FETÖ ile ilgili olarak bazılarının ‘çamur at, tutmasa bile izi kalsın,’ mantığıyla hareket etmesi, gazetecilerin bu konuda bilinçsiz haber yazması, bazen üzücü olaylara ve insanların onurlarıyla oynanmasına sebep oluyor.
Geçtiğimiz gün, Ulusal bir gazete de yayınlanan İzmir mahreçli haberde İzmir İl Müftüsü Prof. Dr. Ramazan Muslu, hakkında yayınlanan asılsız haberin sonucu açılan davalarla adliyede sonuçlanıyor.
Müftü Ramazan Muslu’nun FETÖ ve FETÖ’cülerle ile ilgili olarak, göreve atandığı günden beri nasıl mücadele ettiğini İzmir’de bilmeyen yoktur. İzmir mahreçli haberi yapan gazeteci duymamış ama arayıp sormak ve araştırmak zahmetine de katılmamış demek. İnsanları karalamak kolaydır ama temize çıkarmak zordur…
Hz. ALİ- 12 İMAMLAR VE MUHARREM YASI
Hz. Ali, Milâdi takvime göre 21 Mart 598'de (bazı kaynaklara göre 21 Mart, 599 da) Mekke / Kâbe’de doğmuştur. 24. 01. 661 tarihinde ise, Abdurrahman İbni Mülcem-i Murâdî adlı bir Harici tarafından zehirli bir kılıçla şehit edilmiştir. (Kimi kaynaklar Hz. Ali’nin şahadetini 28 Ocak 661 olarak açıklarlar) Kabrinin Necef’de olduğu sanılıyor. Asıl adı Abd’ül Menaf’tır…
Hz. Ali’yi şehit eden bir Harici’dir. Harici, Hz. Ali taraftarları içinden çıkan bir guruptur. Hz. Ali Halife olduktan sonra ona başkaldıran ve onu tanımayan Muaviye ile Hz. Ali arasında çeşitli ihtilaflar çıktı. Kılıç zoru ile Müslüman olanlardan olan Muaviye eskiden beri kin güttüğü ve fırsatlar kolladığı Hz. Ali’ye karşı Osman’ın öldürülme olayını bahane ederek savaş açtı. Sıffeyn savaşı denilen bu savaşı Hz. Ali kazandı. Ancak Muaviye hile ile başka çelişkiler yarattı ve Hz. Ali taraftarları içinden çıkan Harici’ler hem Hz. Ali ve hem de Muaviye’nin ortadan kalkmasını planladı. Hz. Ali’yi şehit ettiler. Muaviye ise yaralı kurtuldu…
Hariciler bu olaydan sonra hep Hz. Ali taraftarları ile günümüze kadar savaşarak varlıklarını sürdürdü. Bugün Afrika'nın kuzey’inde Cezayir, Tunus ve Trablus'un bâzı yerlerinde, Doğu Afrika'da, Zengibar'da Maksat ve Oman'da bir miktar mensupları var. Asıl merkezleri Zengibar'dır. Alevi inancında Hz. Ali’nin doğum tarihi 21 Mart’tır ve bugün Nevroz (Nevruz) Bayramı kabul edilir. Aleviler ayrıca bugünün başka kutsiyetlerine de inanırlar. Nevruz da kimi yörelerde 9 güne kadar oruç tutulur, kurbanlar kesilir, kabirler ziyaret edilir ve sadakalar dağıtılır. Ateşler yakılır, halaylar çekilir, türküler söylenir, yaşama coşku ile bağlanarak umutlar yinelenir. Nevruz Alevilikte bir neşe ve Barış bayramıdır…
Hz. Ali, İslam Peygamberi Hz. Muhammed'in amcasının oğludur. Eğitimini ondan almış ve İslamiyet’i ilk kabul eden kişidir. Ayrıca Hz. Muhammed'in kızı Hz. Fatima ile evlenip damadıdır. Hz. Muhammed’in “Ehl-i Beyt’i” yani ailem dediği kişilerden biridir. Hz. Fatima’dan doğan çocukları vasıtası ile Peygamber soyunun sürdürücüsüdür. Hz. Peygamber, kendisinden sonra Halifenin kim olması gerektiği konusunda belirttiği beyan ve Hadisleri doğrultusundan yerine vekil bırakmak istediği kişidir.
Hz. Peygamberimiz birçok Hadis ve sohbetinde kendisinden sonra Hz. Ali'yi Halife olarak tanıtmıştır. Ne var ki Hz. Peygamberin vefatı ile verilen sözler unutulmuş ve Hz. Ali ile bazı taraftarları Hz. Peygamberimiz (s.a.v.) defin işlemleri ile ilgilenirken, diğerleri acele tarafından Ebu Bekir’i Halife seçerek bir oldu-bitti vakası ile Hz. Ali’nin hakkı olan Halifelik görevine getirmediler. Deniliyor…
Hz. Muhammed‚ “Ben İlim şehriyim, Ali onun kapısıdır, İlim isteyen kapısına gelsin” derken, diğer bir yanı ile de muhakkak ki Hz. Ali’nin bilgeliğine ve özelliklerine dikkat çekiyordu. Bir kaçı, insani ahlâk, yiğitlik, mazlumu koruma, cömertlik, yardımseverlik, erdem, vefa, olgunluk ve yola bağlılık konusunda “güvenilir olmaktır.” 1400 yıllık tarih boyunca sevenlerinin gönlünde taht kurmasının hikmetlerinden biri budur. Alevi - Bektaşiliğin temel ahlak ilkesi olan “Eline, Diline, Beline sahip olmak” anlayışı Hz. Ali’de simgelenir. Onu bu yolun ana ilkesi haline getirir.
Hz. Ali sevgisi 1400 yıldır dünyanın pek çok farklı coğrafyasından milyonlarca kişi tarafından bağlılıklarını bildiriyor ve anıyorlar. Tarihler boyunca ünlü yazarlar, ünlü araştırmacılar derler ki; “Eğer denizler mürekkep, bütün ağaçlar kâlem olsa, Âdemoğulları yazıcı olsalar, cin tayfası da hesap tutsalar; Yâ Ali, senin faziletlerini tamamlayamazlar.” Diye hep yazılır ve söylenir…
Tüm okurlarımın, 2 Ekim de başlayan yeni Hicri yılı kutlu olsun. Hicri yılın başlaması, On iki ay esasına dayanan Hicri takvim yılıdır. Muharrem Ay’ı ile başlar ve Zilhicce ile sona erer. Bugün ki yazımı be nedenle araştırıp sayfada ayrılan yere kısaca sığdırmaya çalıştım. Yanlışım varsa, Alevi kardeşlerimizin beni affetmelerini diliyorum…