Bu gece, Gazze'de sahura kalkacak yürekler buruk. Kanayan yüreklerimizle! Ramazan'ın gerçek tadını Gazze'de bulamamak, gerçek bir acı.
Sahur sofraları dar sokaklarda, yıkılan evlerin gölgesinde kurulacak. Ancak bu sofralarda, geçmiş Ramazanların huzurunu bulamayan aileler olacak. Bombaların ve çatışmaların izleri, iftar sofralarında umut arayanların yüreklerini burkacak.
Ramazan, birlik ve beraberlik demekti. Ancak Gazze'de bu birlik, yıkılmış duvarlar ve acı dolu anılar arasında kaybolup gidiyor. Gece sahura kalkanlar, yorgun bedenlerini yataklarından kaldırırken, yüreklerindeki burukluğu silemiyor.
Ramazan ayının getirdiği manevi huzur, Gazze'nin yaralarını sarmakta yetersiz kalıyor. İnsanlar, geçmiş Ramazanları özleyerek, yaralarını sarmaya çalışıyor.
Gazze'deki acı gerçeği yüzleşirken, Ramazan'ın anlamını yeniden düşünmeliyiz. Birlik, yardımlaşma ve sevgi; sadece iftar sofralarında değil, aynı zamanda mazlum coğrafyalarda da hissedilmeli. Bu Ramazan, Gazze'nin yaralarına merhem olmak, yoksulları ve mağdurları unutmamak için bir fırsat olmalı.
Unutmayalım ki, Ramazan sadece karnımızı doyurmak değil, yüreklerimizi de doyurmaktır. Gazze'nin yaralarını sarmak, kucak açmak ve umut olmak için hep birlikte çaba gösterelim. Her sahur, bir dua ve yardımlaşma fırsatına dönüşsün. Gazze'ye, Ramazan'ın gerçek anlamını yaşatabilmek için elimizi uzatalım.