PİRİNCİN TAŞLARI
Türkiye'nin eski Türkiye olmadığını bilmeyenler ve Türkiye ile kedi fare oyunu oynamak isteyenlerin bir gün kaybedeceğini dünya ülkeleri görecektir. Avrupa ülkelerinde bulunduğum süre içerisinde Avrupalı ve Avrupa da yaşayan Türkler ve Müslümanların Türkiye ve Türkiye de Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’a ve yönetimine sonsuz güvenlerinin olduğunu gördüm. Önce 15 Temmuz işgal hareketini beceremeyip ağızlarına yüzlerine bulaştıranlar. Şimdi bir Papazı bahane edip ekonomik savaş açanlar sonucunda Türklerin ve Türkiye’yi yöneten Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan’ın ne olduğu görecekler…
Borsalar ve paramızın değeri büyük ölçüde gelecek hakkında değerlendirmelerdir. Geleceği ne kadar kötü gösterirsen, kötü tahminleri sürekli piyasaya sürersen paranın değeri de düşer; borsanın değeri de. Çünkü yatırımcılarda psikolojik bir algı yaratırsın. Ülkende yatırım azalır; issizlik artar; devletin vergi geliri düşer; devlet bütçesi açık verir; borç para kıymetlenir; hatta borç alamaz duruma da düşebilirsin…
Bunlar ülkenin ekonomisi iyi giderken bile gerçekleşebilir. Bunu düşmanlarımız biliyor; çünkü yüz senedir bu yolla hem para kazandılar, hem de istedikleri ülkeleri ekonomik yönden zayıflattılar; Hatta kontrollerini ellerine geçirdiler. Peki, düşman bizi ekonomik olarak nasıl zayıf düşürebiliyor?
Negatif algı yaratarak. Bu onlara çok ucuza mal olabiliyor. Çünkü o negatif algıyı içimizdeki işbirlikçileri vasıtasıyla yapıyorlar. Üç kuruşluk saman ithal ediyoruz denilmedi mesela; 3 kuruşluk saman ithal eder durumuna düştük başlıkları, aradaki imaj farkı büyük. Domates fiyatı ABD’dekinin beşte biri kadarken dahi, domates alınamaz oldu başlığı mesela; Ya sürekli kötü haber yayan insanları para ile tutuyorlar; ya da menfi kampanyalar yapanları yalan malzeme ile besliyorlar…
Bakın mesela, herkes gibi, benim mail'ime son birkaç günde gelen menfi ekonomik haberlere önem vermiyorum silip atıyorum. Bu yanlış algı operasyonu yapmak isteyen hainlerin haberlerini gören yatırımcıların bir kısmı yatırımından vazgeçebilir; istenen de bu zaten. Bazı yazarlar, önceleri iç savaş çıkacak diyen yazılar yazıyorlardı. Bunları bilmeyerek yapıyor olamaz; çünkü kendisi bir tip doktoru olacak kadar akıllı; ama bir Kemalist ve din düşmanlığı iktidar düşmanlığına dönüştürmek istiyorlar. O da Türkiye aleyhine 20-30 tane böyle yazar, çizer, Türkiye düşmanı bul, para ve malzeme ile besle Türkiye'nin ekonomisine bayağı büyük bir darbe vurursun. İşte algı operasyonu denilen de budur. Bugün bunu yapıyorlar…
Bu bazı yazar ve çeneleri düşmüş yorumcular. Bazı gazetelerde köşe yazar. Bazı televizyonlarda çıkar yorumculuk yapar. Dinlediğin zaman ağzından bal damlıyor dersiniz ama Ülkesine ve yönetenlere kin kusarlar. Türkiye’nin dünya ikincisi 7,4 ekonomik büyüme hızını yakaladığı bir zamanda, bütçesi fazla verdiği bir ayda kendi ülkesini kötüleyen yazarlar vardı. Bunlar sadece birkaç tanedir. Türkiye'nin ekonomik verileri bu başlıkları hak etmiyor. Benim görüşüm, 15 Temmuz’da bir araya gelen Millet ve siyaset, Milli Birlik ruhu, ekonomik konularda da yaşanmalıdır. Sadece Türkiye’de değil; bütün küçük-orta boy ekonomilerde; çünkü sömürünün hedefi bu ülkeler. Büyük ekonomilerin rekabet güçleri pek kalmadı; tek çareleri sömürüdür!
Gerçekler Türk milletinin çalışkan ve temiz çalışması sonucu yüksek rekabet gücüne eriştiğini gösteriyor. Borç/GSMH oranı Batı ülkelerininkinden kat kat daha düşük. Türkiye'nin ekonomik rekabetten korkmadığı acık; korkmasına gerek de yoktur.Çünkü. Son yıllarda Milli ve teknolojik alanda hızla büyük mesafe aldığımızı kanıtladık. Rekabet gücümüzün üstünlüğü başkalarını korkutuyor. Bölgemizde ve Avrupa'da ekonomik ve askeri bir gücüz. İçteki ve dıştaki hainlerle, 15 Temmuz ruhu ile karşı çıkmalıyız.
Korkmadan, telaşlanmadan düşmanlarımızın algı operasyonlarına karşı koyabilecek güçteyiz. Çünkü biz Türk Milletiyiz…