PİRİNCİN TAŞLARI
Ekonomi Gazetecileri Derneği, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in açılış konuşması ve katkılarıyla, İzmir, Tarihi Havagazı Fabrikası Kültür Merkezi’nde gerçekleşen Küresel Isınma Kurultayı tamda günümüzde yaşananları gün yüzüne çıkartmak ve ne yapılabilirliği tartışmaktı...
İklim şartları değişmeye başladı. Yaz aylarında yağan yağmurlar, sel baskınları, fırtınalar, Orman yangınları, bütün bunların sonucu İklim kontrolünün önemini ortaya çıkarıyor…
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer konuşmasında İzmir; “2020 yılına kadar sera gazı emisyonunu yüzde 20 oranında azaltma taahhüdümüzü, İklim ve Enerji için başkanlar sözleşmesi ile 2030 yılına kadar yüzde 40 oranında azaltacak şekilde yeniledik” diyor ve ekliyor: İklim kriziyle mücadele kapsamında ESHOT’un otobüs filosundaki 20 olan elektrikli otobüs sayısının seneye 40’a çıkarılacağını söylüyor. Başkan Tunç Soyer, verdiği sözü tutacağını sanıyorum. Zaten İklim kontrolü de böyle çalışmalarla yapılır. Çocuklarımıza gelecekte temiz bir dünya bırakmalıyız…
Konunun önemi gereği bende araştırmaya başlıyorum;
Japonya bilim adamı Prof. Michio Kaku'dur. Kendisi Quantum fiziği teorisinin bir parçası olan String Teori'yi tasarlayanlardan birisidir. Amerika'da bir radyo programında String teorisini ve ilişkili konuları çok etkileyici bir şekilde anlatıyor...
İnsan medeniyetleri üç merhalede gelişecek diyordu. Biz birinci merhaledeyiz; ama ikinci merhalede ilk önce iklim kontrolünü başaracağız. Üçüncü merhalede var ama unutmuşum; galiba uzun mesafeler katledebilecek uzay seyahatleri yapabilecek medeniyetlerin ortaya çıkması idi…
Bahse konu iklim kontrolü denemelerine bakılırsa, eğer doğru iseler tabi, teorisyenlerin gelecek için düşündükleri senaryoların gerçekleşip Gerçekleşmeyeceği konusunu büyük ülkeler araştırmaya başlamış olabilirler. Bu mantıkidir; lakin ahlaksız olan bir yanı da olması muhtemeldir. Bu çeşit iklim kontrollerinin ilk anda birer silah olarak geliştirilmeye çalışılıyor. İnsan medeniyetinin ne kadar medeniyetsiz olduğuna işarettir...
Hepsinde önce yap, para kazan, sonra kötülükleri ortaya çıkarsa düşünürüz yaklaşımı hâkimdir çünkü. Nükleer teknolojiden, yapay zekâya, kanser ilaçlarına, tarım ilaçlarına, enerji kaynaklarının kullanımına, hatta daha temiz enerji kaynakları geliştirilmelerine kadar hemen hemen her şeyde bu sorumsuzluk mevcut. Diyor…
Bunların çoğu insan medeniyetinin sonunu getirebilecek niteliklere haiz. Ben bu gidişatın sorumlusu olarak bilimsel gelişme çabalarından 'vicdan’ın soyutlanmış olduğunu düşünüyorum…
Peki, Türkiye olarak bizler ne yapabiliriz?
Esas soru bu; çünkü bütün dünyayı etkileyecek bir konumda değiliz. Lakin elimizden geldiği kadar bütün dünyaya örnek olabilecek işler yapabiliriz; Yaşadığımız dünyayı temiz tutmalıyız…
Örneğin, atmosferik, uzay, dünya olayları arasındaki ilişkiler üzerinde uzmanlaşmış fizikçilerden, gerekli yardımların alınması ve Siyasetçiler, bu çalışmalarda örnek davranışlar göstermeliler…
Örnek verilecek olursa:
Güneş’ten gelen elektro-manyetik dalgaların atmosferimizde oluşturduğu elektrik akımları ve hatta magma'daki manyetik etkileri, yer çekimi etkileri ihtimalleri ile fırtınaların, depremlerin ilişkisi teorik olarak araştırılabilir. Ve bunların hepsini etkileyebilecek sera gazları salınımlarının dağılımı, kümeleşme ihtimali ve uzaydan gelen emf dalgalarının yansıtılması ve sera etkisi araştırılabilir. Bunlar şimdiki iklim değişikliklerini izah edebilecek sonuçlar verdiği gibi, nasıl kullanacağımızı da aydınlatacaktır…