PİRİNCİN TAŞLARI!
Hıristiyan Âleminde, Noel’in, Yılbaşı’nın önemini iyi biliyoruz. Müslümanların, Dini Bayramları’nın olduğu gibi Hıristiyanların, dini inançlarına göre Noel’i de çok kıymetli. Hıristiyan Dinine mensup dostlarımızın Noel Bayramları kutlu olsun…
Avrupa’da yaşayan Türkleri geçtik. Türkiye de yaşayan vatandaşlarımızın Noel, Yılbaşı kutlamaları beni şaşırttı. İşsizlik var diyenler, borç içerisinde bocalayıp duranların ceplerindeki kredi kartlarıyla alışveriş çılgınlığı yaptıklarını hayretle izliyorum…
Siyasi partilerin seçim zamanı ve asgari ücret görüşmelerinde, bol keseden attıkları asgari ücret vaatlerinde dudak uçuklatacak rakamlar söylemeleri, işin doğruluğunu şimdi ortaya çıkarıyor. AK Parti Hükümeti, zamanın Başbakanı Davutoğlu, 1.300 TL olmasını vaat ettiği asgari ücreti, işveren zor karşılayacağını ve Hükümet ile yükü paylaşmak istediğini belirtince, diğer partilerin yüksekten atmalarının sonucu ortaya çıkmış oldu…
Yılbaşı öncesi ve sonrasında büyük alışveriş mağazalarında gördüğüm kredi kartlı alışveriş çılgınlığı beni çok şaşırtıyor. Adeta bedava dağıtıyorlarmışçasına mağazalardan alışveriş yapanlar, restoranlardan yemek yeme yarışına girmişler gibi, restoran ve içkili lokantalarda oturacak yer bulunmuyor…
Vatandaş borç batağına girmiş durumda. Kredi Kartı borcu ve Tüketici kredisi borcunu kapatabilmek için yine Tüketici kredisi alma yoluna gidiyor veya Kredi Kartına taksitle borçlanma yolunu seçiyor. Yani borcu borçla kapatmaya çalıştıkça borç katlanarak büyüyor. Burada bazı bankalarla ortak çalışan tefeciler devreye girip elde ettikleri telefon numaralarıyla borçlunun tepesine çöküyorlar…
Örnek olarak; Tefecilik yapan bir Kuyumcuya gidiyorsunuz altın satışı yapmış gibi Kredi Kartına 9 taksitle sizden 1000 TL para çektirdikleri yolunda mailler alıyorum. Altın ve pırlantanın KDV'si yok. Kuyumcu sizden 10 kesinti yaparak size 900 TL peşin parayı veriyor. Siz de gidiyorsunuz birikmiş borcunuzu yatırıyorsunuz. Kredi Kartı aylık ödemesi geldiği zaman her ay harcamalarınıza ilave olarak 111 TL daha ödemek zorundasınız. Bu uygulamayı normal borçlu vatandaş yaptığı gibi bir işletme sahibi de sıcak paraya ihtiyaç duyduğu zaman yapabiliyor. Çekilen miktar da vatandaşın ihtiyacına göre 1000 TL, 10.000 TL, 20.000 TL veya daha fazla olabiliyor. Böylece bu tefecilik düzeni sürüp gidiyor. Burada yazdıklarım her kuyumcu için yazmıyorum. Bazılarının kuyumculuk işlemi adı altında işlem yapanlar için yazıyorum…
Vatandaş Bankadan kredi alıyor, işsiz kalıyor veya işleri kötüye gidiyor ödeyemiyor. Bankalar da batık kredilerle kendisi uğraşmıyor. Tahsilâtının mümkün olmadığını gördüğü kredileri 40 - 60 düşük fiyatı karşılığında mafya usulü çalışan vade tahsilât kurumlarına devrediyor. Bu kurumlar da icra ve baskı yolu ile bu borçları; Vatandaşın evini, arabasını ve mal varlığını satarak tahsil ediyor. Şuursuzca harcamasının cezasını sonunda çekiyor…
Türkiye’de işsizlik var mı? Var. İşsizliğe çare bulmak için çaba sarf ediliyor mu ki ediliyor. İşsizliğin halledilmesi ülke kalkınmasına katkı sağlanmasını beklemek bu milletin hakkıdır. Ancak, Türkiye de işsizlere iş bulmak zor. İşsiz olan insanların, çoğu diplomalı işsizler ki, işe göre iş değil, bu işsizlere göre iş arandığı için iş bulmak zorlaşıyor. İşsizlik rakamları da kabarıp gidiyor. Burada cepteki kredi kartı devreye girdiğinde ise sonuç; Milyarları aşan kredi, kredi kartı borçları kabarmaya başlıyor…
Önemli bir konuyu da belirtmek istiyorum. Birçok İş adamı ve Sanayici ile görüştüğümüzde, dolgun maaş ile çalışacak işçi bulamadıklarını anlatıyor. İşsizlik değil, İş beğenmemezlik var…
Ceplerindeki kredi kartlıyla mağazalarda yılbaşı alışveriş çılgınlığı yaşandığını görüyorum. Almanın sonunda ödemesi var. Ödeyemeyenlerin yuvalarının dağılmamsı ve ağızlarının tadlarının kaçmamasını da hatırlatmak istiyorum…