PİRİNCİN TAŞLARI
Önceki gün itibarıyla 15 Temmuz kalkışma ve darbe girişimi üzerinden tam iki yıl geçti. İlk gün demokrasisine sahip çıkan Türk milleti ellerinde bayraklarıyla yine meydanları doldurdu. İki yıl içinde Türk demokrasisini hedef alan bu darbeci faillerinin adalet önünde hesap vermeleri sağlandı. Adli yargılama sürecinde önemli yol alındı. Örneğin, önceki gün “15 Temmuz Şehitler Köprüsü” üzerinde meydana gelen olaylarda ilişkisi olan 143 sanıklı davanın sonuna gelindi. Mahkeme, bu davada 72 sanığa ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verirken, 27 sanığı ise 17 yıl ve altında değişen hapis cezalarına çarptırdı. Bunlardan biri asteğmen, 43’ü er olmak üzere 44 sanık suçsuz bulundu…
Adalet Bakanlığı verilerinden aldığım bilgiler göre, 15 Temmuz sonra açılan toplam 289 darbe davasından 194’ü önceki gün itibarıyla karara bağlanmış bulunuyor. Bu rakam, darbe davalarından yaklaşık üçte ikisinin birinci derece mahkemeler aşamasında sonuçlanmış olduğunu gösteriyor. Bu davalarda 1.624’ü ‘ömür boyu’ olmak üzere 2 bin 381 sanık hapis cezasına çarptırılmış. Bu toplam sanıklar içindeki 757 sanık hakkında ise 1 yıl ile 20 yıl arasında değişen hapis cezaları verilmiş…
Bakanlığın dökümünde yargılama sonunda beraat eden sanık sayısı bilgisi ne yazık ki yoktur. Ancak 2017 sonu itibarıyla hazırlanmış olan benzer bir çalışmada sanıkların yaklaşık üçte birinin beraat ettiği görünüyordu. Beraat eden şüphelilerin tümü olmasa da önemli bir bölümünün, 15 Temmuz gecesi komutanların verdikleri emirleri yerine getiren er ve erbaş statüsündeki askerler olduğunu söyleniyor. Kalan 95 davanın büyük çoğunluğunun bu yılsonuna kadar sonuçlanması şaşırtıcı olmaz. Bunlar içinde üç büyük dava özel önem taşıyor ve her üçünde de henüz karar aşamasına gelinmiş değildir...
Bu grubun başında, FETÖ’nün darbe karargâhı olarak kullandığı Akıncı Üssü’ndeki faaliyeti ve Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nı konu alan 481 sanıklı büyük dava geliyor. Bir diğeri, Genelkurmay Başkanlığı Karargâhı’ndaki darbe faaliyetine odaklanan 221 sanıklı ana karargâh davası. Üçüncü dava olarak da 155 sanığın suçlandığı Güvercinlikteki Kara Havacılık Komutanlığı davasıdır. Davalar birinci derece mahkemelerde sonuçlanırken, diğer düzleme ise bu davaların temyiz sürecinin başlamasıdır. Bu çerçevede önümüzdeki dönemde mahkûmiyet ve beraat kararlarıyla ilgili istinaf mahkemelerine yapılan itiraz başvurularının akıbeti önem kazanacak…
Bunu daha sonraki aşamada temyiz sürecinin son aşaması olarak Yargıtay izleyecek. Darbe girişiminde suçüstü yakalanan, kalkışmaya katıldığı somut delillerle inandırıcı bir şekilde ortaya konan sanıkların durumunun temyiz sürecinde de bir tartışmaya yol açması beklenmemelidir. Bu durumdaki darbe failleri hakkında verilen mahkûmiyet kararları, toplum vicdanında kanlı darbe girişimiyle ilgili adalet beklentisine karşılık vermeye başlamıştır. Yargının biraz daha hızlı çalışmasıyla önümüzdeki yıl dönümüne kalmadan davaların çoğunun sonuçlanacağına inanıyorum…
Temyiz sürecinin ana tartışmasından biri, darbe sanıklarının bir bölümünün 15 Temmuz gecesi gerçekten suçlu olup olmadığıdır. 15 Temmuz gecesi darbe faaliyetinin içinde yer alan, ancak bu faaliyetin tatbikat mı, darbe amaçlı mı, olduğunu bilmediğini, bunu sonradan öğrendiğini söyleyen çok sayıda sanık olmasıdır. Bu sanıklar, komutanlarının verdikleri emirleri yerine getirdiklerini söylüyor. Bu durumdaki sanıklarla ilgili mahkemelerden farklı doğrultuda kararlar çıkması ve temyiz sürecinde giderilmesi vicdanları rahatlatacaktır. Birilerinin uydusundan temizlenen yargı ve yargıçların, daha hızlı dosya takibi ve verecekleri kararlarla gerçek Türk adaletinin tesisini yeniden gönüllere yerleştirecekleridir. Ülkemize ve Türk Milletine o kötü günleri Allah bir daha göstermesin…