PİRİNCİN TAŞLARI
Rumların önce bayrak kaldırması, Güney Kıbrıs’ın Garantörü Yunanistan Başbakanı Mitçotakis, hayal peşinde koşmaya devam ediyor. Denizleri 12 mile çıkarmak. 12 mile çıkarsa Çeşme’den insanlar denize giremeyecek. Peki, bunca gerilim, bir Türk Yunan deniz çatışmasının eşiğinde gelgitler yapmaya başladı…
Bunlar bir yana üç sondaj, iki sismik araştırma gemisinden oluşan filomuz Akdeniz’de enerji yatakları buldu mu?
Özel aldığım duyumlara göre, teyit edilmemiş de olsa duyumlarıma göre galiba “evet…
Şu konuyu belirtmekte yarar var; Yunanistan kurulduğu günden beri, hep Batı’nın şımarık çocuğu olarak gördü ve öyle davrandı. Batı hep Yunanistan’ı pohpohladı. Bu yüzden yaptığı onca hataları, Batı tarafından görülmek istenmedi. Batı’nın koruyup kolladığı Yunanistan kendi (bağımsız) olamadı. Hep onun-bunun teşvik ve tahrikleriyle hareket etmiştir...
Dün, İngiltere’nin teşvikiyle İzmir’e çıkmış, yıkılan Osmanlı’nın külleri üzerinden yapılan parselasyonda pay kapmak istemişti.
O çılgınlıkla Anadolu içlerine kadar gelmiş lakin o küllerin altında saklı cevheri “Türk’ün ruh kökünü” görüp hesap edememişti.
Türk’ün ruhu yeniden şahlanıp Yunan’ı önüne kattığında; teşvikçileri olan İngiliz generalleri olayı seyretmekle kalmış, kaçan Yunan askeri ise soluğu Ege Denizi’nde alabilmiştir…
Yunanistan o günkü kullanışlı halinden bugün de vazgeçmiş.
Zira o gün, İngiltere’nin himayesinde ayakta durabiliyordu, bugün de Almanya Başbakanı Merkel’in sağladığı Euro’larla memurlarının maaşlarını ödeyebilmektedir…
Yunanistan bugün de kimden akıl(!) almışsa, kimin ya da kimlerin dolduruşuna geldiyse, Akdeniz’de en uzun kıyısı olan Türkiye’nin yetki alanını, Türkiye’nin kıta sahanlığını görmezlikten gelerek, haksız ve hukuksuz bir şekilde Mısır’la anlaşma yaptı.
Mısır’ın başına darbeyle getirilen Sisi de, kullanışlı bir lider olarak, bu iş için biçilmiş kaftan…
Türkiye, doğal olarak bu anlaşmayı yok hükmünde saydığını ilan etti ve Merkel’in ricası üzerine ertelemiş olduğu sondaj çalışmalarını. Yunanistan’ın tahrikleri sonucu yeniden başlattı.
Durumlardan vazife çıkarmaya çalışanlardan biri Garantör bile olmayan Fransa’nın başındaki Macron. Beyrut Limanı’ndaki patlamadan sonra, Lübnan’da boy gösterip fotoğraf çektirdi ve sömürü amacımızdan vazgeçmiş değiliz demeye getiriyordu…
Yunanistan kendine verilen rolü iyi oynuyor, Mısır’la yaptığı hukuksuz anlaşmadan sonra, Fransa ve İsrail’le görüşüp destek aradı ve aradığı bu desteği de buldu. Fransa, Doğu Akdeniz’deki askeri varlığını arttırma kararı aldı ve bölgeye iki adet savaş uçağıyla firkateyn gönderme kararı aldı…
Beyrut’u harabeye çeviren patlamanın ardından Fransa çıkarsa hiç şaşırmayın, zira Macron’un Lübnan’ı ziyareti ‘katil cenazede’miydi’ dedirtti. Belli ki, bu eski Fransız sömürgesi paramparça edilip, ağababalarının üsleri haline getirilmek isteniyordu?
İsrail de Yunanistan’a deniz alanlarında, münhasır ekonomik bölgesini belirlemekte dayanışma içinde olacaklarını açıkladı. İsrail de Lübnan’a aynı gözle bakıyor, bir an önce parçalansın ki, Hizbullah belasından kurtulsun istiyor…
İşte Yunanistan o küçücük cürümü ile hem Yunanistan’ı hem de bölgeyi ateşe atmak istiyor. Belli ki daha dünkü tarihten bile hiç ibret almamış. Dün 30 Ağustos Zafer Bayramı'nı kutladık. Mitçotakis, 30 Ağustos Zafer Bayramının ne olduğunu iyi biliyordur. Başbakanlık yapan bir şahıs Tarihi ve 30 Ağustos Zafer’ini iyi biliyordur…