Önceki yazımda zorbalıkların bitmediğini yazmıştım. Aslında baktığımızda ve araştırdığımızda bakın daha nelerin zorbalıklar oluğunu iyice göreceğiz. Belki de bazen farkında olmadan biz bile zorbalıklara karışıyoruz. Gerçekten bakacak olursak, son günlerde daha çok rastladığımız zorbalıkların ardı arkası kesilmiyor. Bu da yaşam içerisinde “Huzur” kaçırıyor…
Zorbalık, bir kişinin başka bir kişiye kasıtlı olarak zarar verme, onu rahatsız etme veya kontrol altına alma eylemi olarak tanınıyor. Güç ve üstünlük elde etmek amacıyla yapılan bu eylemler sözlü, fiziksel, sosyal veya duygusal olarak gerçekleşebilir. Zorbalığın topluma ve kişiler arası ilişkilere yansımaları oldukça derin olmaktadır…
Örneğin, zorbalığın toplumda yaygın olması, genel huzursuzluk ve güvensizlik duygularına yol açabildiği gibi toplumsal bütünleşmeyi ve dayanışmayı da zayıflatmaktadır. İnsanların birbirine güvenini azaltan bu davranışlar zorbalığa uğrayan kişilerde duygusal travma, düşük özsaygı, kaygı ve depresyon gibi psikolojik sorunlara da yol açabilmektedir. Örneğin yoğun bit trafikte aracı ile önünüzü kesen şoförün davranışı zorbalıktır…
Kullandığı aracın büyüklüğünden esinlenerek trafikte kural tanımaz olmak bir zorbalıktır… Kaldırımın olduğu bir caddede yolun ortasında yürüyerek trafiği yok saymak bir zorbalıktır…
Aracındaki müzik sesini sonuna kadar açıp çevresindeki insanları yok saymak, rahatsızlık vermek bir zorbalıktır…
Bankada sıra numarası almadan vezneye bir şey soracak bahanesi ile işini yaptırmaya çalışan müşterinin davranışı zorbalıktır… Herhangi bir kamu kurumunda resmi prosedürü kullanmadan akraba ve tanıdık ilişkileri ile işlerini çözmeye çalışmak bir hak gasp’ı ve zorbalıktır… Toplumsal olarak, baktığımız aynadaki görüntümüz ile ilgili ne düşünüyorsunuz?
Zorbalık sadece bireyler arasındaki ilişkileri değil, aynı zamanda toplumun genel sağlığını ve refahını da etkileyen ciddi bir sorundur.
Son zamanlarda özellikle okullarda artış gösteren akran zorbalığı, toplumdaki istenmeyen davranış örneklerinin bir parçasıdır. Okul ortamlarında yoğun olarak gözlemlenmeye başlanan zorbalık kökenli davranışların ortadan kaldırılması için eğitim kurumları, aileler ve toplumun genelinde farkındalık oluşturularak, örnek davranışlar ile ilgili modelleri artırmaya yönelik işbirliği gerekliliği vardır…
Örneğin trafik sıkıştığı zaman aracını, jeepini kaldırımın üzerine çıkartarak önündeki arabaları yok sayan bir sürücü, çocuğuna ve çevresindekilere fiziksel olarak daha güçlüyüm imajı vermek, Trafikte yol kesmek, Kadın sürücülere yol vermedi diye saldırmak, araçlarını tekmelemek, küfür etmek, bir zorbalıktır…
Zorbalıkla mücadelede aktif rol almak için neler yapabiliriz?
İyi davranışlar sergileyerek, empati göstererek ve zorbalıkla mücadele etmek için adım atarak, çevremizdeki insanlara örnek olabiliriz. Bu, toplumda olumlu değişikliklerin başlamasına yardımcı olabiliriz. Güvenilir ve destekleyici ilişkiler, toplumun huzur ve refahını artırmaya çalışmak. Bireyler, güvende olduklarını hissettiklerinde daha mutlu ve sağlıklı bir toplum oluşturur.
Güven duygusu arttıkça, suç oranları ve toplumsal çatışmaların azalmasıyla yapılan araştırmalarda dostluğun kazandığı ve insan ilişkilerinin pekiştiği görülmüştür…
İnsanlar, birbirlerine güvendiklerinde daha az şiddet ve çatışma yaşanır. Kuçuradi’nin de belirttiği gibi “Fikirler saygı konusu değildir, insanlar saygı konusudur. Fikirler değerlendirme konusudur.” Demiştir…
Toplumsal davranışlar bir aynadır. Zorbalık kökenli davranışlara karşı sessiz kaldığımız zaman çevremizdeki davranışların olumluya dönüşmesini beklemek gerçekleşmeyecek bir hayaldir. Bu bekleyiş ayna karşısında öfkelenen insanın aynadan gülümseme yansımasını görmeyi beklemesi gibidir…