PİRİNCİN TAŞLARI
15 Temmuz darbe ve işgal hareketi Türkiye için bir destandır. Çanakkale nasıl destan olduysa. 15 Temmuz da Türk Milletinin destanı olmuştur. Çanakkale de Mustafa Kemal Atatürk, Türk Askerine; “size ölmeyi emrediyorum demiştir.” 15 Temmuz da böyle bir emir veren yoktu. Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Başkomutan sıfatıyla; “Milletimi sokağa çıkmaya, meydanlara çıkmaya ve Demokrasimizi korumaya davet ediyorum” demişti…
15 Temmuz, gelenekli hayatımızda da bir dönüm noktasıdır.
Bu millet, maalesef, genç Osman'a sahip çıkamadı; Yeniçeri haydutları onu boğdular... III.Selim'e sahip çıkamadı; Yeniçeri eşkıyası Padişahı öldürdüler... Sultan Abdülaziz'e sahip çıkamadı beynelmilel güç ve yerli iş birlikçileri olan sivil ve askerî cunta Sultanı katlettiler... Sultan Abdülhamid'e sahip çıkamadı, siyonistler, İngilizler, Almanlar ve İttihatçılar, Hakan Halifeyi düşürdüler... Onlar gibi Cumhuriyet döneminde de Adnan Menderes'e, Necmettin Erbakan'a sahip çıkamadı... Önde asker perdenin arkasında İngiliz, CIA, Alman Vakfı, Beyaz Türk, Prens Adaları vs vardı…
Eskiden bir darbe olduğunda, radyoda sanatçı Hasan Mutlucan, kahramanlık türküleri ve tanklar sokaklarda yürüdüğünde millet, önce bakkala sonra evine koşardı. Bu defa öyle olmadı. Bu defa çok farklı ve çok şanlı oldu! Millet, evine koşmadı. Evlerinden meydanlara koştu. Tankların önüne dikildi, darbecilerin gırtlağına sarıldı, ellerindeki silahı almaya çalıştı. Bu millet, bu defa Sevr taşeronu hainlere “Dur buraya kadar!” dedi. Şehit ve gaziler vermepahasına durdurdu. Millet, bu defa Ülkesine Demokrasiye, Cumhurbaşkanına, Başbakanına, Hükümetine, Meclisine,
verdiği oya ve geleceğine sahip çıktı. 15 Temmuz, 7'den 70'e bir milletin her ferdiyle darbelere karşı direnme yeniden dirilmesidir…
Muğla’da yargılanan FETÖ’nün asker elbiseli teröristleri Mahkemelerde tiyatro oynuyorlar. Mahkeme kararlarını uzatmaya çalışıyorlar. Hainlerden nerede kahraman görülmüştür. Hain her yerde haindir. “Gerçek Kahraman Türk Milletidir” İşte meydanları görüyoruz. 15 Temmuz’un birinci yılında meydanlar doldu taştı. Fazla söze gerek var mı?
Her gün birçok e-mail alıyorum. Bu maillerden bir tanesine çok güldüm. FETÖ teröristlerinin mahkemelerde, duruşmalarda sergilediği tiyatroları bana hatırlattı. Çok komik ve düşündürücüydü.
Okurum, dostundan duyduğu anı veya hikâyeyi şöyle anlatıyor; 70’li yılların sonları. O dönem, “KUK, KAWA, RIZGARİ” gibi örgütler bölgede faaliyet gösteriyorlar. Henüz o yıllarda PKK yok. Olay, Güneydoğunun bir ilçesinde geçiyor. Güvenlik güçleri, adamın birini, ‘KUK’ örgütü üyesi olduğu ve örgüt adına faaliyet gösterdiği için gözaltına alıyor. Karakolda sorguda adam, biraz sıkıştırılmış olsa gerek ki, yaptığı her şeyi anlatıyor ve suçunu itiraf ediyor…
Adamı Adliyeye sevk ediyorlar. Hâkim, dosyaya bakıyor sonra, “Her şeyi itiraf etmişsin, öylemi?” diyor. Adam “Evet Hâkim beg” diye cevap veriyor. Hâkim’in, “Bu ifadelerini vermende sana bir zor kullanma oldu mu? Sorusuna adam, “Hayır, Hâkim beg” dedi. Yapacak bir şeyi kalmayan Hâkim; “Gereği düşünüldü” diyerek kararı açıklıyor. Hâkim; “KUK mensubu falanca” derken, yerinden kalkan adam, ‘Hayır’diyerek Hâkim’in açıklamasını kesiyor.
“Bir dakika Hâkim beg, ben “mensup değilem.”
Hakim; “Ne demek, bütün suçlarını itiraf etmişsin.” Adam: “Yav tamam Hakim beg, etmişem, ama ben mensup değilem.” Sinirlenen Hâkim, sesini yükseltiyor; “Burada itiraf etmişsin. Şimdi benim karşımda itiraf ettin. Hâlâ, mensup değilem diyorsun.” Adam; “tamam Hâkim beğ, etmişem, ama “ben mensup değilem. Ben KUK’çiyam.” Diyor…
Ben, başta güldüm demiştim. Siz de güldünüz değil mi? Gerçekten komik geliyor insana ama güler misin, ağlar mısın? Biraz düşünürseniz, başlangıçtaki komik görünen bu durum, daha sonra ne yazık ki, vahim bir hal alıyor. İşte size, geçmişten, bir örgüt üyesi örneğini yazdım. Bunun gibi benzer örnekler bugün de yaşanmaya başlandı. Böylesi bir potansiyel varken, örgütler, insanların bilinçlenmesini neden istesinler. PKK, FETÖ, de işte böyle bir örgüt ve körü körüne giden terör elamanları olmuşlar…