Türkiye de enflasyonun yüksek olması, hayat pahalılığı insanların belini büktüğü, yolsuzlukların ve dolandırıcıların cırt attığı, trafik magandalarının önüne gelene saldırmaları, silahlı kavgaların, kadın cinayetlerinin bitmediği sorunlar yaşanırken, birde KKM kalkmasıyla döviz kurları tırmanışa geçti. Halk arasında konuşulan, seçim sonrası döviz kurlarında önemli şekilde yükseleceği konuşuluyor…
Dövizin yükselişiyle ilgili endişelerin kaynağında, geçtiğimiz yıl yapılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasında, kurlarda yaşanan aşırı yükseliş referans olarak gösteriliyor. 31 Mart yerel seçimleri öncesi kurlarda yaşananlara baktığımız zaman, geçen yıl Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesindeki kurlarda yaşanan baskılamanın aksine, kurlarda düzenli ve kademeli olarak yükselişler görüyoruz…
Bu konuda geçen seçimlerden sonra aniden ve yüksek oranlarda yaşanan kurlardaki yükseliş yerine, kurlarda baskılama yapılmadan, kontrollü ve zamana yayılan kur artışları ile gidilecek. Türkiye Ekonomi Yönetimi, seçim sonrası, kurlarda sert bir yükseliş beklemiyor ama yılsonu dolar kurunun 40 TL civarında olabileceğini de, dile getiriliyor…
Piyasaya baktığımız zaman, Türk Lirası’nın yüzde 50 düzeyindeki politika faizi getirisi ve yüzde 55 civarında mevduat faizi getirisi, enflasyona karşı koruma sağlamakta yeterli olmuyor ve yeniden artan döviz talebi, kurları yeniden yükseltmeye başlamış durumda. Geçen yıl Cumhurbaşkanlığı seçim döneminde olduğu gibi, Merkez Bankası’nın döviz alımlarında bankalara limitler vermesi ve belli bir zamandan sonra döviz alımı yapmanın zor olması da döviz kurlarında yükselişe neden olduğu söyleniyor…
Net rezervler, 1 Mart haftasında 21,5 milyar dolar olarak gerçekleşti. Hafta net rezervler 23,4 milyar dolar düzeyindeydi. Swap hariç net rezerv ise eksi 41,8 milyar dolar oldu. Önceki hafta Swap hariç net rezervler eksi 47,2 milyar dolar olarak açıklanmıştı.
Seçim ekonomisinin başlaması ve buna bağlı olarak sermaye girişinin zayıflaması, döviz talebinin, seçim sonrası kurun yükseleceği endişesi ile artması, döviz rezervlerinin azalmasında etkili olmuştur…
Seçim öncesi ya da seçim sonrası olabilecek aşırı kur yükselişi, hem Merkez Bankasını, hemde Ekonomi yönetimini zora sokacaktır. TL’nin reel olarak değer kazanması için, Ekonomi yönetimi, adımlar atmaya çalışmakta, yabancı yatırımcılara şimdi gelin, yatırım yapın mesajı verilmektedir… Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türkiye'nin kredi notunu “B” den “B+” ya yükseltirken, not görünümünü “durağan” dan “pozitif”e çıkardı. Bu gelişmenin, piyasaları olumlu etkilemesi bekleniyor…
Ekonomik gelişmeler dışında, siyasi gelişmeler de Türkiye ekonomisini doğrudan etkileyebilmektedir. NATO’nun genişlemesine Türkiye’ nin onay vermesi ve ABD’nin yeni F16 uçaklarının alınmasına ve modernleşme projesine onay vermesi, ABD ve AB ile ilişkilere olumlu yansıyacak, bu da yabancı yatırımcıların ülkeye gelmesine ivme kazandıracaktır. Türkiye ve ABD’nin bir süredir gerçekleşmeyen terörle mücadele istişarelerine yeniden başlaması ve savunma sanayi alanında yaşanan sorunların çözümü için iletişim başlatma kararı çok önemli bir adımdır…
Öte yandan, seçim ekonomisi nedeniyle, kamu harcamalarının artması ve para basmanın devam etmesi de, enflasyonu körüklemeye devam ediyor. Bu çerçevede, böylesine bir ortamda, vatandaşın elindeki dövizi bozup, TL’ ye geçmesi beklenmemelidir. Herkes, elindeki paranın değerini korumaya çalışmaktadır.
Mart ayı ile birlikte dövizdeki tırmanma ve TL’nin değer kaybı artarak devam etmektedir. Bu artış, piyasaya yüksek enflasyon ve pahalılık olarak yansımaktadır…