PİRİNCİN TAŞLARI
Türklerde bir atasözü vardır; “Yahudi esnaf boş kalırsa, veresiye defterini kurcalar.” Gazeteci de boş zamanında internet sitelerini ve Google de araştırma yaptım. Bir belge gözüme takılıyor. Rapor eski tarihli olmalı. Çünkü bu raporun Türkiye ayağını geçen yıl uyguladılar. Bir ABD operasyonu olan 15 Temmuz kalkışmasının hedefi sadece bir darbe değil, amaç değiştikti ama başaramadılar…
ABD'ye bağlı subayların (Charlie’nin “Abileri” ve “Our Boys” sınıfı NATO'cular), ABD'den aldığı emirle planlayıp başlattıkları o kalkışma, vatansever bir binbaşının MİT'e haber vermesiyle deşifre olmayıp planlanan saatte (03.00'de) uygulansaydı, darbeciler 16 Temmuz sabahı ülkenin kurum ve kuruluşlarının çoğunu rahatlıkla ele geçirmiş, binlerle tutuklamalar gerçekleştirmiş olacaklardı…
Böylece darbe en azından başlangıcı itibarıyla başarılı olsa da, Cumhurbaşkanı Recep Tayip Erdoğan, Başbakan ve Hükümet Üyeleri, Emniyet içindeki vatansever Polisler, TSK içindeki vatansever subayların, henüz darbeciler tarafından tutuklanamayan ve Türk Milleti, 15 Temmuz gecesi canları pahasına yaptıkları mücadele sonucunda darbe olayını bastırdılar. ABD, FETÖ’cüler, iç savaşı körükleyeceklerdi ama onu da beceremediler…
ABD, boş durmuyor. FETÖ elebaşsısını ve FETÖ’cüleri teslim etmediği gibi, ABD yeni planların peşinde planlarını yavaş yavaş devreye sokmaya çalışıyor. PKK da eylemlerini görülmemiş şekilde artıracak, “kurtarılmış şehirler” ilan etmeye başlayacak (darbe başarısız olduğu halde denediler ya), Temmuz ayı sona ermeden, YPG teröristleri de ABD silahlarıyla Suriye hududundan Türkiye'ye giriş yapıp PKK'ya destek olacak; vatansever subayların birlikleriyle bunlara karşı koymasıyla Türkiye tam bir cehenneme dönecekti. Tahminimce Ağustos ayı içinde ABD koalisyon güçleri (İngiltere, Almanya vs), tıpkı bu raporda kelimelere döküldüğü şekilde “iç savaşı kontrol altına almak için mevcut hükümete (yani darbecilere) yardım etmek üzere” vebüyük bir ihtimalle yeni hükümetin (darbecilerin) “davetiyle” Türkiye'ye hava operasyonları düzenlemeye başlayacaklardı…
Fakat o müdahale de tıpkı Suriye'ye müdahalelerinde olduğu gibi, örtülü olarak PKK-YPG'yi havadan koruma kollama maksatlı olacaktı. Belki üç-beş sene, belki beş-on sene devam edecek iç harp ve hava operasyonlarıyla ülke yerle bir olduktan sonra “barışı tesis etmek” adına Türkiye'nin doğusunda bir yerlerde bir boylam tespit edip, onun doğusunu “uçuşa yasak bölge” ilan edecekler, bu bölge daha sonra kurulacak, muhtemelen bir kısmına Kürdistan, bir kısmına Ermenistan adı verilecek özerk (!) devletlerin temelini kurmayı teşkil edecekler...
Bu arada çatışmaların devam ettiği büyükşehirler, ama bilhassa İstanbul'un ve belki İzmir'in de asayişi geçici olarak “koalisyon güçleri” tarafından sağlanması kararı alınacak, bu muvakkat yönetim, iç harp bittikten sonra da itinayla seçilecek “yumuşak” bir isimle kalıcı hale gelecek. Sonra da sözüm ona özerk bölgeler yapılacaktı. Türkiye Hükümeti, bu A planını başarısız kılınca, ABD hızla B planına geçmiş görünüyor; Suriye'nin kuzeyinde, Irak'tan Akdeniz'e kadar Türkiye hudutları boyunca uzanacak bir YPG Kürt devleti kurmak. Dikkat ediniz; A planlarındaki hezimeti, B planında da yaşatmak için çok kararlı duruyorlar. ABD’nin yaptığı silah yardımları bu planın ispatı değil mi?
Öyle görünüyor ki bir şekilde ÖSO içinden bazı aşiretleri DAEŞ ve El Kaide saflarına geçmeye ve Rusya'yı sessiz kalmaya ikna edip, PYD devleti operasyonunun İdlib ayağına geçmek üzereler. Türkiye ve ÖSO, İdlip'i, bunlara kaptıracak olursa, geçmiş olsun. YPG devletinin temeli bir şekilde atılmış olacaktır...
Benim kuş kadar beynimle bildiğimi, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Yıldırım, TSK, bunu çok daha iyisini biliyorlardır. Mutlaka Ankara’nın bildiği bir B planı vardır. Bekleyip ne olacağını hep birlikte göreceğiz…