PİRİNCİN TAŞLARI
Felaket telalığı yapmak istemiyorum. Vah Türkiye’m vah diye de yazıma başlamak istemiyorum ama iş bilmezlik mi, yoksa paragözlük mü, şehir özentisi mi? Köylü kızını şehirliyle evlendiriyor. Köydeki gençler evlenecek kız bulamıyor. Tarım alanları satılıyor yerine beton yığınları dikiliyor…
Bir yanda, “bir karış toprak boş bırakılmasın!” ekelim biçelim diyoruz. Bir yanda “bir damla su boşa akmasın!” diyoruz.
Geldiğimiz 2019 yılının Türkiye’sinde her yeri betonlaştırıyoruz.
10 yıl içerisinde çftçi sayısı 38 azalmış…
Tarım alanların da, son 15 yılda 12 düşüş görünüyor. Aynı dönemde, “sebze bahçeleri alanı 15 küçülüyor!” Türkiye’nin 15 yıl 2004 yılı öncesi nüfusu ne kadar; “66 milyon 845 bin…” Türkiye’nin 10 yıl, 2009 yılı öncesi nüfusu “71 milyon 241 bin…” Türkiye’nin 2019 yılı nüfusu “82 milyon…”
15 yıl öncesine göre nüfusumuz; “15 milyon 150 bin” artmış…
10 yıl öncesine göre nüfusumuz, “10 milyon 750 bin” artmış…
Devletin resmi verileri TUİK rakamlarına göre, “üretimde sürekli düşüş oluyor!” 15 yıl içerisinde, “81 İlin Yöneticileri” ne yaptılar?
İstatistik verileri, “her yıl tarım alanları azalıyor!” Belediyeler tarım alanlarını imara açarak rantçılara rant sağladılar. İstatistik Verileri, “her yıl çiftçi sayısı düşüyor!” İstatistik Verileri, “her yıl sebze alanları azalıyor!” Nüfusumuz, “66 milyondan 82 milyona çıkıyor” Nüfus artışıyla birlikte doğru bir orantı kuracak olursanız; Her yıl üretimin katlanarak artması gerekmiyor mu?
Her zaman için söylerim; 1980’lerden sonra kırsal kesimlerden şehirlere göçü kontrol edemedik. Miras yoluyla küçülen arazileri toplulaştıramadık. İl Özel İdareleri ve Belediyeler, ‘katılımcı’ olamadılar. Hangi şehrimiz, hangi ilimiz; “Gıda ve Tarım Stratejilerini masaya yatırdı?” Hangi İlimizde, hangi şehrimizde;
İl Özel İdareleri çiftçiye rehberlik ettiler?
Her şeyi Devlet’ten Bakanlıklardan bekledik. İl ve ilçelerimiz Yeni Dünya düzenine ayak uyduramadı. Gelişmiş Ülkelerin, tarım politikalarına baktık mı?
Anadolu Coğrafyası gibi ne bol güneşi, nede verimli toprakları yok. İsrail, çölü yeşillendirdi. Sürekli ‘verimli topraklar üretiyor.’ Hollanda, ‘denize yöneldi. Ekonomisiyle dünyaya meydan okumaya başlayan, Çin, ‘evlerin balkonlarına kadar’ üretimi tasarladı. Dünya da, ‘kent bahçeciliği’ revaçta. Bizler ata yadigârı evimizi, toprağımızı satıp şehre göçtük…
82 milyon insan “Üretim yapmazsak nasıl ve neyi tüketeceğiz? Bir de fırsatçılara, Halcilere, dikkat edilmelidir. Bu “yoksulluk kültürüne davetiye çıkartmaktır” Tarım ülkesi Türkiye, gıda, sebze ithal ederse işte o zaman “Vahh Türkiye’m” demek gerekir…
Herkes yaşadığı şehir de, “Kişi başına düşen GSMH nasıl artırabiliriz?” Her şeyi Devletten beklememek gerekir. 2020 yılına yaklaştığımız şu günlerde her şeyi devletten beklemeden vatandaşlar olarak bizde geleceğimiz olan çocuklarımıza emek ve alın teri çalışmalarımızla örnek olalım. Fırsatçılara meydan verip arazilerimizi betonlaştırmayalım…