Hastalık yoktur, hasta vardır.” Sağlıkla kalın. Mutlaka evde kalalım…  
Ekleme Tarihi: 01 Nisan 2020 - Çarşamba

Felaket tellallarına soruyorum!

PİRİNCİN TAŞLARI

 

Bu sosyal medya olmasaydı acaba ne olurdu. Nereye baksam, nereye dönsem herkesin elinde bir telefon ve her yerde cenazelerde, Şehit Cenazelerimizde ellerinde çekip hemen sosyal medyada paylaşıma başlıyorlar. Şimdi soruyorum!

 

Koronavirüs, dünya ülkelerinde ki insanları kasıp kavurmaya başladı. Kehanet bilimcileri ellerine kalemi alıp başladılar yazmaya, başladılar hesap kitap yapmaya Her şeyi matematik olarak gören, “şu kadar zamanda bu kadar hasta olacak, her gün bilmem şu kadar ölüm olacak” diyen arkadaşlar…

 

Hayat matematik değildir. Hastalıklar matematik değildir. Hekimliği mitolojiden ve dinsel düşüncelerden kurtarıp tamamen bilimselliğe dayandıran ve günümüze kadar tecrübelerin aktarılması, akılcı uygulamaların devamı ile tıp etiğinin oluşmasını sağlayan Sizlere Hipokrat’ı hatırlatmak isterim…

 

Hani “insanlık tarihi hiç böyle bir şeyi görmedi” diyenler var ya, bakın Hipokrat 2300 yıl önce ne söylemiş. Evet, 2300 yıl önce. Milattan 350-400 yıl önce; Hekimliğinin en önemli ilkelerinden biri şudur: “Hastalık yoktur, hasta vardır. Hastalar somuttur ve hastalığın özelliği olan belirtileri hiçbir zaman aynı ölçüde göstermezler. Hasta, içinde bulunduğu zamanın ve iklimin etkilerine olduğu kadar atasal geçmişin etkilerine de bağlıdır. Alışılmış yaşam biçimi, mizaç, beslenme, morfolojik tipe ilişkin farklılıklar, yüz ifadeleri, ter, idrar, dışkı değişiklikleri, uyku, rüyalar vs. dikkate alınmak suretiyle, hastalığın gidişinin nasıl bir durum alacağı önceden söylenebilir…”

 

Şimdi gelelim günümüze. 2019 sonlarında Çin’de başlayan, Avrupa, Orta Doğu, Amerika’ya yayılan ve 3-4 ay sonra bizlere kadar ulaşan, viral bir enfeksiyon karşısında düştüğümüz korkutucu sağlık durumumuzun derdine düştük…

 

ABD, AB ve diğer ülkelerden daha şanslıyız. Onlar, daha ne olduğunu anlamadan karşı karşıya kaldılar. Koronavirüs bize gelirken adı konmuştu. Ne olduğu, nasıl bulaştığı, kimleri nasıl hasta ettiği, kimlerin ölümüne sebep olduğu ve hatta tedavi için kullanabileceğimiz ilaç seçenekleri bile neredeyse belliydi. Bu tecrübeler, deneyler, araştırmalar, bilimsellik bize ne söylüyor?

 

Lütfen dedikodulara değil, Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığının yaptığı telkinler ve söylediklerine harfiyen uymak, bizlere yardımcı olan Sağlık çalışanlarını, Doktorundan, Temizlik elemanlarına, memurlarına ve Özel Güvenlik görevlilerine kadar tüm sağlıkçılarımıza yardımcı olmak ve onları maddi ve manevi desteklenmelerini sağlamaktır. Sağlık bakanımız da bu yazdıklarımı göz önünde bulundurarak inşallah eşit bir paylaşım yapar. İnsan ve görev ayırmadan…

 

Bu virüs daha öncede vardı. Sadece adları değişti. Yıllarca bu virüslere dünyada milyonlarca insanı kurban vermedik mi?

 

Öncelikle Koronavirüs yeni bir virüs değil. O hep vardı. Adı o dönemler (çok eskilerde adı da yoktu) “sebebi bilinmeyen” idi. Sonra SARS, daha sonra MERS oldu. O da bizim gibi karakter değiştirdi. Kendisine karşı kullanılan ilaçlardan korunmak için yapısını değiştirdi. Aynen şimdi olduğu gibi. Bizler Koronavirüse karşı mücadele edeceğiz ve yeneceğiz…

 

Panik değil! Duyarlı ve tedbirli olalım. Bu bir Biyolojik savaş deniliyor. Virüs mü, savaş mı? Bundan kurtulacağız. Eskiye dönülmeyecek. Yenidünya düzeninde bizde yerimizi alacağız…

 

Unutmayın! “Hastalık yoktur, hasta vardır.” Sağlıkla kalın. Mutlaka evde kalalım…

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve denizli20haber.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.
islami sohbetler sohbet elektronik sigara omegle tv türk sohbet islami sohbet cinsel sohbet emlak seviye 5 mutfak lavabo tıkanıklığı açma özellikleri su böreği sipariş galeri yetki belgesi nasıl alınır yalama taşı dijital pazarlama ajansı İstanbul evden eve nakliyat